' *21 Haziran
*Mezuniyet günü.
*Geçen haftalarda olan Atletizm Festivali birincisi Mavi takım olduğu için Kostümlü Balo şeklinde bir mezuniyet partisi yaptık.
*Ancak bundan daha önemli konular var. İki gün önce Luhan'ın büyükannesi rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı. Luhan, Mezuniyet günü bubbletea almaya gittiğimiz sırada, bana büyükannesi için endişelendiğini eğer o da giderse yaşayamayacağını söyledi.
Bense endişelerimizi bu günlük geride bırakmamız ve mutlu bir gün geçirmemiz gerektiğini söyledim.
*Tartıştık. Benimle bir daha konuşmak istemediğini söyleyip gitti. Onu sekiz ay boyunca görmedim. annesi ile birlikte Çin'e gitmiş.
*Özür dilme şansım hiç olmadı. Bunun için pişmanım. Lütfen ona yardım et. Söyleyeceğin sözleri dikkatli seç ve büyükannesi ile olan endişesini gider. Sana güveniyorum.'
..........
Nihayet beklenen gün gelmişti. Atletizm birincisi olarak mezuniyet partisi Sehun'ların sınıfına aitti. Bu yüzden sahneye çıkacaklardı. Sehun fazlasıyla gergindi. Sebebi elbette bugünün özel bir gün olmasına da bağlıydı ama onu en çok geren şey bugün Luhan ile kavga edecek olmasıydı. Bunun olmasına izin veremezdi. Çünkü günlüğe göre bugünden sonra tam sekiz ay boyunca onu göremeyecekti. Onu en son gördüğü gün ölümünden bir gün öncesi yani sevgililer günüydü. Sonra da... Bu kötü düşünceleri bir kenara bırakmaya çalıştı. Bugün iyi olacaktı. Eğer dikkatli olursa bir sorun çıkmazdı değil mi? yapması gereken söyleyeceği sözleri düşünerek söylemeliydi. Luhan'ın kalbini kırmayacağı şeyler söylemeliydi.
Elinde tuttuğu pembe gömleği üzerine geçirdi. Düğmeleri boğazına kadar ilikleyip pantolonun kemer askılarını omuzlarına attı. Performans sergileyecekleri şarkılar popüler bir gruba aitti. İlk şarkı "Peter Pan"dı. İkinci şarkı "XOXO", üçüncü şarkı Sehun ve Jongin'in su dansı yapacağı "Baby Don't Cry", ardından "Monster" ve "Transformer" ile kapanışı yapacaklardı.
İlk iki şarkı için kostümleri pembe gömlek dar koyu kot pantolondu. Üçüncü şarkıda Sehun ve Jongin beyaz aşırı bol gömlek ve siyah deri dar pantolon giyeceklerdi. Diğer kalanların ise simsiyah gömlek ve pantolon konseptleri vardı. Sehun bunun nedenini sorduğunda Baekhyun gülümsemiş ve "Bu şarkının yıldızları siz olacaksınız." Demişti kırk yıllık menajer edası ile. Son iki şarkıda da tamamen aykırı tarzları olacaktı. Daha sokak tarzı ama bir yandan da vahşi... Bu tarzı hepside beğenmişti. Çünkü cool göründüklerini düşünüyorlardı.
Sehun hazırlanmayı bitirdiğinde giyindiği kabinden çıktı. Çıkar çıkmaz karşısında pembe gömleği ile fazlaca sevimli görünen bir Luhan görmüştü. Yanakları üzerindeki gömleğin rengini alırken üzerini kontrol eden Luhan'dan bakışlarını alamıyordu. Geçenlerde bal rengi boyattığı saçları ile çok çok fazla tatlıydı. Bunun haksızlık olduğunu düşündü. Şimdi sahneye çıktıklarında bu sevimli varlığı herkes görecekti. Halbuki ne çok isterdi sadece Sehun görsün onu. Gerçi ne hakla bunu isteyebilirdi ki? Luhan onun neyiydi? Birden aklına festival sonunda yaşanan muhteşem hadise geldi. Eli istemsizce dudaklarını bulduğunda bakışları yerdeki mermerlere sabitlenmişti. Parmak uçları yavaşça dudaklarında gezindi. Tanrım! Luhan onu öpmüştü. Hatırladıkça kanı kaynamaya başlıyordu. Kalbinin içinde binlerce tavşan aynı anda zıplıyor gibiydi. Ayaklarını yere vura vura çığlık atmak ve "Luhan beni öptü!" diye haykırmak istiyordu. Bu sayede içinde yaşayan bir liseli genç kız olduğunu fark etmiş olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What If I Said "Don't Go!"
Short StoryOrange adlı animenin Exo uyarlamasıdır. Dearlittlelu itiharla sunar. İyi okumalar dilerim... (BxB Yaoi fictir. Homofobik olanlar ve rahatsızlık duyanlar okumasın.)