O sıra kapı açıldı. Gelen Derin olmalıydı, diye düşündüm ki... yanılmamışım. O güzel sesiyle -Günaydın dedi, eski eşyalar müzesinin diğer tarafından ve sonra kendisi de belirdi.
+Günaydın ... dedim.
Her zaman olduğu gibi koltuğu gösterdim, o da her zaman ki gibi geçip oturdu.-eee... dedi.
Anlamamıştım. Zaten hep olurdu bu. Gördüğüm ilk birkaç dakika beynim durur, düşünemezdim.
+Anlamadim valla Derin! Dedim.
-Bana çay yok mu? diye sordu.Koltuktan nasıl kalktığımı bilmiyorum bile.
+Hemen geliyor çayınız hanfendi, dedim ve bir hışımla mutfağa geçip çayını doldurdum.
Sonra cayı getirip önündeki sehpanın üzerine bıraktım. Teşekkür etti hemen Güzellik . Çok kibardı, benim tak aksime çok çok kibardı Derin.Sonra bir gariplik oldu çaya bakip alaycı bir şekilde gülümsedi. Ne olduğunu gerçekten merak etmiştim. Sorduğumda ise ilginç olduğunu ve belki birgün anlatabileceğini söylemişti. Çok merak etmiştim o gün gerçekten. Sanirim şu an belki sizde merak ediyorsunuzdur ? Ben size bunlari yazarken o gün ki gülüşünün sebebini biliyorum. Ama emin olun ki canim çok acıyor. Söyledikleri çok güzel şeylerdi. Belki bu zaman kadar ondan duyduğum en güzel sözlerinden bir kaçıydı bunlar. Bu kadar güzel sözleri düşünürken neden üzüldüğümü sorduğunuzu duyuyor gibiyim. Çünkü,
O'nu çok özledim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GARİP ADA'M
RomansaHayatı oluruna bırakmış,amaçı olmayan felsefist bir yazara aşık olan kadının, aşkını adamın ağzından kaleme aldığı, sevmeye , aşka, bağlılığa dair hayattan en çok ta kendinizden birçok şey bulabileceğiniz bir hikaye.