asi sevimsiz kelebekler

12.2K 965 926
                                    

Seamus küçükken bir şeyleri sezmiş bknz;


Seamus küçükken bir şeyleri sezmiş bknz;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




--


Harry orada ne kadar uzun süre durduklarını bilmiyordu. Bildiği bir şey var sa o da Draco'nun saçlarının güzel kokusu yağan yağmur kokusuna karışıp burnundan yüreğine doluyordu. Bu durumun onu rahatsız etmesi gerekirken ne hissedeceğini bilemiyor halde akışına bırakmıştı. Draco nasılsa büyünün etkisi geçtiğinde hiçbirini hatırlamayacaktı.

Harry kendisinin hatırlaması mı yoksa unutmasının mı daha acı olacağını düşünürken buldu. Saat hızla ilerlemiş aydınlık yerini karanlığa bıraktığında Draco'yu koltuğa yatırdı ve saçları şimdi koltuğa dağılmış olan genç adama baktı. Suratı her zaman bu kadar etkileyici miydi?

Neden dudaklarına bakıp duruyordu?

Delirmeye başlamış bir adamın son çırpınışları gibi saçlarını karıştırdı ve oradan hızla ayrıldı. Biraz daha Draco'yu izleseydi kendisini bırakabilirdi.

Tamamen delirebilirdi...

---

Seamus bahçeye bakan koridorda, taş ve yarım olan duvarın başında oturmuş ve kafası arkasındaki taş sütuna dayalıydı. Yağmurdan sonra bahçe çok güzel olurdu hem. Bugün Emma ve Dean beraber dışarı çıkmışlardı. Bu yüzden gün oldukça sıkıcı ve boş geçmişti.

Aslında aksiyonlu geçen tek olay Karanlık Sanatlar dersinde onu kovalayan palyançoydu ama onu rahatlatacak, gülümseyerek sırtını sıvazlayacak bir Dean yoktu. Bu durum zoruna gidiyor olsa da alışmak zorunda hissediyordu. Hayatının sonuna kadar yanında Dean olmayacaktı ya!

Aptal Dean!

Üstelik giderken ondan bir sürü afilli cümle almış ve utanmadan bunları defterine yazmıştı.

Derin bir nefes aldı ve göğsü arıyorken nefesinin buhar olarak dışarı çıkmasına izin verdi. İleriden Şamarcı Söğüt'ün dallarının sesi geliyordu. Dışarı çıkarken cübbesini içeride unuttuğundan üşüyordu. Üzerinde sadece gömleği ve pantolonu vardı.-pantolon olmasa garip olurdu gerçi-

Henüz kış gelmemiş olsa bile Hogwarts'ta hava hiçbir zaman çok sıcak olmazdı. Sonbaharı bile oldukça çetin geçmesine rağmen öğrencilerin çoğu burada geçirdikleri sonbaharı da kışı da seviyordu. Soğuk iliklerine kadar işleyerek onu mayıştırıyorken gözlerini yumdu ve rüzgarın onu okşamasına izin verdi. Açık kahverengine dönük saçları hafif uçuşuyor, suratı olduğundan daha da masum duruyordu.

Hiç bu kadar duygu yoğunluğu yaşamamış olsa gerek hissettiği tüm bu duygular vücuduna ağır geliyor arada bir nefesini kesiyordu. Zihni tüm bu yorgunluğa dayanamayıp uyku onu ele geçirirken hasta olmayı önemsemiyordu bile.

-

İki saat sonra-

Dean ve Emma adımları uyum içerisinde bahçede yürüyorlardı. Dürüst olması gerekiyorsa Dean bu ilişkide gelecek falan göremiyordu şu saatlerde. Seamus'un sakarlığı ona geçmiş, bir kafeyi başlarına yıkmadığı kalmıştı. En son kaymak birasını Emma'nın üstüne döktüğüne tamam demişti. Tamam, bu sefer kesin bana lanet atacak.

fool for youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin