tam bir kalp ağrısı!

10.5K 931 1.3K
                                    




And when the lights are flashing like a photobooth
And the stars exploding
We'll be fireproof

--

Hogwarts bu sabah oldukça şiddetli bir yağmurla uyanmış, çoğu kişi yataklarından çıkma konusunda zorluk yaşarken Seamus sabahın 6'sında ikizlerle kütüphanede oturuyordu. Kocaman pencerelerden yağmuru izlemek istese de bu daha önemliydi.

Oysa dün akşam uyumadan önce Ron onu abileri konusunda uyarmıştı. Kısa olanın gözü pek görüyor gibi değildi. Bununla birlikte Dean'ın gece 2'ye kadar odaya gelmemiş, geldiğinde ise sarhoş gibi olması onu daha kararlı yapan etkenlerden biriydi.

"Yani diyorsunuz ki kıskandırayım? Başka biriyle öpüşeyim hatta sevişebilirim de?"

İkizler kıkırdığında Seamus bu görüntünün korkutucu olduğuna karar verdi. Fred önündeki çikolatalı sütten bir yudum daha aldığında George önündeki kağıtı uçak yapmaya çalışıyordu. Bu ikizlerin sunduğu mantıklı sayılabilecek tek fikri olabilirdi. Öncesinde Dean'ı karanlık ormana götürüp taciz etmeyi, gözünü korkutup onunla çıkmaya zorlamayı tavsiye etmişlerdi. Hatta bir başka fikirleri aşk iksiri yapmaktı. Fred bir ara istersen onu senin kucağına atlayana kadar korkutabiliriz demişti. Gerçekten... ikizlerin düşüncelerinin bir sınırı yoktu. Ayrıca bunlar uyumuyor muydu yahu bu saatte bile enerjiklerdi.

"Ya da direk Dean'ın dudaklarına yapışıp, 'Beni öptün pis sapık sorumluluğunu al.' diyebilirsin."

Fred'in dediklerindan sonra Seamus onlara üçüncü bir kafaları çıkmış gibi baktı. Tekrar.

"Şizofren miyim yahu ben?"

İkili kahkaha attığında George eğilerek Seamus'a yaklaştı. Güzelim kızıl saçları ve kahverenginin en parlak tonu olan gözleri gerçekten güzeldi.

"İstersen beraber kıskandırabiliriz."

Seamus bunu kabul etmemesi gerektiğini biliyordu. Buradan ışık hızında kaçmalı ve ikizleri gördüğü yerde yolunu değiştirmeliydi. Daha sonra aklına Dean'ın uykuya daldığında suratının ifadesi geldi. Parmaklarını suratında dolaştırmak istemiş, bir delilik yapıp onu öpmeyi bile düşünmüştü.

"Tamamdır. Kıskandırmaya varım!"

--

Dean için uyanıp giyinme evresi tam bir huşu içinde geçmişti. Dün Seamus'la karşılaşmamak için odaya oldukça geç dönmüş ve uykusunu asla alamamıştı. Tüm gece rüyasında Seamus'un saçlarını ve dudaklarının Seamus'un suratında gezindiğine dair rüyalar görmüştü. Öyle ki uyandığında dayak yemiş gibi sersem hissediyordu. Normalde sabahları birbirlerini uyandırırlardı ancak Seamus onun uzaklığını fark etmiş olmalı ki erkenden odadan ayrılmıştı.

Adımları kahvaltı yapmak için büyük salona ilerlerken gördüğü görüntüyle duraksadı. Seamus koridordaki sütunlardan birine yaslanmış ve karşısında dikilen George'la konuşuyordu. İkizlerin eşcinsel olmadığına emin olmasına rağmen bu görüntü onu rahatsız etmişti. Çünkü George çapkın bir şekilde gülümsüyorken Seamus'un yanakları kızarmıştı. Kaşları çatılırken yürümeye devam etti. Bu ilk olmayacaktı.

Gün içerisinde Seamus'u George ile görmeye devam etti.

Kocaman Kütüphane'de beraber kitap okumuşlardı! İksir dersinde bile ikizlerle oturmuş ve onlara gülen Harry'e anlam verememişti. Gün içerisinde kaşlarını o kadar çok çatmıştı ki, başı ağrıyordu.

fool for youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin