Korktun mu, Potter?

11.5K 934 1.1K
                                    

And we're both wild

And the night's young

And you're my drug

Breathe you in 'til my face numb

--

Normal şartlarda öylece her sese uyanan biri değildi Dean. Ancak gözlerini kesik inleme sesleri yüzünden araladığında komidindeki saate baktı. Saat gece 4'ü göstermekle beraber gece uyanmasının normal olmadığının bilincinde yatağında doğruldu. Henüz tam kendisine gelebilmiş değildi ancak inleme sesleri devam ediyordu. Daha sonra Madam Pomfrey'in 'Seamus soğuktan donduğunda ara sıra kabus görebilir.' dediği aklına geldi. Onu yatağından kaldıran sebep tam olarak buydu.

Yatağından kalkıp karanlık odaya sadece ay ışığı vururken az ilerisinde olan yatağa ilerledi. Seamus boyu kısa olduğu için yatakta öyle kaybolmuştu ki bu onu istemsizce gülümsetti. Kollarında da böyle kaybolmuş, onu sarmalamıştı. Kollarında olduğu anı aklında tekrar ve tekrar canlandığında ellerinin terlediğini hissediyordu. Son zamanlarda tam anlamıyla hasta gibi hissediyordu. Vücudu ona yabancı olan tepkiler veriyor, aklı karışıyordu. Yorganın altında kaybolan gençten tekrar inleme sesi geldiğinde nazikçe yorganı kaldırdı yatağın en ucuna kadar çekti. Tek kişilik yatak o kadar da büyük değildi ama Seamus o kadar şirindi ki, yatakta gerçekten de kaybolmuştu.
Seamus'un sarıya dönük kahve saçları terden alnına yapışmış ve suratında acı çeker bir ifade vardı.
"Hey, Seamus."
Seamus tepki vermeden uyumaya devam etti. Dean yatağın yanında eğilip bir eliyle Seamus'un omzunu kavradı ve sarstı.
"Uyan hadi."
Seamus yavaşlıkla gözlerini araladığında karşısında ona bakan Dean'ı görmeyi beklemiyor olacak ki gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.
"Kabus gördün sanırım Seam."
Seamus yatakta doğruldu ve koluyla alnındaki teri sildi.
"Özür dilerim, seni de uyandırdım değil mi?"
Uykulu ve çatlak sesi, mağrur yarı kapalı gözleriyle bu kadar sevilesi gözükmesi haksızlıktı. Dean bir an ne diyeceğini şaşırdı.
"Sorun değil dostum. İstersen beraber uyuyabiliriz."
Dean bir an kendisine vurmak istedi. Beraber. Uyumak.
Delirmiş olmalıydı. Gerçi onlar arkadaştı, arkadaşlar beraber uyurdu değil mi?
Seamus şaşırmış ama aynı zamanda parıldayan gözleriyle gülümsedi.
"Beraber? Bu gece oldukça korkunç rüyalar gördüm Dean. O yüzden beraber uyuyabiliriz."
Seamus yatakta biraz geriye kaydı ve Dean onun açtığı yere uzandı. Açıkçası garip hissediyordu. Yatak tamamen Seamus kokuyordu ve bu cennetten bir parça çalmak gibi hissettiyordu. Sahi normal miydi yahu?
Seamus'ta Dean gibi tekrar yatağa uzandığında omuzları birbirine değiyordu. Seamus biraz aşağı kaysa kafası ne de güzel göğsüne uyardı.
Dean dudaklarını yiyor ve Seamus elleriyle oynuyorken belki de birlikte yatma fikri o kadar da iyi değildi. Dean Seamus'un olduğu tarafa yan döndüğünde Seamus'ta eş zamanlı olarak onun olduğu tarafa döndü. Seamus istemsizce yatakta biraz aşağı kaydığı için kafası Dean'ın göğsüne gelmişti. Eh, bilerek yapmamıştı ama memnuniyetsiz de değildi. Dean Seamus'un saçlarının ferah lavanta kokusu burnuna dolduğunda istemsizce derin bir nefes aldı. Ciğerlerine kadar Seamus kokuyordu şimdi.
Kafasını aşağı indirdiğinde Seamus'un uykuya dalmış olduğunu gördü. Dudaklarında farkında olmadan oluşan gülümsemeyle kollarını Seamus'un omuzlarına sardı ve gözlerini yumdu.
Şimdi tekrar düşününce, kötü bir fikir değildi.

---

Draco gözlerini araladığında saat henüz sabah beş buçuktu. Yatağında doğrulupta ayaklarını yataktan sarkıttığında gördüğü garip rüyaları düşünüyordu.

Rüyada olduğunu biliyor ancak kendisine müdahale edemiyordu. Hogwarts'ın bahçesinde birkaç çocuğun ona bulaştığını görüyor ve kendisine şaşırıyordu. Neden bu kadar güçsüzdü? Neden onlara karşılık vermiyordu? Daha sonra Harry Potter gelip onu koruyordu. Elinden kavrıyor ve onu oradan uzaklaştırıyordu. Garipti çünkü elini tuttuğunda nasıl hissettiğini bilmek istemişti.

fool for youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin