4

2.2K 138 20
                                    

Kim Seokjin
irenerv: Seni özledim Seokjin
Bu mesajı kaçıncı okuyuşumdu bilmiyorum.
"Siktir, siktir!"
"Jin iyi misin?"
"Namjoon, o orospu geldi.Siktir yine hayatımı bok edip siktirip gidecek!"
"Kim geldi?Oha İrene mi geldi yani Joohyun?"
Tekrar gelemezdi.
Eğer tekrar gelirse, kalbim kendi içinde boğulacaktı.
"Namjoon, ben biraz dışarı çıkacağım."

Kim Jisoo
"Kızlar!Hadi hazırlanın fotoğraf çekilmeye gidelim!"
"Bu sefer nereye gideceğiz?"
"Lisa hala uyuyor mu?"
"Bilmem ki baksanıza."
Lisa'nın kapısını çalmaya gittim.
Kapıyı çaldığımda ses gelmedi.
Belki uyuyordur diye kapıyı sessizce açtım.
Her yer dağılmış, Lisa cenin pozisyonu almıştı ve ağlıyordu.
"Lisa iyi misin?Lisa buradayım , bak ben buradayım!"
Yüzünü ellerimin arasına aldığımda gözlerinin ışığı, ağlamaktan sönmüştü.
"Geri geldi Unnie, geride bıraktığım anılar, geri geldi.Benim çığlıklarımı sessizleştiren bu anı geri geldi.Geçmişim, geleceğimi elimden alacak Unnie.Bana o geceyi yaşatan insan geri geldi.Bana o geceden fotoğraf attı Unnie, o fotoğraf benim kalbimdeki en derin izlerden biriydi unnie, fotoğraf benim kalbimi kesti Unnie, kağıt kesikleri benim canımı çok yakıyor Unnie."
Rose, Jennie ve ben ağlıyorduk.
"Telefonunu ver bebeğim, göster bana gelen fotoğrafı."
Telefonu elinden alıp gelen mesaja baktım.
Mesajda yazan şey miğde bulandırıcıydı.
"Nasıl bağırmıştın Lisa?"Yardım edin diye mi?Yoksa zevk almıştında bana mı yalan söyledin bebeğim?Bu adam seni özledi.Bana yaşattıklarının cezasını alacaksın tabii, ancak yine benim olacaksın."
Gelen fotoğraf ise Lisa'nın o günden sonra asla giymediği çöpe attığı kıyafetler olduğu için anladım.
O orospu çocuğu, arabasına kilitleyip tecavüz etmişti.
Ailesi para sıçıyordu.Çıkması kolay olmuş olmalıydı.
Rose Lisa'ya yaklaştı.
"Lalisa'm, bu senin suçun değil, tamam mı?"
"Alice'e haber vermemi ister misin?Annene söyleyeyim değil mi?"
Hayatımda yapmaya çalıştığım en zor şekilde gülümsedim.
"Senin hiçbir kusurun yok tamam mı?Sen hala Limario'sun.Sen hala bizim en küçüğümüzsün.Sen bizim tedavisinin bulunmasını istemeyeceğimiz kadar harika bir virüssün."
Lisa ayağa kalkmaya çalışınca bayıldı.
Jennie, bunun olacağını tahmin eder gibi ambulansı aradı.
~
Lisa'ya serum veriyorlardı ve onu bugünlük orada tutacaklarını söylediler.
"Jennie, ben çıkıyorum hava almam gerekiyor yoksa öleceğim.Alice gelecek mi?"
"Tamam sen hava al biraz.Evet gelir birazdan."
Hastaneden çıkıp, denize gitmek için taksiye bindim.
Geldiğimde bulabileceğim en sessiz yere gidip ağlamaya başladım.
Lisa, iğrenç zamanlar geçirmişti.Tekrar öyle şeyler yaşayacak olursa bunu hiç birimiz kaldıramazdık.
O şerefsiz, ona tecavüz etmişti.Onu bayıltıp fotoğraflarını çekmişti.
Ve Lisa ondan hamile kalmıştı.Bunu öğrendiğinde fahre zehri içmişti.Eğer geç kalsaydık, ölmüş olacaktı.Aylarca neredeyse hiç bir şey yemedi.40 kiloya hatta belki onu ayağa kaldırıp tartmaya bile hali olmadığından, daha da zayıflamış bile olabilirdi.
Daha yeni düzeliyordu ve 2 yıl içerisinde onu anca toparlayabildik.
Ve böyle zamanlarda yanında olacak babası yoktu bile.Üvey babası vardı ancak gerçek babasının yerini nasıl alabilirdi ki?
Bunları düşünüp iyice ağladım.
Küçükken de babası yok diye dalga geçerlerdi.
Ama Lisa bu olanlara rağmen yine de hayata bir nebze tutunmuştu.
Onu tekrar tutabilir miydik bilmiyorum.
Biz tekrar tutunacağı dal olabilir miydik, yoksa hepimiz düşer miydik, bilmiyorum.
"Jisoo?N'oldu, neden ağlıyorsun?İyi misin?"
Gelen sese döndüğümde Seokjin olduğunu gördüm.
Yanıma oturup bana baktığında ihtiyacım olduğu için sarılıp, hıçkırmaya başladım.
Lisa tekrar çökerse , biz asla iyi olamazdık.
Hiçbirimiz bunu tekrar yaşayamazdık.
"Jisoo, iyi misin daha sakinleştin mi?Anlatmak ister misin?"
Göz yaşlarımı sildim.
"Bunu şuan sana anlatacak kadar güçlü değilim Seokjin, ve çok iyi birisin ancak benimle ilgili bir konu değil bu yüzden sana anlatamam."
"Tamam, ama eğer birine anlatmak istersen bana anlatabilirsin.Belki yardımım olur."
Bu düşüncesi karşısında buruk bir şekilde gülümsedim.
"Keşke yardım edilebilecek bir şey olsa.Yine de teşekkür ederim Seokjin, harika bir arkadaş olduğuna emin oldum."
Ona tekrar sarıldım ancak, bu kısa bir sarılmaydı.
~
Alice
Hoseokla beraber, caddede el ele geziyorduk.
Telefonumun çaldığını belli eden ses geldi ve Jennie' nin aradığını gördüm.
"Efendim Jennie?"
Ve söylediği şeyle dünya benim için ters döndü.
Lisa.
Öz kardeşim saydığım meleğim.
Tekrar nefes alırken, ölü olduğunu hissedecekti.
"Alice? İyi misin?"
"Hoseok gitmem gerekiyor.Bana bir taksi durdur lütfen."
"Alice n'oluyor?"
"Lisa..." Devamını söyleyemezdim.
"Sonra anlatacağım tamam mı lütfen!" Ağlıyordum ve yaşların gözümden ne kadar hızlı aktığının farkında değildim.
Hastanenin adını söyledim ve ilerlemeye başladık.
Geldiğimizde, Hoseok'u beklemeden kapıdan inip koşmaya başladım.
Lisa'yı görmem gerekiyordu.
"NEREDE?NEREDE O?"
"Hanımefendi, sakin olun.Kimi aradığınızı söylemeden size yardımcı olamayız."
"LALİSA, LALİSA MANOBAN!"
Oda numarasını aldıktan sonra koşmaya başladım.Hoseok arkamdan yetişmeye çalışıyordu.
"Alice Unnie!" diyip bana sarılan Rose'ye hıçkırıklarla karşılık verdim.
Hepimiz, bayıldığından değil olabileceklerden ağlıyorduk.
Sadece bayılmayla bitmesini diledim.
Hoseok'u görmeden olayı anlatmaya başladı.
"O piç kurusu yine hayatını kâbus edecek.Lisa'ya mesaj atmış.Çıkmış Unnie!Erken çıkarmışlar!"
Bu nasıl olabilirdi?O orospu çocuğu nasıl erken çıkardı?
Jennie ve Rose'ye sarılarak ağladım.
"Jisoo nerede?Hastahane kokusu yüzünden dışarı çıktı değil mi?"
"Evet.Ve ağlarken gözükmeyi sevmiyor bilirsin."
~
Lisa Flashback-
"Bebeğim sen biraz sarhoş olmuşsun arabama gidelim, oradan da seni evine bırakayım olur mu?"
"Kızlara söylemeliyim o zaman!Ge-geliyorum ben ya!"
"Bebeğim, onlar daha eğleniyor boşver gel arabama gidelim."
"Tamam anahtar vardır bende ya!Hadi gidelim!"
Arabasına bindiğimizde kapıları kilitledi.Araba biraz ilerdikten sonra durdurdu.Üzerime gelmeye başladı. "Ah bebeğim, beni çıldırtıyorsun!"
"Kris, yaklaşma daha fazla içki kokuyorrrsun!"
"Güzelliğin beni çıldırtıyor sevgilim, içinde olmayı nasıl istediğimi bilemezsin."
Ağlamaya başladım."Yaklaşma bana!Aç kapıları!Yardım edin, yardım edin!"
Ellerimi kemeriyle sıkıştırdı.Pantolonumu ona yetecek kadar indirdi. "Şimdi ikimizde zevk alacağız bebeğim."

EVET FLASHBACK'İN TAMAMI BU DEĞİL. UMARIM BEĞENİRSİNİZ.
BEN GİDİYORUM
-ipopo

amor • blackbangtanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin