3.Bölüm

101 11 0
                                    



"Bu adam manyak sanırım."

"Erkek olduğunu bilmiyoruz."

"Umrumda değil.Kız ya da erkek.Her mesajında bir ego zaten."

Öğle arasında her zamanki yerimizde oturmuş gelen mesajları kimin atıyor olabileceğini tartışıyorduk.

"Sizi bilmem ama ben mesajları atanın katil olduğuna eminim." Diyerek cevap vermelerini bekledim.

"Olabilir ama ben emin değilim.Hala birinin bu olayı kullanabileceğini düşünüyorum."

Begüm'ün söylediğini es geçerek sordum.

"Sizce gelen mesajları polislere söylese miydik?"

"Adam resmen bizi tehdit etti.Bunu göze alamazdık.Ayrıca bu saatten sonra ifade değiştiremeyiz."

Herkes Çağrı'nın söylediğini başıyla onaylasa da emindim ki hepsi içten içe polislere bunu anlatmak istiyordu.Yalnızca bir kişinin 'ben söylemeye gidiyorum' demesine ihtiyaçları vardı ama ben o kişi olmayacaktım.Eğer başımıza bir şey gelirse bunun sorumlusu olmak istemiyordum.

Mesajlar hakkında o kadar çok konuşmuştuk ki başım ağrımaya başlamıştı.Dikkatimi onların üzerinden alarak Rengin'in boş sandalyesine çevirdim.

O sandalye hep boş olacaktı artık.Rengin ölmeden önce onu bu kadar özleyeceğimi tahmin edemezdim.

Her an bir yerden çıkıp Yağmur'un kiloları ile dalga geçecek diye bekliyordum.Sorun da oradaydı.Sadece bekliyordum.

________

Öğle arası bittiğinde hepimiz sınıfa çıkmıştık.Dersimiz felsefeydi.Hocanın söylediklerini zaten anlamıyordum bir de bu olaylar üzerine hiç çekilmiyordu.

Başımı sıraya koyarak hiçbir şey düşünmemeye çalışıyordum.Tam başardığım sırada hırkamın cebindeki telefonum titredi ve başımı sıradan hafifçe kaldırarak gelen mesajı açtım.

Bilinmeyen Numara:

Polislere benim hakkımda tek kelime etseydin eğer sadece sen değil anne ve baban bile ölmüş olurdu.Aklın kalmasın.Doğru olanı yaptın.Hem sevgilin doğru söylüyor.Artık ifade değiştiremezsiniz.

Bu psikopat nerden biliyordu bizim ne konuştuğumuzu?Birden ayağa kalkarak hiç kimseye bir şey söylemeden sınıftan çıktım.

Telefonum elimde hızla merdivenleri iniyordum.Kantine geldiğimde yüz ifademden dolayı bana tuhaf tuhaf bakan iki kızı umursamadan hızla her zamanki masamıza yöneldim.

Fazla dikkat çekmemek için oturmaya gelmiş gibi sandalyeme kuruldum ve telefonumu elime aldım.

O sırada telefonuma yeni bir mesaj gelmişti.Tam yine o manyak olduğunu düşündüğüm sırada mesajın Çağrı'dan olduğunu gördüm.

Çağrı:

Nerdesin?Seni arıyoruz.

Yazdığı şeye cevap vermeyerek telefonumun kılıfını çıkarıp masanın üzerine bıraktım.Sonra ise kaza süsü vererek telefon kılıfını yere attım.Tabii yalandan söylenmeyi de ihmal etmedim.

Paradoks #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin