-1-

245 24 11
                                    

"Yu Na?" Elimdeki kitaplarla sınıftan çıkmış, dolabıma doğru gidiyordum. Linda'nın sesiyle yürüdüğüm koridorda durdum ve hafifçe yan dönerek yanıma ulaşan Linda'ya baktım. "Efendim?"

Linda gözünün önüne gelen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı ve merakla bana baktı. Bugüne kadar onun gibi güzel bir kız görmediğimi düşündüm. Benimkinin aksine küçük olan gözleri açık renkli teninde küçük incilermiş gibi parlıyordu. Saçının rengi ve şekli tamamen ona özgüydü. Böyle bir arkadaşa sahip olmak iyi hissettiriyordu. "Staja gidecek misin bugün?"

Ağırlığımı diğer ayağıma verdim. "Dün tüm gün hastanedeydim, nöbet değişimi yaptık; bugün yurda gidip uyuyacağım çok yorgunum." Kaşlarını kaldırıp indirdi yavaşça. "Vaktin varsa yemeğe gidelim."

Kibarca gülümsedim. "Bugün beni affet olur mu? Gerçekten çok yoruldum. Yarın hastaneye gelebilirsen, orada çok güzel erişte yapan bir yer var; oraya gideriz." Linda çalan telefonuna bakıp önce kafasını sonra elini salladı ve topukluları üzerinde dönüp küçük ama hızlı adımlarla koridordan çıktı. Arkasından gülümsedim; onun kadar enerjik ve sosyal olmayı çok isterdim.

Koridordaki dolabıma ulaşıp içinden defterimi aldım ve diğerlerini dolaba geri koydum. Dolabı kilitledikten sonra, ayaklarımın dibindeki beyaz zarfı fark ettim. Nedensizce elimdeki deftere ve etrafıma baktım. Defterimden mi düşmüştü?

Yere eğilip zarfı elime aldım ve doğruldum. Zarfın bu yüzü boş olduğu için diğer yüzünü çevirdim. Üzerindeki KİM YU NA'YA yazısı kaşlarımı hafifçe çatmama sebep oldu. Kim bana mektup yazmış olabilirdi ki? Boş olduğunu düşündüğüm müzik sınıfına giderken umarım bir tür aşk mektubu değildir diye kendimi temkin ediyordum. Tabii ki aşk mektubu almak bizim yaşımız için güzel ve heyecan verici bir olaydı. Ama benim gibi içine kapanık, mantıksal ve asosyal bir kız için; uğaraşacağı bir yükten fazlası olamazdı.

Sınıfa girip kapıya en yakın olan duvar kenarı ilk sıraya oturdum. Sırt çantamı çıkarmadan, defteri sıranın üzerine koyup zarfı hızlıca açtım ve hemen okumaya koyuldum.

Selam Yu Na, biliyorum ki dolabında bu metubu bulduğun için şaşkınsın ve bir aşk mektubu olmamasını diliyorsun. Şu anda müzik sınıfında duvar kenarı ilk sırada oturuyorsun, saçların at kuyruğu ve üzerinde mavi pantolon ile siyah bir tişört var. Nöbetini devrettiğin için direkt yurda gitmeyi planlıyorsun. Linda'nın yemek teklifini reddettiğin için üzgünsün. Ayrıca bu satırları ağzın açık bir şekilde okuyor ve kim olduğumu merak ediyorsun.

Gerçekten de okurken ağzım açık kalmıştı. Ne yaptığımı, ne giydiğimi.. hatta ne hissettiğimi nereden biliyordu? Etrafıma bakındım, ama tabii ki benden başka biri yoktu. Gözlerimi sıkıca yumup açtım ve kendimi birkaç kez tokatladıktan sonra, okuduğum bölümü tekrar okudum; bir yanlışlık yoktu.

Kendini tokatlayıp okuduklarını tekrar okuman bittiyse, devam ediyorum.

Alayla gülüp sabırla nefes aldım; çıldırmamak elde değildi.

Benim kim olduğumu merak ediyorsun; duyunca şok olacak ve inanamayacaksın ama bana güvenmek zorundasın Yu Na. Ben; senim. Yani gelecekteki senim; aslında bir bakıma geçmiş de diyebiliriz, ama kafanı karıştırmak istemiyorum. Bu mektubu sana gelecekten yazıyorum Yu Na, kendime ilk defa bu şekilde mektup yazdığım için; benim açımdan da bir ilk. Lütfen okuduklarını, okuyacaklarını, okuduktan sonra yapacaklarını bir mantığa sığdırmaya çalışma. Bu akşam yurttan çıkarken bir kazanın olduğunu göreceksin; kaza yerinde bir köpek olacak. Onu takip et, seni hayatının dönüm noktasına götürüyor olacak. Eğer köpeği takip edip gidersen, gittiğinde ne yapman gerektiğini zaten anlayacaksın. Yurttan markete gitmek için çıkman gerekecek, çıkmadan önce üzerine lise üniformanı giy, yanına fotoğraf makineni, ameliyat malzemelerini ve ilk yardım çantasını al. Emin ol gittiğine pişman olmayacaksın, bana güven. Oraya git Yu Na, hayatındaki tek şansın bu olacak.

THE LETTER FROM FUTURE - KNJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin