"Potter?"
Harry sıkılı yumrukları, sinirden seyiren dudaklarıyla görkemli Hogwarts koridorlarında oldukça aceleci adımlarla yürürken arkasından gelen sesle duraksayarak sesin kaynağına doğru döndü. Draco Malfoy dudağındaki yarım gülümsemesiyle berab...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Harry sakince kahvaltısını yaparken birazdan Hufflepuff'la maça çıkacak olan Slytherin öğrencilerine baktı. Amacı onlara bakmak değil de aralarında en soğukkanlı ve ciddi duran sarışın çocuğun gözlerine düşmekti. Draco onunla olmadığı zamanlarda diğer insanlarla arasına koyduğu duvarın arkasında dururdu. Suratı ifadesizken bile güzel, nazik elleri yanağına yaslıydı. Noele girmeden önce yapılacak olan son maçtı çünkü tatilden sonra asıl final maçları başlayacaktı.
Draco bakışları hissetmiş olmalı ki gözlerini çok yemediği ama çatalla didikleyip durduğu yemeğinden kaldırıp direk zümrüt yeşili gözlere baktı.
Harry kalbi teklerken gri gözlere gelen samimiyetin tek sahibi olabilmenin sıcacık hissiyle sırıttı. Draco ona güzel bir bahçenin en güzel çiçeğine bakar gibi bakıyordu.
Draco bakışlarıyla dışarıyı işaret edip masadan kalktığında Harry dudaklarını ısırdı. O giderken onu izlemek isteyen dürtüsünü bastırdı şayet etrafta çok fazla insan olduğu için insanlar fark edebilirdi. Kalbi daha şimdiden hızlanmaya başlarken masadan kalktı, dışarıya yöneldi ve ne yazık ki bugün yüzüncü defa hapşırdı.
Draco önden başı dik, kendinden emin adımlarla yürürken Harry birden onunla gurur duyduğunu hissetti. Garipti. Draco dışarıdan güçlü dursa da Harry onun içindeki çocuğu görebiliyordu. Sarı saçlarını dağınık görmeyi sevsede maç olduğu için düzenliydi.
Draco en sonunda kimsenin girmediği tenha erkekler tuvaletine girdiğinde hemen arkasından içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Ki, içeriye girer girmez sarışın olanın onu kapıya yaslayıp dudaklarına yapışması bir olmuştu. Draco'nun aceleci elleri Harry'nin yakalarını kavramış, dudakları üzerinde sert bir hakimiyet oluşturmuştu. Harry'nin elleri o düzenli sarı saçlarından geçip onları dağıttığında Draco boğukça inledi.
Nefes nefese ama hala birbirlerinde doymamış bir halde birbirlerinden ayrıldıklarında Harry sırıttı.
"Birden bire neydi şimdi bu?"
Draco demin sertçe öpen o değilmiş gibi kızarırken gözlerini kaçırdı ve kafasını Harry'nin omzuna yasladı. Harry ondan kısa olduğu için omzuna yaslandığında oluşturdukları görüntüyü seviyordu belki de. Harry aynadan yansımalarına baktığında gülümsedi ve elini tekrar Draco'nun saçlarına attı. Bu sırada Draco cevap vermişti.
"Zabini sevdiğin birinden şans öpücüğü alırsan maçta bunu hissedersin dedi."
Harry kahkaha attı ve Draco kafasını kaldırırken tekrar dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.
