SENİN İÇİN

4.9K 117 32
                                    

Maksim, görevlerini tamamlayana kadar kalacakları otele giriş yaptırmak için resepsiyondaki kadınla ufak çaplı bir tartışmaya girmişti. Karşısındaki kadın ısrarla adlarına yapılmış bir rezervasyon bulunmadığını söylüyor, Maksim ise kadına sadece görevlerinde kullandığı ad olan Andrey Melnyk adına rezervasyon yaptırılmış olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

Nihayet kadına yeni bir rezervasyon yapması için ricada bulundu ve Oscar ile odalarının giriş kartlarını alarak asansöre yürümeye başladılar. Her zaman yaptıkları gibi tek kişilik odalarda kalmaya karar vermişlerdi. Ne de olsa onlar birer ajandı, kendilerine karşı yapılabilecek herhangi bir saldırıda kendilerini en iyi şekilde savunabilirlerdi.

Yukarı çıkıp odalarına yerleştikten sonra Oscar, soluğu Maksim'in odasında aldı. İçeri girdiğinde Maksim'i yatağında ellerini başının altına kenetlemiş yatarak dalgın dalgın odanın tavanına bakmaktayken buldu. "Anlaşılan o ki durum bayağı vahim." dedi yine o alaycı gülümsemesini takınarak kapıyı kapattıktan sonra.

"Ne demek istiyorsun Oscar?"

Oscar arkadaşının uzandığı yatağın baş ucundaki sandalyeye oturduktan sonra devam etti. "Dostum, sen bu kıza deli gibi âşıksın."

Maksim tam ağzını açmış itiraz edecekti ki Oscar araya girdi. "Sakın inkâr etme, abiciğim. Ona bal gibi âşıksın. Hem de öyle bir âşıksın ki aşkın gözlerinden akıyor. Yani dilin ne kadar yalan söylese de gözlerin her şeyi ele veriyor."

"Oscar, dostum, aşk ve ben birbirimize öyle uzak iki kutubuz ki mucizevi bir şekilde bir araya gelebilsek bile asla aynı yerde var olamayız. Ya o yok olur, ya da ben. Yani anlayacağın böyle bir şey olması imkânsız."

"Yani onunla birlikteyken hiçbir şey hissetmedin, öyle mi?"

Maksim bir an Katya'nın bir şelaleyi andıran dalgalı kızıl saçlarını, ona büyük bir tutkuyla bakan yemyeşil gözlerini, olgun bir kiraz gibi kıpkırmızı dudaklarını ve ilk kez onun sahip olduğu süt beyazı tenini hatırlayınca kendini gülümsemekten alamadı. Bu kızı kendisi için diğerlerinden farklı kılan bir şeyler vardı. Onu düşündüğünde kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlıyor, her an onun yanında olmak istiyordu. Onunla yatarken yaşadığı hazzı daha önce yattığı hiçbir kadınlayken yaşamamıştı. Karşısındaki kadının tutkusu onu fazlasıyla etkilemiş, ona fazlasıyla güven vermişti. Ve onun sıcaklığına daldığında... Bu öyle bir histi ki anlatılabilecek bir şey değildi.

Maksim'in yüzündeki gülümsemeyi gören Oscar devam etti. "Ben göreceğimi gördüm, anlayacağımı anladım dostum. Senin anlayabilmen için ne kadar zaman gerekli bilemem ancak bu kıza olan duygularınla yüzleş ve onu elinden kaçırmamak için bunu bir an önce yap. Çünkü bu kuzen meselesi benim aklımı epey kurcalıyor."

"Ne demek bu?"

"Dostum, adam siz içeride oynaşırken sizi gözetliyordu, onu o durumda yakaladım. Hâlini görmen lazımdı. Yumrukları öyle bir sıkılıydı ki o an karşısına çıksan seni acılı bir şekilde öldürebilirdi. Keza bunu boğazıma bıçak dayadığında da söyledi. 'Çeneni kapalı tutarsan sana hiçbir şey olmayacak. Ancak arkadaşın o kadına dokunmanın hesabını verecek!' dedi. Bu kadar hırs bir kuzen için fazla. Nasya bu konuda yalan söylüyor olabilir."

"Sevgili olduklarını mı düşünüyorsun?"

Oscar onu sadece başını evet anlamında sallayarak cevapladı. Ardından Maksim'in iyice sıkılmış yumruklarından gözlerini alamayarak "Tam da bu sebeple elini çabuk tutsan iyi olur, Maksim. Eğer onu gerçekten seviyorsan, eğer ona gerçekten âşıksan, bir an önce bu durumu kabullen ve onu kaçırmamak için elinden geleni yap. Aksi takdirde sonunda üzülen sen olacaksın."

Oscar tam koltuktan kalkmış kapıya doğru iki adım atmıştı ki Maksim'in "Onunla ilgili şüphelerimde yanılmış olabilir miyim, dostum?" dediğini işitti. Yavaşça arkasını döndü ve yatakta oturmuş vaziyette başını iki elinin arasına almış arkadaşına baktı. Maksim avucunu sertçe şakaklarına bastırarak konuşmaya devam etti. "Kız bakireydi, Oscar. Onun bir or*sp* olduğu düşüncesi içimi kemirip duruyordu ancak bakire olması bu şüphelerimi biraz olsun azalttı. Sence yanılmış olabilir miyim? Kız gerçekten doğruları söylüyor olabilir mi?"

"Bence kesinlikle yanıldın dostum. O kız bu kadar yalanı söyleyebilecek birine benzemiyor. Gönlünü ferah tut ve eğer onu gerçekten istiyorsan elini çabuk tutmaya bak. Hurini o Azrail'e kaptırmak istemezsin sanırım."

Maksim başını tamam anlamında sallayarak yatağa geri uzandı. Oscar odadan çıktığında çoktan Katya'yı düşünmeye dalmıştı.

****

Katya kendisini kapı ile bedeni arasına sıkıştırmış olan adama okkalı bir tokat yapıştırdı. "Demek beni yıllar boyunca unutamadın, öyle mi? Bu yüzden mi o Fransız or*sp*sunun koynuna girdin?!"

Aleksis başını hızla kaldırarak bakışlarını Katya'nın buğulanmış gözlerine kenetledi. "Ne o, kıskandınız mı yoksa küçük hanım? Alışsanız iyi olur, çünkü bundan sonraki hayatınız bunca sene Dimitri ile iş birliği yapıp bana çektirdiğiniz kalp acılarının hesabını vermekle geçecek!"

Katya ise hırsından ağlıyordu. "Benim bütün hayatım sendin! Senin için her şeyden vazgeçmeye hazırdım. Teşkilattan kovulduğun zaman istifa edip peşinden gelmeyi bile düşünmüştüm. Peki sen ne yaptın? Beni aldattın! Bunca yıl görevim için koynuna girdiğim onlarca erkek gibi zaaflarına yenik düştün! Şimdi karşıma geçmiş benden hesap mı soruyorsun?!"

Aleksis bir anda dudaklarını Katya'nın dudaklarına yapıştırdı ve onu tekrar kapı ile bedeni arasına sıkıştırarak kapıyı kilitledi. Katya'nın dudaklarını öyle büyük bir öfkeyle öpüyordu ki karşındaki kadının canını acıtması umrunda bile değildi.

Katya bir yandan acı dolu iniltiler çıkarırken bir yandan da Aleksis'i kendisinden uzaklaştırmak için var gücüyle çırpınıyordu. Bir an dengesini kaybetti ve kendini Aleksis'in altında buldu. Üstüne tüm ağırlığını vermiş adamı elleriyle iterek kendinden uzaklaştırmaya çalışsa da nafileydi. Aleksis bir yandan altındaki pantolonu ve iç çamaşırını çıkarmak için uğraşırken bir yandan da Katya'yı kontrol etmeye çalışıyordu. Bu uğraş fazla uzun sürmedi, birkaç saniye sonra tam da istediği gibi yarı çıplak kalmıştı.

Katya'yı bir hamlede kucaklayarak bağırmasını engellemek için dudaklarını dudaklarından ayırmadan odanın bir kenarındaki koltuğa yatırdı ve onun üstündeki elbiseyi çıkardı Aleksis. Bir an kendinden geçip dudaklarını Katya'nın kiraz rengi dudaklarından ayırarak süt beyazı göğüslerine doğru kaydırınca genç kadının yardım isteyen çığlığını işitti. Sesi işitmesiyle "Yeter or*sp*, kes sesini!" diyerek genç kadına okkalı bir tokat vurması ve Katya'nın başının vurduğu o tokadın etkisiyle koltuğun kolçağına çarpması bir oldu. Her şey birkaç saniye içinde olup bitmiş, Katya kanamakta olan başıyla, Aleksis ise ellerinde onun kanıyla koltuğa yığılıp kalmıştı.

Herkese selammm... Umarım bölümü sevmişsinizdir bebeklerimm... Yorumlarınızı çok büyük bir merakla bekliyorum... Heyecan dolu yepyeni bir bölümle iki gün sonra görüşmek üzere... Sizleri çok seviyorum... 😉 😍 💖

KIZIL CAZİBE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin