Sana İnanmıyorum

28 1 0
                                    

Celine'den:
Artık sevgiliyiz sonuçta,ne olacaksa olsun artık. Daha da yaklaştı... vee tabiki saygıdeğer susmayan telefonum çalar:) Blake sinirle elini saçını görürdü ve söylenmeye başladı:) kıyamam çok tatlı ya:D Bende telefonu açarken ona "üzgünümm:)" der gibi baktım:)
C: Geliyorum Ilgın.
I: Tamamm:) bye bye.
Blake'in yanağından öptüm ve;
C: Seni seviyorum:)
B: Bende seni seviyorum:)dedi ve tam kapıdan çıkacakken durdum ve geri dönüp sımsıkı sarıldım ona oda bana:)
B-C: Seni çook SEVİYORUM şapşal şey:D ve sonunda çıkabildim:)
Sude'den:
Kızlarla konuşmuştum. Planı yapmayacağımız için mutluyum açıkçası çünkü Mark deminden beri kedi yavrusu gibi hazıralanmama engel oluyor:) Straplez üstlü uzun krem rengi elbisemi giydim:) ben tabiki ağır makyaj yapamadığımdan hafif ve olmazsa olmaz NUDE tonlarda bir şey yapmıştım ve yine NUDE rengi bir ruj sürmüştüm. Saçlarımı da çok hafif maşa yapıp yanlardan tokayla tutturdum:) Sade ve hoş olmuştum:)
M: Sudee gitme:(
S: Markk:) kedi yavrusu gibi ne yapıyorsun?:)
M: Seninle küs kalmak istemiyorum:(
S: Saçlarını okşadım ve ellerimi boynunun arkasında birleştirdim oda hemen belime sarıldı:)
S: Sence şu halimiz küse mi benziyor?:)
M: Boşver küs halimiz bu olsun:)
S: Çizgi film gözlüm:) kızlara söz verdim,bu akşam çıkmam gerek:) yarın seninle çıkarız:)
M: Tamam pudingim:/
S: Marrk:) bana öyle tatlı tatlı bakma:) dedi ve yanağından kocamann öptüm:)
M: Tamam hadi git ama-
S: Ama ne?
M: Diğer yanak?:)
S: Ahah:D geri dönüp öbür yanağınıda kocaman öptüm ve sarılıp odadan çıktım.  Kızlarla lobide buluşup gideceğimiz lokantaya doğru yol almaya başladık. Lokantada o kadar güzel yemekler vardı ki birazcık abartmış olabiliriz. Sadece birazcık.
I: Kızlar ben daha fazla yersem kusacağım.
S: Kalkalım artık saatlerdir yemek yiyiyoruz.
C: Bencede, yemekten ölücem şimdi.
I: Otele gidelim mi? Otelin içindeki starbucks da takılırız.
S-C: Tamam.
Otele vardık. Otele gittiğimiz de odalarımıza ve diğer yerlere gitmek için casinonun içinden geçmek zorundayız! Lobi gibi bir şey!
Hunter,Case,Taylor...
Case'den:
Kızları 7/24 izleyince planlarını da duyuyoruz tabii:) Bizim aklımızda harika bir plan var. Onlar bizim kariyerimizi mahvettiler! Biz de onların aşk hayatını mahvederiz;)
H: Case gazeteciler geliyor saklanmalıyız!
Case: Tamam geliyorum.
Bilerek kızlar tam casinodan GEÇERKEN bilerek onları oynuyormuş ve sarhoş gibi göstereceğiz.
Celine'den:
Kızlarla starbucksa gidecekken bir grup gazeteci önümüzü kesti.
X: Siz kızlar! Bu kadar ünlü sevgilileriniz varken casinoda ne yapıyorsunuz?
C: Biz sadece starbucksa gidiyoruz hani otele girmek için buranın içinden geçmek zorundayız ya!
Y: Celine Moon! Tanrım o! Ve Ilgın Aras bir de Sude Çalışkan! 3 üde sarhoş!
S: Ya biz sarhoş falan değiliz!
I: Kendi kafanıza göre neden saçma sapan şeyler üretiyorsunuz?!
X: Hanımlar sakin olun! Biz sadece işimizi yapıyoruz,yani bu skandalı herkese yayıyoruz;)
C: Bak skandal diyor hala! Eğer burda oyun oynamış olsaydık,bu kadar kolay gidebilir miydik? dedim ve muhabirlere omuz ata ata geçmeye çalıştım taa ki... Hunter! Beni tutup tekrar o muhabir yığınının içine attı!
H: Ben ve dostlarım canlı kanıtlarız:)
Case: Bütün gece bu kızlarla biz oynadık.
T: Aynen biz buradayız diye de rahatça gidebiliyorlar:)
C-I-S: Neee?!
I: Gerçekten sizce sarhoş bir insan bu kadar düzgün konuşabilir mi?!
S: Sizin amacınız ne ya?!
Her yerden başka insan ve her yerden ayrı flaş patlıyordu! evet tuzağa getirilmiştik. Daha fazla dayanamayıp;
C: YETERR! Ne b*k istiyorsanız düşünün! Yürüyün kızlar dedim ve 3 ümüz herkese omuz ata ata çıkmaya çalışıyorduk ta kii bir muhabir;
X: Sevgilin seni bu durumdan kurtaramaz;) Ama altına alırsa seni bir yardımı dokunur belki;)
Ne? Bu a-adam bana ve B-blake'e ne dedi?!
S: Sen ne cürretle böyle bir şey dersin ya?!
I: Seni pislik man kafa! Celine ne olur sakin ol başka sorun çıkmasın:(
X: Aa tek ona mı dedim sandınız? ahah:D
Artık dayanamıyorduk,hızlıca ilerledim ve o muhabire yumruk attım. Sanırım böyle bir şey beklemiyordu. 3 ümüz o muhabire dalmaya başladık.
Joey'den:
Kızlar onları aramamıza rağmen bir türlü telefon açmıyorlar. Merak etmeye başladım:/
B: Çocuklar,belki gelmişlerdir lobiye falan mı baksak?
M: Bencede!
J: Hadi ayrılalım. Üçümüz odadan çıktık ve kızları aramaya başladık. En sonunda üçümüz de birbirimizle çarpıştık.
M-J: Yook!
B: Iııı... şu muhabirleri döven 3 kız sanırım bizimkiler?:/
M-J: Nee?!
3 ümüz kızların yanına koştuk.
J: Çekilin hemen!
B: Kızlar! Sakin olun gel Celine dedi ve onu elinden tutup kalabalığın içinden çekti. Biz de aynı şekilde.
Hepimiz Blake ve Celine'in odasına girdik bu olayı konuşmak için.
M: Kızlar neler oluyor?
Sude tam açıklamak için ağızını açacakken haberler ilgimizi çekti? İzledikten sonra;
B: Size inanamıyorum! Bize casinoya gitmeyin diyorsunuz ve orada Hunterla mısınız?!
J: Bize inat olsun diye yaptınız değil mi?!
I:Joe-
J: Sus Ilgın!
M: Sırf dersimi alalım diye böyle bir şey yapmak ha? Siz bizden daha tehlikesiniz! dedi ve odadan çıktı. Sude de onun peşinden. Bende sinirli şekilde odadan çıktım,Ilgın'da arkamdan geldi.
J: Dinlemek istemiyorum seni!
I: Ama dinlemek zorundasın! Siz casinoya gittiğiniz de haksızdınız! Ama biz? Biz tuzağa düştük!
J: Yapma Ilgın, çocukça şeyler hıh:) dedim sahte bir şekilde gülerek.
I: Joey inanmak zorundasın!
J: Sırf bize inat yapmak için casinoya gittiniz, evet biz hakksızdık biliyorum ama sizin yaptığınız da çok kötü bir şey.
I: Off Joey bir kerede dinle.
J: Ben yatıyorum.
Mark'tan
S: Mark dinle lütfen.
Sude her zaman ki gibi sinirden ağlıyordu. Ağlamasına dayanamıyorum ama haksızlar.
M: Size inanamıyorum ya.
S: Ya Mark lütfen dinle.
M: Yeter artık Sude her dakika dinle diyip duruyorsun farkındamısın hep aynı şey oluyor, hep bizi zorladılar yok tehdit ettiler diyip duruyorsunuz. Bazen düşünüyorum da bunları uyduruyor musunuz?
