AH ŞU ÖĞRENCİLİK(askıya alındı)

SANS SIFIRRR!!!

Birbirimize söyle bir baktık.Hicbirimiz de bir cevap olmadığı belliydi.Salih öğretmene baktım.Ondan da Hayır yoktu.Biz şimdi ne halt yiyecektik  

Biz böyle birbirimizle bakışırken Elvan birden konuşmaya başladı.Biz de onu dinledik ve dinledikçe gülümsemem de büyüdü.Allahım bu çok mantıklı bir cevaptı ya.İçimden Elvana kocaman teşekkür ettim.Burdan bir çıkalım yanağına da kocaman bir öpücük konduracaktım. Salih öğretmene baktım o da rahatlamıştı.Jüri de ağzının payını almıştı.Başka da bir şey sormadılar.Biz de huzurlarından ayrıldık.Salih öğretmen Elvana "aferin"dedi.Ben de Elvanı öptüm.Biz böyle mutlu mesut dışarı çıktık ama mutlulugumuz bir an da uçtu gitti.Çünkü çok yağmur yağıyordu.Durağa kadar koştuk ve otobüs veya dolmuş artık hangisi geçerse onu beklemeye başladık.10dk sonunda ne otobüs gelmişti ne de boş bir dolmuş geçmişti.Yağmurunda azalmasını umut ederken daha çok artmıştı.Durakta tamamen dolmuştu.Bu kadar da şanssızlık olmazdı ama yani.Salih öğretmen en son müdür yardımcımız olan Ersoy öğretmeni aradı.Aksilik bu ya o da telefonuna bakmıyordu. Salih öğretmen bir kaç kez daha şansını denedi.3. denemesinde nihayet Ersoy öğretmen telefonuna baktı.Salih öğretmen durumumuzu anlattı.Tam acınılacak bir durumumuz olduğu için Ersoy öğretmenin 'hemen geliyorum'diyeceğine adım gibi emindim.O yüzden Salih öğretmeni dinlemeyi bırakıp Esila ile konusmaya başladım.Biz böyle konuşurken Salih öğretmen yanımıza geldi ve:

-Ersoy öğretmen gelemezmiş.Bu yüzden beklemeye devam edeceğiz.Eğer yağmur azalırsa yürüyerekte gidebiliriz.  

Hı, efendim? Yanlış duydum değil mi ben? Ersoy öğretmen çok iyi birisidir-yani üç aydır bir kötülüğünü görmediniz bu yağmur da bırakıyor olamaz değil mi? Salih öğretmene baktım.Çok ciddi bakıyordu ya.Off yürümek zorunda kalırsak okul uzakta çok yorulurduk.Ben de dua etmeye başladım.'allahım nolur otobüs ve ya dolmuş geçsin'Sanırım duamı sesli yapmıştım.Çünkü kızlar da benle birlikte 'Amin'dediler.5 dakikanın sonunda hala bir değişiklik yoktu.Böyle bekleşirken Salih öğretmenin telefonu çalmaya başladı.Acaba biri bizi kurtarmaya mı gelecekti.Ne kadar ayıp olduğunu bilsem de  öğretmenimin dediklerini dinlemeye başladım.'Evet hala  duraktayız'-'Sığarız sanırım'-'Evet başka yapabileceğimiz bir şey yok'-'Tamam bekliyoruz'

  Evet biri bizi almaya geliyordu.Salih öğretmen:

-10 dakikaya Ersoy öğretmen geliyor kızlar.

   Yarışmayı kazansak herhalde bu kadar mutlu olurduk.Nasıl sevindik anlatamam. Zaten bu tür bir şey ancak yaşayarak anlaşılır.

Bir Hafta Sonra...

-Nefise sınava çalıştın mı?

-Çalışsam ne yazar, tarihi hiç yapamam ki ben.

-Of ne yapacağız Peki?

-Elimizden geleni.

Ah ah sınavlar yine başlamıştı ve biz yine başka konu konuşmaz olmuştuk.Bir de tek tek olsalar neyse de hergün en az bir tane vardı yani.Biz de artık okulda çalışır olmuştuk.Şu an aynen öyle yapıyorduk.Esila ile oturmuş defter de yazanları beynimize de yazmaya çalışıyorduk.(bu arada ufak bir ayrıntı. Ben hilalle oturmayı bırakıp Esila ve Elvan la oturmaya başlamıştım.Hilal de  yelizle.Küs falan değiliz.Sadece böyle bir karar aldık.Yeliz onun  anasınıfından beri arkadasıydı.Yani tam 8 yıldır arkadaştılar ve Yeliz de onla oturmayı istiyordu.Ne alaka benle oturuyormuş.kıskandı sanırım.Ben pek sorun etmedim. Hatta Esila ve Elvan la oturmak daha cazip geldi. Kimseyi sattığım yok. Sadece Esila ile daha yakınız bu aralar.)

Biz böyle Esila ile çalışırken yanımıza Doğukan geldi.Hey allahım çok gıcık oluyorum bu çocuğa. Beni sinir etmek için elinden geleni yapıyor. Özellikle dersler konusunda.Sınav notum ondan düşükse diğer sınava kadar dilinden kurtulamıyordum.Diğer sınav notumda düşükse aynilarini tekrar yasıyordum. Aslında hep böyle. Çünkü o  inegin teki.Benle neden karsılastırır notlarını anlamam.

-Ne o hala çalışıyor musun?

-Evet ne kadar calırsam o kadar iyi.

-Yine de benden iyi değil.

-Doğukan git başımdan!!!

Salak yaa.Offf... Allahım sadece bir kerecik olsun ondan yüksek alsam.Ya Tamam biraz zor.O zaman o soruları yanlış okusun hep yanlış yapsın.Ben de ondan yüksek almış olurum . Allahım lütfen bir kerecik  olsa ona hava atayım.AMİN.Ben böyle dua ederken sınavın bu ders olacağı haberi geldi. Tabi bu sınıfta büyük bir hüsrana yol açtı.Çünkü ingilizce dersinde olması için çok dua etmiştik.Sınıf olarak ingilizce dersinden nefret  ediyoruz da. Sebebi de bir şey anlamadığımız değil, öğretmene gıcık oluyoruz.Figen öğretmen bağırır biz konuşmaya devam ederiz oda en son susar. Bizim sınıfa sözünü geciremeyecegini anladı tabi. Övünmek gibi olmasın müdür yardımcıları her ders bizim  sınıftadırlar.Bizi çok seviyorlar da.Tabi ki işin doğrusu bu değil. Adımız çıkmış bir kere artık okulda ne olursa bizden biliyorlar.Tamam Evet her işin altında bizim  parmağımız olduğu doğru ama napalım çok enerjikiz.Bu zamanda kadar en büyük olayımız tahtayı kırmak oldu.Onlar da kara tahta alarak bizi  cezalandırdılar.Bu aralar  yaptıklarımıza ceza olarak sadece her ders nutuk çekiyorlar.Ama bir gün  patlıyacaklar. İşte o gün hepimizi okuldan atarlar herhalde.

" Arkadaşlar sınav geliyor.Herkese başarılar "

Başkanımız  segenay konuştu.Ona göre başarılar demesi kolay.Kızın en düşük notu 90. Ama o öyle Doğukan gibi notlarıyla  kibirlenmez.İyi kızdır yani ama önünde oturan oğulcan ve deniz kopya vermediği için ona gıcık oluyorlar.Hele Deniz onunla durmadan kavga eder. benim de canım sıkıldığı için onları dinlerim. Zaten  dinlememek imkansız. Çünkü segenay önümde oturuyor.Film seyreder gibi onları seyredebiliyorum. Arada merve de onlara katılıyor.Üçlü komedi filmi oluuor.Tabi  düşüncelerimi onlar duymasın.Kavgayı bırakırlar hep birlikte beni döverler.

İçeri giren Orhan öğretmen sınavdan daha kötü bir haberi olduğunu söyledi.

-İki ders sonra aşı olacaksınız.

  Hepimiz söyle bir durduk ve  kafalarımız aynı anda calismaya başladı ve segenay dile getirdi:

-Yaşasın, İngilizceden yırttık!!!

    (Begenilip begenilmedigimi çok merak ediyorum.Bir yorum yapsanız)