Ertesi gün annemi aradım beş yıldan beri İngiltere'deydiler. Bir arkadaşları sayesinde iş teklifi aldılar. En son kanser olduğum zaman aramıştım. Şimdi Murat oldu diye aradım anlattım anlattım. Bana dedi ki:
~Kızım bunlar hayatın gerçekleri bunlar sen daha 28 yaşındasın 17 yaşında Murat'tan ayrıldın. Senin için herşey 17 yaşında başladı. Kızım az daha dayan biz geliyoruz merak etme.
Dedi ve kapattı. Ertesi gün Murat'ın cenazesi vardı orada ben ağlamaktan çok kötü oldum. Cenaze sonrası eve gittim. Ve annemin dediklerini düşündüm o günden sonra dışarı sadece yemek almak için ve çok nadiren kıyafet almak için çıktım. Ve telefonu artık kullanmamak için bir odaya attım. Bide artık eve bir kitaplık almıştım. O kitaplıkta 500 e yakın kitap vardı. Artık hep kitap okumaya başladım. Böyle bir ay kitap okudum. Yine bir gün kitap okurken zil çaldı kapıyı açtım. Kızlar gelmişti beni birazda olsa hayata döndürdü artık telefon kullanıyordum. 1 hafta da bir kitap okuyordum çarşı da geziyordum. Bir gün kızlarla ormana kampa gitmiştik. Ben orda Murat'la yaşadığım günler aklıma geldi. Aslında Murat beni o kadar sevmemiş. Aklım başıma geldi. Ve kendi kendime dedim ki o ölmüş olabilir ama ben ölmedim dedim. Aslında o beni seviyordu. Çünkü ne bileyim bana pek samimi bir tek çıkma teklifi ederken davranıyordu. Bir de bir restoranda yemek yerken biraz samimi arkadaş ortamında hiç samimi değildi. Murat'ı bir kenara bırakıp kampın tadını çıkarmaya başladım.