Luhan her zaman özel bir insandı benim için. Ancak bunu ona gösterme fırsatım hiç olmadı. Ona delicesine aşık olsam da bir kez olsun "Seni seviyorum." diyememiş olmam... Dememiş olmam... Onun için canımı verebilecek kadar sevdiğimi bilip, bir kez olsun bunu ona hissettirmemiş olmam... Tanrım... O yanımda, benden sevgi bekleyip içinde yaşadığı acılara rağmen sadece yanında olmamı beklerken, ben... TANRIM! Ona kayıtsız kalışım yüzünden lanetlenmeliydim! Gerçi lanetlenmekten daha ağır bir ceza verilmişti bana. Ömür boyu kalbimde taşıyacağım ağır bir müebbet... Güzelliği ile kalbimi yerinde hoplatan narin çiçeğim, benim kayıtsızlığım, onu anlamayıp sevgimi tam veremeyişim yüzünden, hiç açmamak üzere solup gitmişti. Bu en büyük cezaydı. Hiçbir mevsim onu geri getiremezdi artık. O ki, kışın karları delen narin kardelenim, baharın ilk demlerinde dalları süsleyen kiraz çiçeğim... Artık yoktu... Çok sevdiği, sürekli altında gölgelendiği, o gittikten hemen sonlara gözyaşı döker gibi çiçeklerini döken sakura ağacının altındaydı yine. Üzerini örten kar tanelerini delip özgür kalan tek bir kardelenin süslediği, ebedi istirahatgahın da sonsuz bir uykudaydı.
Tanrım... Eğer bir şansım daha olsaydı onun için elimden geleni yapardım. Ama geçmişin geç kalınmışlığı ile bu şans hiçbir zaman olmayacaktı...
-----------------
Merhaba millet! Yazarınız DearlittleLu karşınızda.
Yeni hesabımızdaki ilk hikayemi bugün yayınlıyorum. Daha önce beni takip edenler bu hikayeyi bilirler. Okumayanlar içinse güzel bir haberim var. Haftadan çarşamba ve cuma olarak iki bölüm yayınlayacağım.
Keyifli okumalar dilerim .
DearlittleLu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What If I Said "Don't Go!"
Short StoryOrange adlı animenin Exo uyarlamasıdır. Dearlittlelu itiharla sunar. İyi okumalar dilerim... (BxB Yaoi fictir. Homofobik olanlar ve rahatsızlık duyanlar okumasın.)