S: Sen neden bahsediyorsun ya. Sen her şeyi uydurduğumuzumu düşünüyorsun. Hunterlar bizi sarhoş olarak gösterdiler. Sende biliyorsun ki otele girerken casinodan geçmek zorundayız. Biz sadece otelin içinde ki starbucksa gidicektik.
M: Sana inanmıyorum.
S: Bana inanmıyorsun öyle mi? (Hıçkırarak ağlıyordu)
Bunu demem üzerine Sude ağlayarak odadan çıktı.
Blake'den;
C: Blakeeee, dinle sandığınız gibi bir şey yok ortada.
B: Celine neden hep aynı şey oluyor, gerçekten sıkıldım artık, bizle inatlaşmak için casinoya gidiyorsunuz.
Hiç ağlamayan Celine'in gözünden bir damla yaş düştü. İçim parçalanmış gibi hissettim. Celine'i ilk defa ağlarken görüyordum.
C: Öyle olsun peki Blake, ben  anladım şuan o kadar sinirlisin ki sana ne anlatsam beni dinlemeyeceksin.
B: Bak üzgünüm,sana inanmak istiyorum ama neden? neden hep aynı yalanı söylüyorsunuz?!
C: Yalan mı? Demek ki önceki olanlar da da yalan söylediğimi düşünüyordun. Hiç bana inanmadın mı sen ya?! Ben seni o kadar casinoda kızlarla hemde başka kızlarla eğlenmene rağmen inandım affettim...Ama sen... bunca zamandır bana bir kere bile inanmamışsın! İlk kez onu hıçkırarak ağlarken görüyorum. Ama inandım ben ona off bilmiyorum napıyorum ben?!
B: Celine...
C: Tamam Blake boşver. Ben aşağı iniyorum. İnanmıyorsan arada gel kontrol et.
Dedi ve odadın kapısını hızlıca çarpıp odadan çıktı.
Sude'den:
Mark'ın bana bunları dediğine inanamıyorum. Gerçekten beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Hemen Celine ve Ilgın'a otelin koridorunda buluşmak için mesaj attım. Geldiler ve birbirimize sıkıca sarıldık.
I: Celine? Ağlıyor musun?
C: Evett! Kahretsin evet! Bana ne dedi biliyor musunuz? Bunca zamandır neden hep aynı yalanı söylüyorsun!
S:Celine?:( Ilgın'la birbirimize baktık ve 3 ümüz sarıldık hiçbirinin bu kadar ağır konuşmasını hak etmedik biz!
I: Şu anda her zamanki gibi yine haklı değiller ve bize bunları söyleyebiliyorlar eğer haklı olsalar kim bilir daha neler söyleyecekler! Ama biliyor musunuz?
S:Bilmiyoruz.
I: Zerre umrumda değil hiçbiri ve ben evimize dönmek isityorum!, dedi ve yanımızdan koşarak ayrıldı.
S: Yani eve dönüyoruz.
C: Hemde ilk uçakla! Zaten lanet turları 1 hafta sonra bitiyor!
Ilgın'dan:
Hızla odaya daldım. Ne!? Bu kadar olayın üstüne nasıl bu kadar rahat bir şekilde uyuyabiliyor? Biri bana açıklasın! Sesizce bütün bavulumu topladıktan sonra, yanına gidip hızla üstündeki örtüyü çektim.
I: Joey Birlem!! Sana iki çift lafım var. Şu andan itibaren bana inanmayan biriyle asla asla ve asla aynı havayı solumayacağım.
Joey'i uyandırmayı başabilmiştim ama bana bu şekilde salak gibi bakması beni gerçekten daha da sinirlendirmişti.
J: Ne oluyor ya?
I: Joey senden-
J: Bir dakika o bavullar ne? Nereye gidiyorsun? Hemde bu saatte.
I: Joey senden nefret ediyorum!
J:😳 Bir dakika ne? A-asıl ben senden nefret ediyorum! Yaptığın bütün salaklıklar yüzünden. Kızlarla bu yüzden alışverişe gittiniz değil mi? Caseler'e güzel görünmek için! Ama biliyor musun asıl salak olan benim. Bunu nasıl anlayamadım.
