''GARİP ADAM''

6 2 0
                                    


  ÇİKOLATA !!!

    Söz vermiştin Ömer ah Ömer nasıl unutursun. Çok iyi bir bahane güzelliği görmek ve biraz daha sohbet edip onu daha yakından tanımak için. Ahmet şef'in pasta yapımında kullandığı eritilmiş belçika çikolatasını gözüme kestirdim.
Çikolatayı kare bir kabın içine döküp , katılaşması için buz dolabına attım.Katılaştığında artık işime yarayabilirdi ama henüz değil. Çikolatanın hazır olmasını beklerken , daha başka neler sorabileceğimi ve konuşacaklarımızı aklımda tasarlıyordum. Yada ilk andan bu kadar sıkmasam mı acaba ?? diyorum.. bilmiyorum.
  Neydi, neyin nesiydi bu melek nerden gelip girmişti hayatıma, aklıma ne yapmıştı,kalbime de birşey yapmışmıydı.Her neyse içimde olan bilmiyorum.. Ama bildiğim tek şey hep benimle olmalıydı Güzellik.
  Emir'i her yakaladığımda ortak 'çok güzel değil mi ya?' çok narin çok tatlı. Acaba daha yakın davransam rahatsız olur mu? ilk andan onu sıkmış olur muyum? deyip duruyordum. onu sadece içimde tutmak değil herkese anlatmak istiyordum. 
  Oğlum bu kız sana ne yaptı ne oluyo sana, ilk defa böyle görüyorum seni.Ama bu kıza benim de onayım var , belkide şimdiye kadar hayatına giren en düzgün insan olucak. Ne düşünüyosan ne hissediyosan onu yap kardeşim arkandayım dedi, Emir.
  O kadar hoşuma gittiki söyledikleri o zaman Garip Adam sana emanet ben güzelliğe gidiyorum dedim.

    -Git git. dedi gülerek..

   Çikolatayı buz dolabından alıp Garip Adam'dan çıktım.

  Caddeyi geçip Düş Yeri Butik'e gitmek için belki onbeş adım atmıştım yada atmamıştım bilmiyorum, ama nasıl atmıştım o adımları gelin bir de bana sorun.
  Kapının önüne geldiğimde dizlerim titriyordu. Boğazım düğümlenmişti, belkide konuşmama engel olcaktı yine. İki kere tıklattım kapıyı ve açıp içeriye girdim.
    Ortamın ılık sıcaklığını yüzümde hissettim bir an, kısa bir süre gözlerimle içeriyi süzdüm. Turkuaz rengi boyanmış duvarlar, pudra pembe tonunda çalışma masası, kırmızı, parıldayan uzun, geniş koltuğu , onun hemen önündeki parlak taşlarla süslü sehpası. O kadar düzgün ve muntazam yerleştirilmişti ki herşey , çok huzur verici ve etkileyici bir ortamdı. Belki de güzelliğimin onlara dokunuyor olmasından kaynaklanıyordu.
 
   Uzun pudra pembe masasının üzerinde bir çok  kağıt vardı. Farklı reklerde bir çok kalem. Kağıtların üzerine çizdikleri ayakkabıydı. Sadece kıyafet çizebildiğini sanıyordum, demek ki ayakkabı da tasarlıyodu. Derin'e dair öğrendiğim herşey, beni O'na daha çok bağlıyor ve daha çok merak edeceğim şeyler biriktiriyordu.

Acaba bunu kasten mi yapıyordu ?


Beni görür görmez ayağa kaltı.
-Ömer ? dedi, tebessümle..
Adım şimdiye kadar hiç bu kadar anlamlı ve güzel gelmemişti kulağıma. Yine o güzel gülüşüyle karşıladı beni. O an anladım , ben o gülüşten hiç bir zaman mahrum kalmak istemiyorum, istemiyorum.
Elimdeki çikolata'yı göstererek ;

+Sözümü tutmaya geldim. dedim.
-Çikolata .. deyip, bi heycanla yanıma koştu. Çok mu seviyordu çikolatayı ? bu sevinci beni yine şapşalca gülümsetmeye yetmişti. Hemen aldı elimden çikolata'yı ve ;
-Teşekkür ederim. dedi, gülerek..

Neyi farkettim biliyor musunuz?  Güldüğünde yanakları koskocaman oluveriyor. O an ona o kadar çok sarılmak istedim ki, her şeyi mahvetmeye yetecek güçteydi arzum. Bir an önce orayı terketmeliydim. Daha hiç birşey konuşamamıştık ama ben onu öyle güzel gülerken görmeye devam ettiğim sürece, hiç birşey düşünemeyecek ve konuşamayacaktım.
 

GARİP ADA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin