SALINCAK

493 44 27
                                    


'Aşk, sen ağacın bir dalında boynundan asılırken diğer yanında sevdiğinin salıncakta sallanması  ile eşdeğer... Yüreğin varsa ölürken sevdiğinin kahkahalarını dinlemeye, aşk en çok senin yüreğine yakışır surette...'

.....
Multimedya: Alp😍
Bu bölümü uzay0_ adlı okuyucuma armağan ediyorum, umarım beğenirsin☺
.........
"Gerçek misin rüya mı, bilmiyorum ama lütfen gitme."

Gidemiyordu zaten, ayaklarından çakılmış gibi hissediyordu yere, ne geriye dönmeyi becerebiliyor nede defolup gitmeyi, öylece ayakta duruyordu işte, bugün ne aklı başındaydı nede kalbi yerinde.

"Lütfen..."

Neydi Pamir in gözlerindeki o duygu, pişman mıydı yoksa üzgün mü? Oysaki o bugüne dek hep kızgın olmamış mıydı?

Yavaşça adımlarını az önce oturmuş olduğu koltuğa çevirdi Lisa. Bunu yapması bile dakikalarını almıştı, elinde değildi. Yavaşça koltuğa oturdu, Pamir e ne olmuştu böyle? Kahverengi gözlerini daha önce hiç bu kadar cansız görmemişti, gözleri bir ölünün  gözleriyle eşdeğerdi, hoş zaten bugün defalarca ölmemiş miydi?

"Sen... Sen gerçeksin..." dedi ve durdu bir süre Pamir, çünkü kızın geri döneceğini hiç düşünmemişti. O gitti demişti defalarca, kendine lanet etmişti. Ama , dönmüştü işte, küçük hastası geri gelmişti.

"Ben... Neden böyle oldu, bilmiyorum... Biz seninle hiç doğru bir iletişim kuramadıkki, ne acılarını biliyorum nede gülüşlerinin sebebini... Ben seni hiç tanımıyorum, sadece annenin öldüğünü ve senin ise yıkıldığını biliyorum, sadece bu kadar bilgi seni anlamamı sağlamıyor işte..."

Haklıydı Lisa ya göre, Lisa da onu pek tanımıyordu ya. Oysaki çocuklukları beraber geçmişti, bu yüzden bile tanımalılardı birbirlerini ama onların yıldızları birbiri ile hiç barışmamıştıki.

"Bakma öyle... Ne bekliyordunki, insanların seninle hüzünleneceğini mi? Unutma Lisa, her insan kendi hüznünde yalnız ve kendi hükmünde mutsuzluğa ebediyen mahkumdur..."

Bir süre sustu oda, karşısındaki kıza bakarak sonra ise ekledi Pamir,

"Ve ben,  senin ne yalnız olmanı istiyorum, nede mutsuzluğa ebediyen mahkum olmanı... Bırak, hüznünle bir olayım, ilk kez yalnız bırakmayayım seni..."

Genç kız duyduklarına hayret etti, bunu ona hüznünün sebebi mi söylüyordu?

Genç kız yavaşça ayağa kalktı, niyeti çıkıp gitmekti ama doktorunun cümlesiyle duraksadı.

"Mektubunda bana ait iki sır ile gideceğini yazmıştın, biri Ahsen di, peki ya diğeri?"

Lisa nasıl anlatırdı  annesi olacak kadının çevirdiği dolapları, nasıl derdi ki senin annen benim annemin intiharının sebebi, nasıl olurdu da babasıyla olan mevzuyu anlatırdı ona? Anlatamadı, sadece kapıyı açıp odadan çıktı çünkü sarf edeceği her cümle Pamir i dahada mahvedecekti...

Onlar, ortak acılar ile bağlıydı birbirine, kimse bunu inkar edemezdi, onlar acı ortağıydı...
Yalnızca acı ortağı.
..........

Ahsen, büyük bir korku ile sevgilisine bakıyordu. İyi şeyler söylemeyeceği aşikardı, işte her şey son bulmak üzereydi. Yaptığı oyunlar bir bir gün yüzüne çıkıyordu, hep kötüler kazanacak diye bir kaide yoktu işte, yenilen oydu bu sefer.

Pamir, ise bu sabah hastaneden taburcu edilmiş ve eve gelmişti. İlk işi ise Ahsen i çağırmak olmuştu, onunla konuşacak ve bunları ona ödetecekti.

MUTSUZLAR KABİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin