14.Bölüm - BASKIN

844 54 23
                                    

KARAN YAVUZ'UN AĞZINDAN;

"Ha?" 

"Ne?" 

"Pardon?" 

"Efendim?" 

"Ne dedi o?" Çevremizden sesler yükselirken yapabildiğim tek şey sorduğum sorunun saçmalığının verdiği etkiyle donup kalmış Gece'ye bakabilmekti. 

"N-ne?" Sonunda konuşabildiğinde kısa bir anlığına Berk'e baktım ve sıçıp sıvadığım şeyi nasıl düzeltebileceğimi anladım. Tekrar Gece'ye baktığımda Gece de Berk'e bakacaktı ancak elimi yanağına koyup kendime çevirdim. Ben bunu yapınca kalp atışlarını aramızdaki mesafeye rağmen hissedebiliyordum. 

"Doğru." dedim gülerek "Buna benim cevap vermem gerekiyordu. O mektubu yazan kızı boş ver tamam mı? Ben seni daha yakından tanımak istiyorum." Berfu, Buse ve Almira yüzlerindeki büyük umut dolu gülüşlerle bize bakarlarken diğerleri ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışır gibi bakıyorlardı. Gece'ye bir cevap vermesi için bakarken Berk bir anda Gece'yi kendine çekti.

"Kardeşimle oynama sakın." Tam ağzımı açıp bir şey diyecektim ki Buse ikimizin arasına girdi. 

"Ya yeter anasını satayım. Bırakın şu ağır abi tavırlarını. İki taraftan da birbirini sevenler var. Sevenleri ayırmayalım gençler." 

"Aynen oğlum ya." dedi bu sefer de Buğra "Ne kastınız bu kadar?" 

"Ne oluyor lan size?" İkisi önce Murat'a baktılar sonra da manidar bir ifadeyle birbirlerine. 

"Hiç." dedi Buse. 

"Hiç gibi gelmedi nedense hiç." diyen Berfu'ya saçma sapan bir yüz ifadesiyle bakan Almira'ya Egehan sarıldı. Bir insan 1 dakikada bir insana kaç kere yavşanabilir diye bir rekor olsa Egehan bu rekoru 4-5 kere kırardı her halde.

"Siz en iyisi gidin şimdi. Sonra tekrar bir araya gelip konuşalım. Beyinler folloş belli oldu." Berk Karen'i onayladı ve Gece'yi yanlarında sürükleyip evden çıktılar. Gece çıkmadan önce son kez baktı ve gülümsedi. İşte bu acıttı. 

                                                                                  ***

Gece Güven'in Ağzından; 

"Allah!" diye bağırıp iki saattir çektiğimiz halayı bıraktım ve kendimi koltuğa attım. Almira ve Berfu çoktan vaz geçmişlerdi. Buse'yi söylememe gerek yok her halde? Hepimiz onun bir mutant olduğunu biliyoruz sonuçta.

"Kızlar! Karan beni mi seviyor şimdi?" 

"Sana bu soruyu bir daha cevaplamayacağımızı söylemiştik." 

"Yalnız resmen bütün grup onlara varıyoruz." deyince Buse duraksayıp bize baktı. Sonra da orta sehpanın üzerine bağdaş kurup oturdu. 

"Ne alakası var be? Ben o kıllı kamış Murat'a varmam." dedi Berfu. Kıllı kamış... Bir gün Buse'nin yazdığı mesajı okurken 'gılgamış destanı' benzetmesini yaptıktan sonra Buse'nin kahkahalarla gülüp 'Gılgamış ne be? Kıllı kamış gibi' demesiyle oluşmuş saçma sapan bir sözcüğümüzdü. Sinir olduğumuz insanlara karşı kullandığımız bir tabir daha... "Hem Buseciğim de o Buğra'ya varmaz. Değil mi?" Hepimiz Buse'ye dönünce Buse bakışlarını kaçırdı. 

"Hop hop hop what the fuck is going on you mother fucker bitch?" 

"Tamam Berfu anladık iyi ingilizcen tamam." Almira Berfu'ya takılırken ben Buse'ye yanaştım. 

"Ne oluyor lan?" 

"Kanka ya şimdi şey..." durup düşündü bir şey bulamadı büyük ihtimalle. Salonun kapısına kısa bir bakış atınca hepimiz hazır ola geçtik. Allah'tan Berk Abi arkadaşlarıyla buluşmaya gitmişti. Bir anda ayağa kalkıp koşmaya başlayınca biz de onun arkasından koşmaya başladık 

Platonik #Watty2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin