*Evet, baya uzun bi bölüm. Umarım sıkılmazsınız. İyi okumalar!!!*
" 8 Mart
*Luhan'ın bir haftalık geçici futbol takımı üyesi olma süresi bitti.
*Kalıcı üye olmadan takımdan ayrıldı.
*Zorlaman bile gerekse Luhan'ın takımda kalmasını sağlamanı istiyorum. Futbol takımında kalmayı çok istediğini düşünüyorum."
"Bir bakalım... Bence bu baharat daha lezzetli olacaktır Kyungsoo."
Düşüncelere dalmış Sehun tahtaya baktı. Köşede bugünün tarihi yazıyordu. '8 Mart 2013 Cuma" Bugün mektupta yazan gündü. Luhan'ı takımda kalması için ikna etmesi gereken gün. İçinden kendi kendini gaza getirmeye başladı. Yapabilirdi. Luhan için her şeyi yapardı. O mutlu olacaksa geleceği değiştirecekti.
'Kesinlikle... Geleceği değiştireceğim!'
"Fighting!!" Sehun heyecanla bağırdığında akşam yemeği için yemek seçmeye çalışan Baekhyun ve Kyungsoo şaşkınlıkla ona baktılar. "Fighting? Neden fighting dedin Sehun-ah?"
Sehun şaşkınlıkla etrafına baktı. Lanet olsun! Dışından mı söylemişti? "N-ne? Ah hiç bir şey." Hemen toparlamaya çalıştı. Zaten arkadaşları da fazla uzatamadan yanlarına Luhan gelmiş ve günaydın dilemişti.
"Günaydın, Luhan." Baekhyun ve Kyungsoo aynı anda söyledikten sonra Sehun, Luhan'a bakmış ve utangaçça "G-günaydın." Demişti.
"Hey millet! Herkes buraya baksın!" Sınıfa yeni giren Chanyeol bağırınca tüm sınıf ona dönmüştü. Chanyeol koşar adım gelip Luhan'ın omuzlarını kavradı ve küçük bedeni öne doğru eğdi. "Bugünden itibaren Luhan futbol takımının daimi üyesiii!"
Başta Sehun olmak üzere herkes şaşkınlıkla Luhan'a baktı. Luhan utanmış bir suratla elini ensesine atıp gülümsedi. "Şey... Chanyeol ısrar etmeyi bir türlü bırakmayınca..."
Sehun şaşkınlık dolu bakışlarını çekmeden Luhan'a baktı. Oldukça mutlu ve heyecanlı görünüyordu. "Belki... Gelecek çoktan değişmeye başlamıştır."
.....
"Bak şimdi. Bu şekilde kalçalarını kaldırıp bekliyorsun." Sırasının tepesine çıkan Jogin, önünün de dikilen Luhan'a koşmadan önce aldığı pozisyonu gösteriyordu. Havaya kalkık kalçası Sehun, Kyungsoo ve Baekhyun'un tam gözleri önündeydi. Luhan dahil hepsi bunun utanç verici olduğunu düşünseler de Jongin yaptığı işi bırakacak gibi değildi. Ta ki Baekhyun hayretle sınıf kapısına bakana kadar.
"Oha bu da nesi?" herkes aynı anda kapıya dönmüş Jongin'de bağdaş kurup sıranın tepesinde oturmuştu.
"O, Mi Cha değil miydi?" Herkes başını salladı. Luhan gayet sakin bir şekilde "Bizim antrenmanları izlemeye de geliyor." Dedi.
Jongin bakışlarını kapıdan çekmeden konuştu. "Aynen oydu. Burada ne işi var ki?"
"Sen onu tanıyor musun?" bunu soran Kyungsoo idi. Yüzünde tuhaf denecek bir ifade vardı. Sanki biraz... "Onu tanımayan mı var bu okulda?" Luhan hafiften elini kaldırmıştı. Jongin ona bakıp 'önemli değil.' der gibi elini salladı. "Sen sayılmazsın kardeşim." Sonra Kyungsoo'ya döndü. "Erik gibi hatun. Okulun havalısı. Herkes onunla olmak istiyor be! Nasıl tanımam?"
Kyungsoo yerinden hışımla kalkarken elinde ki su şişesini Jongin'in başından aşağı boca etmişti. "Ne biçim konuşuyorsun lan sen! Biri gelip senin ablalarına bunları söylese hoşuna gider mi ahlaksız herif!" Kalktığı gibi de gitmişti Kyungsoo arkasında şaşkın bir grup bırakarak. Kyungsoo gittikten hemen sonra Chanyeol arkasına bakarak sınıfa girmişti. Başparmağıyla arkasını gösterip diğerlerine yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What If I Said "Don't Go!"
Short StoryOrange adlı animenin Exo uyarlamasıdır. Dearlittlelu itiharla sunar. İyi okumalar dilerim... (BxB Yaoi fictir. Homofobik olanlar ve rahatsızlık duyanlar okumasın.)