Gaye
"B-ben bir şey demedim." dedim kekeleyerek.
"Ben eminim oysaki." gri gözleri gümüş parçaları gibi parlayarak bana doğru yaklaştı. "Çok çok özel bir şey söyledin sen bana..." damarların süslediği kalın bilekli elleri yüzümü çevreledi. "Tekrar söyle..." dudaklarımızın arasında santimetreler vardı.
Güçlü bedeninden yayılan ısı bütün vücuduma kışkırtıcı oklar saplıyordu. Erkeksi kokusu burnuma doluyordu. Odunsu, keskin kokusu tıraş losyonuna karışmıştı. Beni ferahlatıyordu, mayışmamı sağlayacak en güzel etkendi bu durumda. Duvarla arasında sıkışmıştım tekrardan ama bu kez tehditkar değildi bakışları. Kaslı, uzun boylu dev gibi bedeni beni duvarla arasına hapsetmişti ama kaba kuvvet uygulamıyordu. Canımı yakmıyordu. Acı sözler söylemiyordu. Sadece yalvarıyordu, bakışlarıyla...
Sarımtırak kirpiklerimi kırpıştırarak gri dumanlı gözlerinin derinlerine baktım. Birden kendine gelmesinin tek sebebi o 2 kelime miydi sadece? Bunu başarmış olabilir miydi?
"Söyle küçük kız..." gözlerini yumdu. "Söyle bana." diye fısıldadı kulağıma yaklaşarak. Burnunu yanağımın yumuşak teninde gezdirdi, içine derin bir nefes çekti. "Duymaya ihtiyacım olan şeyi ver bana. Söyle artık. Gaye, söyle şunu!"
"Seni seviyorum, tamam mı?" dedim birden. "Seni seviyorum. Bana daha önce hiç böyle bakan olmadı. Otobüsten kurtaran olmadı. Beni senin kadar üzen de olmadı ama aşık oldum işte. Sanki elimdeymiş gibi!" pazılarını tutup olağanca gücümle sıktım. "Yine aşık oldum, beni semeyen birine. Beni daima tersleyecek belki de benimle dalga geçecek birine..."
Benden uzaklaşıp gözlerimin içine baktı. Kesik kesik görebiliyordum yüzünü, buğulanmıştı bakışlarım. Biraz daha devam etseydim eğer hıçkırıklara boğulabilirdim.
"Sana kötü davranmamın tek sebebi olabilirdi."omuzlarımdan başlayarak aşağıya kadar tüm kolumu okşadı. Bileklerime geldiğinde uzun parmaklarını narin ellerimde dolaştırdı. "Tek bir kahrolası sebep. Siktiğimin pisliğine bulaşmasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı."
Ellerimi kavrayarak göğsüne götürdü. "Sen benim en önemli parçamı hayata döndürdün," dedi ellerimi kalbine bastırarak. "Öfkemle savaşabilmem için bana en önemli gerekçeni verdin..." o kırılmaz, semsert ifadesinde bir şeyler paramparça oldu. Gözleri doldu. "Sen beni seviyorsun..." dedi mırıldanarak, inanmıyormuş gibi.
"Söylememem gerekirdi." başımı iki yana salladım. "Bilirsin, ilk sevgilimin benim için çok özel olmasını istemiştim. Senin söylemeni beklemeliydim." kırdığım potun farkına vararak sustum ve başımı önüme eğdim.
"Akıl sağlığım için yapmam gereken her şeyi yapacağım, Gaye." elinin sırtıyla yanağımı okşadıktan sonra çenemden tutarak gözlerimi ona çevirmemi sağladı. "Beni sevmekten vazgeçme, ne olur?" dudaklarını ısırdı kararsızca. "Sana olan duygularımın gelişmesine izin ver. Sırtıma yapacak dövmeye ne yerim var ne de deldirebileceğim kısmım..." burun delikleri şişti, acıyla yutkundu. "Tek bir araba kazası beni bitirmişken, 2 kelime hayata geri döndürdü. Uçurumun kenarında yaşıyorum. Elimde değil..."
"Bekleyebilirim." diyebildim hıçkırıklar dizilmiş boğazımdan çıkan kuru sesimle. "İyileşene kadar bekleyebilirim."
"İçimde yeşeren duyguları hissedebiliyordum sana bakınca. Ne kadar güzel olduğunu görebiliyordum, teninin kokusunu sevmiştim. Kıpırdanan bir şeylerin varlığı hep oradaydı sen yanımdayken..."başını iki yana salladı. "Belki de o yüzden seni çırılçıplak soydum. Kafam yerinde değildi, eroin etkisini anında göstermez bazen. Bedenimde her şey farklı işliyor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrı Yataklar
Ficción General"Uzak dur!" incecik, biçimli kaşlarını çattı. "Yaklaşma! Yoksa kötü olur. Ne yapmaya çalışıyorsun yine ya! Ne istiyorsun?!" kollarını çaprazlayarak omuzlarını tuttu. Göğüslerini gizlemeye çalışıyordu, ama farkında değildi böyle daha çok göze çarpıyo...