' 12 Nisan
*Bahar Festivalinden sonra Cuma günü doğum günümü kutlamak için Kiraz çiçeklerinin bol olduğu kasabanın en büyük parkına gittik.
*Tahminimce Luhan'ın pişmanlığı kardeşi ile alakalı. Onu pişmanlığından kurtar. Eğer bunu yaparsan olacak olan kazayı engelleyebilirsin."
Sehun odasında mektubu okuyordu. Mektupta yazanlar biraz aklını kurcalamaya başlamıştı. Gelecekteki kendisi olacak olan kazayı engelleyebileceğini söylerken ne demek istiyordu? Eğer kazanın olduğu günü biliyorsa bunu engellemesi daha kolay olmaz mıydı? Şimdiye kadar mektubun geri kalanını okumaya korkmuştu ama belki kazayla ilgili bir şeyler yazıyor olabilirdi.
Hemen çalışma masasının çekmecesini açıp öylece duran zarfı eline aldı ve tüm kağıtları çıkardı. Teker teker hepsini göz attı ve gerekli sayfayı aradı.
' 15 Şubat
Her zamanki sıradan günlerden biriydi. Odamda oturmuş günlüğümü yazıyordum. Chanyeol beni aradı ve Luhan'ın bir kaza geçirdiğini söyledi. Olay yerinde hayatını kaybetmiş.
Kaza o gece saat sekiz sularında, Luhan ile yollarımızın ayrıldığı kavşakta gerçekleşmiş. Öğrendiğim kadarıyla Luhan bisikletiyle kavşaktan dönüş yaparken bir kamyon ile çarpışmış. Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Luhan'ı sadece kazadan kurtarmak hiçbir fayda etmeyecektir. Onun kalbini kurtarmalısın.'
Şok içinde biten kağıdı değiştirdi ve okumaya devam etti Sehun.
' *10 yıl sonra, aslında bunun bir kaza olmadığını, Luhan'ın kendi isteği ile kamyonun önüne fırladığını öğrendik. Luhan intihar etti.
*Bizim tek bir pişmanlığımız var, Sevgili Sehun. O da Luhan'ı ölüme terk etmiş olmak.'
.....
"Şuna bak Chanyeol ! Luhan çok sevimli!" Baekhyun önündeki albüme yıldız fışkıran gözlerle bakıyordu. Luhan'ın büyükannesinin onlara verdiği albümlere göz gezdirirken Luhan'ın ve kardeşinin küçük resimlerine dair yorum yapıyorlardı.
"Kardeşiyle hiç benzemiyorlar." Diye tespitte bulundu Jongin. Yaşlı kadın ona bakıp gülümsedi. "Luhan daha çok annesine benzerdi. Xiumin'se babasına çekmişti." Gülüşüp diğer sayfaları çevirdiler. Birkaç dakika sonra Chanyeol başköşede oturan yaşlı kadına baktı. yüzü her zamankinden daha ciddiydi.
"Luhan," diye söze başladı. Herkesin dikkati ona yönelmişti. "Gerçekten sadece bir kaza mı geçirdi?"
Buraya geldiklerinden beri merak ettikleri tek soru buydu. Çünkü zaman kapsülünde buldukları not çok şüpheliydi. Yaşlı kadın Chanyeol'a bakıp acı bir tebessüm etti. Ardından Kyungsoo lafa girdi.
"Kazadan sonra polis bize çok tuhaf sorular sordu. Son zamanlarda nasıldı? Gibi." Dedi. yaşlı kadın bir süre sessizce oturdu ardından başını kapının solundaki anma köşesine çevirdi. Luhan'ın fotoğrafına bakıp iç çekti. Herkes o yöne dönmüştü şimdi de.
"Artık onlara söyleyelim mi Luhan?" diye mırıldandı kendince. Sanki Luhan ona cevap verebilecekmiş gibi. Ardından hiç bir şey demeden ayağa kalkıp televizyon masasının çekmecesini açtı ve bir kağıt çıkartıp geri döndü. Kağıdı masaya koyup oturdu ve Sehun'un yanında oturan YiFan'a uzattı. YiFan tereddütle kağıdı alıp açtı ve okumaya başladı. Yazı Çinceydi. Önce içinden okudu. Yazılan her kelimede gözleri sonuna kadar açılmıştı. Şokla yaşlı kadına baktı. Kadın başını sallayınca diğerleri için çevirmeye başladı yazılanları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What If I Said "Don't Go!"
Short StoryOrange adlı animenin Exo uyarlamasıdır. Dearlittlelu itiharla sunar. İyi okumalar dilerim... (BxB Yaoi fictir. Homofobik olanlar ve rahatsızlık duyanlar okumasın.)