kalbimde açan çiçekler için

11.2K 883 1.2K
                                    

Medyaya oturup ağlayalım mı T.T Vallahi oturup ağlayalım T.T  Bu bölümde iki süpriz karakter daha ekledim. Bence sevdiğiniz kişiler eheheh :") Bölümü yazarken tam bir depresyon styleydim normalde Adele, Mabel veya Troye dinleyerek yazarım bu sefer Türk klasikleri dinleyerek yazdım vallahi bilemiyorum artık klshgd

seniiiiii seviiiyoruuuuuuum bu geceeeeeee aaaaah giiiiir kollarımaaaaaaaaa

tamam gittim.


--

There's no way I
Could describe him
What I'll say is
Just what I'm hoping for

--

Sonbahar da olsa güneş kendisini arada sırada gösterir, Hogwars'ı ısıtırdı. Bu sabah ta güneşin olduğu sabahlardan biriydi ve pencerelerden içeriye güneş ışıkları vuruyordu. İlk uyanan Seamus oldu. Üzerinde yorgan bile yoktu, gece düşmüş olmalıydı ama çok sıcak hissediyordu. Gözlerini araladığında şaşkınlıktan bağırmamak için dudaklarını ısırdı. Dean kollarıyla onu sarmış, kendisi Dean'un kucağında kaybolmuştu. Kafası kalbine yaslıydı ve uykudayken aldığı düzenli nefesler suratına vuruyordu. 

Kocaman bir gülümseme dudaklarını esir aldığında altındaki beden kıpırdanınca anında gözlerini kapadı. Onun bu duruma ne tepki vereceğini merak ediyordu çünkü. 

Dean uzun zamandır bu kadar huzurlu uyumamış olduğundan olsa gerek uyandığında oldukça mutlu hissediyordu. Seamus'a gece sarıldığı gibi hala kucağında olduğunu görünce içinin sıcacık olmasına engel olamadı. Hiç acelesi yokmuşçasına elleri sarıya dönük saçları buldu ve onları okşadı. Seamus'un karışmış saçları parmaklarının arasından akıp gidiyorken bile yumuşacıklardı. 

"Seamus bu aralar bir garibim." diye mırıldandı. Kısa olanın onu duyamayacak kadar derin bir uykuda olduğunu düşünüyordu. Sabahları Seamus'u uyandırırken hep zorlanırlar Harry en sonunda onu yataktan düşürür hepsi tepkisine gülerlerdi. Göğsünde uyuma numarası yapan çocuğun tüylerinin diken diken olduğununda, kalbinin delirdiğinden de haberi yoktu. 

"Bu aralar çok garibim hem de. Hatırlar mısın bilmem bir kere Neville yanlış iksiri içip tüm gün kedi gibi dolaşmıştı. Heh! Ondan bile garibim."

Dean o günün hatırasıyla kıkırdadı. Neville ve Seamus her zaman bir şeyleri yanlış yapmaları veya Seamus'un bir şeyleri patlatmasıyla bilinirlerdi. Bu sefer Seamus iyice gelişmiş olmalıydı. Çünkü kalbini patlatıyordu. Kalbini... öylece.

Seamus kafasını iyice Dean'ın göğsüne gömdü ve suratının fark edilmemesini umdu. Dean'ın kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu sahi?

"O yüzden senden olabildiğince uzak duracağıma söz veriyorum dostum. Dostluğumuza zarar gelmesine izin vermeyeceğim."

Dean son kez dudaklarını Seamus'un kafasına bastırdı. Dudakları karıncalanıyor, durmak istemiyordu. Saçlarından alnına, yanaklarına öpücüklerini misafir etmek istiyordu. 

Kendine gel Dean! 

Hızla yataktan kalktı ve banyo yapmak için ortak duşlara gitti. Biraz düşünmesi lazımdı. Kendine gelmesi ve kalbini sakinleştirmesi lazımdı. Kalbinin hızlanmasını kendisine bile açıklayamazken burada daha fazla duramazdı. Burada, Seamus'un güzelim kokusunun işgal ettiği odada. 

Dean gittiğinde Seamus yatakta doğruldu. 

Bu da neydi şimdi be?

Seamus iki elini kıpkırmızı olmuş yanaklarına bastırdı ve az önce olanları anlamlandırmaya çalıştı. Dean. Onu. Öpmüştü!

fool for youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin