Tanıtım

6.7K 317 115
                                    

Sevgili Canlar :) Nasılsınız?

Bana gelecek olursam sizler için yepyeni bir hikayeyle doluyum. Doluyuz... Yazar arkadaşım sezgisalman 'la birlikte, bu yaz günlerini ferahlatıcı bir şeylerle güzelleştirmek için size bir yaz hikayesiyle ziyarete gelelim dedik. Hikayeyi incilerle süsleyip deniz kokusuyla bezedik. Hem inci gibi kıymetli oldu bizim için hem deniz kadar mavi hem de yaz gibi sarı sıcak... Aşk gibi yaz'a bekliyoruz hepinizi, gelirseniz memnun oluruz. Öpücükler sevgiler...



Hikaye şarkısı: MFÖ - Bodrum Bodrum


İnci'nin başı her şeyle dertteydi. Hayatla, kızıyla, en başta da kendiyle... Hayatını paylaştığı erkeğe aldanmış her kadın kadar... Ve kendini her şeyin ortasında, ne yapacağını bilmez bir halde kalakalmış gibi hissediyordu. Kaosun, paniğin ve ömrün... Kış biterken gençlik aşkım dediği kocasının kendisini, çıtır çıtır bir esmerle çatır çatır aldattığını öğrenmişti. Yaza çıkarken artık yeni boşanmış, otuz beşinde, taze dul bir kadındı. Ve kesinlikle ergenliğin doruklarındaki kızıyla nasıl iletişim kuracağını şaşırmıştı.

Ah Cahit Sıtkı! Bu yapılır mıydı ama? 'Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün' mısralarını karşılayan, aynadaki yüzüne baktıkça içindeki panik git gide artıyordu. Nerede hata yapmıştı? Biliyordu tabii; en başında! Uğruna hayallerini feda ettiği gençlik aşkı yalana dönüşmüştü. Artık hatayı boş vermişti de bu saatten sonra İnci ne yapacaktı? Düzgün sandığı hayatının ipi ve ona bağlı keçileri, ikisi de kaçmıştı. Şu anda hayatında en düzgün giden şey hayatındaki düzensizlikti.

Sorularına yanıt aramak, biraz durmak, bilinmezlikten kurtulmak ve kendini dinlemek için kızı Yaren'le soluğu annesinin Bodrum Gümüşlük'teki evinde almıştı, dinlenip kendini dinleyebileceği tek yerin burası olduğunu düşünerek. Çünkü MFÖ'nün dediği gibiydi; 'Tam ortasındaydım yağmurun, karın, soğuğun, ortasındayım.'

Hayat bitti demeden bitmez İnci, bilmez misin? Bilmiyorsan da öğreneceksin. Şarkının bir başka anlatımıyla tabii: Tam ortasındayım yazın, sıcağın, denizin ortasındayım.

Yüzme bilmiyorsan öğreneceksin. Çünkü bu denizin kalbi çok derin. Eh! Ne demişler, asıl hayat otuz beşinden sonra başlar!

***

Deniz için hayat yeni başlıyordu. Yirmi beş yaşındaydı. Yakışıklıydı, kızların ilgisi hep üzerindeydi. Ve kaç senesini verdiği tıp fakültesinden yeni mezun olmuştu. Bu sene de uzmanlığa hazırlanıyordu. Belki de hayatının son düzgün tatilini yaşıyordu. Likya Yolu'ndaki kampta tanıştığı tatlı İngiliz kız Abby'le de tatilini tam gaz tamamlamıştı. Ee! Daha ne olsundu? Yeterince enerji depolamıştı ve artık uzmanlığa giriş sınavına hazırlanmak için inzivaya çekilebilirdi.

Bodurum Gümüşlük'teki yazlık evlerinin sakin ortamını bunun için seçmişti. Ankara'da İstanbul'da kapısına dayanan ve her gece başka bir eğlenceye çağıran tacizci arkadaşlarının neredeyse uğramaktan korktukları tek yer, bu emekli insan cenneti ya da onların deyimiyle 'yürüyen ölüler mekânı' olan yazlık siteydi. Annesinin güzel yemekleriyle karnını doyurup, yazlığın eşsiz deniz ve güneşinden faydalanıp, yazı ders çalışarak geçirecekti. Hayatında karışıklık istemiyordu.

Yani MFÖ'nün sözlerine eklediği bir cümleyle... isteği belliydi: 'Biraz deniz, biraz uyku... çokça ders. Bütün isteğim buydu.'

Ah be Deniz, gençsin sen! Hayattan istediğinin hepsi bu mu? Ne derler bilirsin, bazen ne istediğimize dikkat etmeliyiz, bazen ne istemediğimize...

Hedefindeki uzmanlık beyin cerrahlığıyla ilgiliydi ama hedef olanın kendi kalbiyle ilgili bir uzmanlık gerektiğinden henüz haberdar değildi. Bu yaz, o depoladığı enerjinin beyin uzmanlığı yerine yürek uzmanlığını hedef aldığını öğrenecekti.

Yani tüm hedefleri ansızın, yaz gibi bir aşkla yer değiştirecekti. Sadece engin denizlerin kalbinde saklanan güzide incilere adanmış bir aşkla...

"Duygu, biraz duygu bütün isteğim buydu.
Bodrum Bodrum..."

AŞK GİBİ YAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin