Dimitri birkaç saniye Angelica'dan duyduğu sözlerin anlamını düşündü. Ardından "Neden böyle bir şey istiyorsun Ajan 706?" diye sordu. "Bunun sana ne yararı olacak?"
"Dediğiniz gibi Katya'nın benden çaldığı her şeyi geri alabilmek için bana verdiğiniz bu görevi layığıyla yerine getirsem bile onun benden aldıklarını bana geri vereceğinizin hiçbir garantisi yok."
"Bana güvenmiyorsun demek."
"Size güvenmemek haddim değil, Efendi Volkov. Ancak insan nefsi bu. Benim gibi yıllarca ışıklar içinde yaşamış bir insanın ışığını gölgeleyen bir rakibi ayak altından kaldırmak istiyorum sadece. Bunu bir iş antlaşması gibi düşünün. Siz Katya'yı ortadan kaldırın, ben de sizin bana vermiş olduğunuz görevi yerine getireyim."
"Haddini bil, Angelica! Sen bana şart mı koşuyorsun?!" Dimitri hızla Angelica'ya doğru birkaç adım daha attı ve öfkeli bakışlarını onun bakışlarına kenetledi.
"Ben sadece emrinizi harfi harfine yerine getirebilmem için size yardımcı olmaya çalışıyorum. Eğer siz bu isteğimi yerine getirmeye karar verirseniz ben de sizin emrinizi kusursuz bir şekilde yerine getireceğim. Aksi takdirde..."
"Aksi takdirde ne yaparsın?!" Dimitri'nin öfkeden gözü dönmüştü. Kendisini olası saldırılardan korumak için her daim cebinde taşıdığı silahını bir hamlede cebinden çıkartarak Angelica'nın başına dayadı. "Seni şuracıkta gebertmeden önce ne yapabilirsin?!"
Ancak Angelica, Katya'dan farklı olarak bir fahişenin hayatta kalmasının her yolunu biliyordu. Bu güne kadar kafasına silah dayayan her erkeğe yaptığı gibi Dimitri'yi de gafil avlayarak çevik bir hamleyle silahı onun kafasına dayadı. "Ya ben sizi gebertirsem, Efendi Volkov? Siz bana karşı ne yapabilirsiniz?"
Bunun üzerine Dimitri ellerini yavaşça yukarı kaldırdı. "Anlaşılan o ki boynuz kulağı geçmiş."
"Bu boynuz kulağı geçeli çok oldu Dimitri Volkov. Ancak yazık ki sizin bunu fark edebilmeniz için şu duruma düşmeniz gerekti." Angelica elindeki silahı yavaşça Dimitri'nin başından çekerek cevapladı.
Dimitri, Angelica'nın kendisini bırakmasının ardından hızla masasına doğru yürüdü ve koltuğuna oturarak bir hafta önce Katya'ya uzatmış olduğu Maksim'in resimlerini bu kez Angelica'ya uzattı. "Pekâlâ, şartını kabul ediyorum. Katya'nın görevini tamamen sana devrediyorum. Ancak seni uyarıyorum, bu görevi başarıyla tamamlayamazsan senin sonun da Katya'yı bekleyen acı sondan farklı olmayacak."
****
Katya gözlerini açtığında kendini tıp merkezinin en rahatsız yataklarından birinde buldu. Birkaç dakika boyunca gözlerini tavanda gezdirerek neler olduğunu hatırlamaya ve şu an nerede olduğunu anlamaya çalıştı. "Kahretsin!" dedi içinden. "Aleksis p*z*venginin tuzağına düştüm."
O bunları düşünürken yattığı odanın kapısı yavaşça açıldı ve teşkilattaki hiç kimsenin hazzetmediği suratsız ve bir o kadar da huysuz hemşire Emmelie içeri girdi. "Bir sen eksiktin!" diye mırıldandı Katya memnuniyetsizlikle.
Hemşire Emmelie, Katya'ya yavaş adımlarla yaklaştı ve yüzünde hiçbir mimik olmadan kargaları kıskandıracak o çirkin ses tonuyla konuşmaya başladı. "Bayan Smirnova, bakıyorum da çok çabuk toparlanmışsınız. Daha dün bu saatlerde size öldü gözüyle bakıyorduk."
"Bu teşkilatta ölümümün mutluluk vereceği çok insan var, Hemşire Emmelie. Ve yanlış hissetmiyorsam bunlardan biri de siz olmalısınız. Benim gibi her görevden yara bere içinde dönen bir ajandan kurtulmak üzerinizdeki yükü tüy gibi hafifletirdi, öyle değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL CAZİBE +18
Dla nastolatkówGÖREVLERİNİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE TUTAN İKİ DÜŞMAN AJANIN AŞKI... **** Kulübeye vardıklarında kıyafetlerini sıksalar içinden küçük bir gölet oluşturacak kadar su çıkardı. Katya kızıl saçlarındaki suyu sıkarken bir...