Hiçbir şey söylemeden hızlıca odadan çıktım. Joey söylenişlerini duyabiliyordum.
J: Ne yaptım ben! Kahretsin bekle!
Bu lafı üzerine koridorda bavularla beraber son hızla koşmaya başladım. Birden Celinele çarpıştık.
C: Hadi acele edelim. Sude nerde?
Sanırım hala Markla tartışıyordu. Çünkü kulamızı kapılarına dayadığımızda içeride iyi şeyler olmuyordu. Kapıyı yumruklamaya başladım.
M: Ne! Ilgın? Celine?
C: Sude!
Sude bavullarını alamadan sadece bir sırt çantasıyla odadan çıktı.
Hepimiz lobiye geldik. Gelen ilk taksiye bindik ve havalimanının yolunu tuttuk.
Celine'den:
Blake ben odaya girdiğim zaman uyuyordu. Onunla diyaloğa girersem ikimiz de daha çok üzüleceğiz. Uyanmasın diye olabildiğince sessiz bir şekilde bavulumu toparladım. Uyuduğundan emin olduğum için ne kadar kızgın olsam da yanağından öptüm. Ve ona bir not bıraktım. Sonra da kızların yanına gittim.
Şuan taksideydik ve ilk uçakla LA'a geri dönecektik.
S: Celine? sen ne düşünüyorsun?
C: Onlarla 1 hafta görüşmemiz hepimizi açısından iyi olacak :/
I: Sen Blake'le tartıştın mı çıkarken?
C: Aslında tek kelime bile etmedik.
S: Aa Celine:(
C: Hayır,yani uyuyordu ve ben onu uyandırmadan çıkmayı başardım.
S: Ne şans ama. Mark'la heralde ettiğimiz en büyük kavgayı ettik:(
C: :( Neyse bence artık bu olanları düşünmeyelim.
I: Bencede 1 hafta sonunda istemesek de barışacağız sonuçta.
C: Ama onlar özür dilemeden içimiz erise bile asla barışmayacağız! Söz mü?
I-S: Söz!
X: Hanımlar Vegas havalimanına geldik borcunuz 15$.
C-I-S: Teşekkürler. dedik ve parayı verdik.
C: Los Angeles'a giden ilk uçağa 3 bilet istiyoruz.
X: İlk LA uçağı 15 dakika önce kalktı.
I: Şaka mı?
S: Peki en erken saat kaçta uçak var?
X: Sabah 06:30'da en erken LA uçağı.
C: 3 bilet lütfen.
Biletlerimizi aldık. Tanrım ne lanet bir gece saat daha gece 02:22:(
C: 4 saat ne yapacağız?!
S: Şuan da bizi en çok neşelendirecek şey yemek yemek:)
C-I: 4 saat boyunca yemek mi yiyeceğiz?
S: Iııı--
C-I: Ben varım!:)
Erkekler...
Blake'den:
Sertçe kapımın çalmasına uyandım ve kapıyı açtım. Joey,Mark? neden bu kadar telaşlılar? Ayrıca Celine hala gelmedi mi?
B: Çocuklar neler oluyor ve Celine neden hala aşağıda?
J: Sorun da bu! Onların hepsi aşağıya indiler ya meğerse LA'a geri dönmek içinmiş!
B: Nee?!
M: Ben ve Joey kızlar bavul hazırlamak için odaya girdiklerinde onlara hiç hoş şeyler söylemedik:(
J: Sen nasıl her şeyden bir habersin?
B: Celinee! Bilerek beni uyandırmadı! Ben onunla kavga etsem de engel olacağımı biliyordu!
J: Hadi lobiye inip hangi taksiyle nereye gittiklerini bulmalıyız!
B: Tamam inin üzerime bir şey giyip geliyorum.
Mark ve Joey indiler. Bende yataktan tişörtümü alırken,Celine'in yastığında bir not vardı. Notta;
" Evet biliyorum seni uyandırmadığım için daha da kızdın, bu notu şuan da okuyorsan Joey sen ve Mark bizi aramak için lobiye gideceksiniz,en azından öyle tahmin ediyorum. Hiç uğraşamayın... Havaalanına gittik ve ilk uçakla eve dönüyoruz. Beni merak etme diye de sana bu notu bırakıyorum. Bence 1 hafta görüşmemek hepimize iyi gelecek. Tabi bunların yalan olduğunu düşünüyorsan lobide size iyi şans... Celine :/"
Tanrım! Ben ne yaptım?! Koşarak aşağıya indim.
B: Çocuklar koşun! Onlar havaalanında!
J: Nerden biliyorsun?!
B: Celine,bir not bırakmış.
M: Ya bizi yanlış yere yönlendiriyorlarsa?
B: Hayır! Benim sevgilim yalan söylemez! Bir taksiye atladık ve havalanına doğru gitmeye başladık ama bir dakika?
B: Çocuklar...
J: Ne oldu?
B: Paramız yok! Unuttunuz mu?
M: Olamaz! Bayım havaalanına gitmek kaç dolar tutar?
X: Siz şu kızların sevgilisi misiniz?
J: Evet onları sen mi götürdün?
X: Evet,15$.
B: Benden 1$ çıktı:(
M: Aa bendede sanırım... jelibon?
J: Iı fındık?
X: İnin arabadan çabuk!
Harika adam bizi arabadan attı. Şimdi havaalanına nasıl gideceğiz?
J: Mark sen neye bakıyorsun?
M: Bisikletlere:)
J-B: :))
1 saat sonra...
J: Hala gelmedik mi?!
M: Navigasyona göre 3..2..1! Geldik!
B: Şimdi sıra kızları aramakta.
Kızlar...
Ilgın'dan:
Sadece 1 saat geçmesine rağmen ölümüne şişmiştik.
C: Az yememize rağmen ben doydum:/
S: Bende:( eğer keyifimiz yerinde olsaydı o 4 saatin en az 3'ünde yemek yerdik:/
I: Aynen.
Oha yanlış mı görüyorum yoksa onlar bizimkiler mi? Olamaz!
I: K-kızlar!
C-S: Ne oldu?
I: Sağa bakın!
C: Ohaa! Buraya mı gelmişler?!
S: Onlarla konuşursak bizi vazgeçirirler en iyisi bizi asla bulamamaları.
C-I: Bencede! Hadi tuvalete gidelim.
M-B-J: Kızlar!
S-C-I: Kahretsin!
B: Durun lütfen!
J: Bu şekilde gidemezsiniz!
M: Lütfen!
Kızlarla birbirimize baktık ve erkeklere döndük. Joey bana,Blake Celine'e,Mark Sude'ye yaklaştı.
I: Eğer bir adım daha atarsan Joey Birlem eve dönünce bile bana bu kadar yaklaşamazsın!
J: Öyle bir şey olmayacağını ikimizde biliyoruz,dedi ve bir adım daha yaklaştı.
Celine hiçbir şey söylemeden oradan sakince uzaklaştı açıkçası ondan bu performansı beklemiyordum.
M:Su-
S: Sakın bir şey söyleme,diyerek Celine'in arkasından gitti ve bende kafamı hayır dercesine iki yana sallayıp öylece uzaklaştım.
Hepimiz sakinleşmek için kızlar tuvaletine girdik. Sude yüzünü yıkayıp kafasını kaldırınca aynadan gördüğü şeyden dolayı çığlık atmaya başladı.
S: Siz! Siz ne arıyorsunuz burda?
M: Tuvalet kapısının önünde elbise giymiş çöp adam varsa bizimde buraya giremeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
C: Ne! Sen dalga mı geçiyorsun?
B: Bak! Böyle gidemezsiniz!
S: Gayet de gideriz! Lütfen bu durumu daha da zorlaştırmadan gidin.
M: Hayır! Sude... dedi ve Sudeye yaklaştı.
S: Mark... yapma. :(
I: Eğer ilişkilerimizin düzelmesini istiyorsanız. Lütfen dediğimizi yapın. 1 hafta görüşmezsek daha iyi olacak:(
Sanırım 3'üde durumu kabullenip üzgünce gittiler. Bizde daha fazla dayanamayıp işi garantiye almak için kontrollerden geçtik ve beklemeye başladık.
3 saat sonra...
Sude'den:
Sonunda uçağımız kalkmak üzereydi. Yerlerimize oturduk. Birkaç saat sonra evimizdeydik.
C: Iı kızlar küçük bir sorunumuz var. Acaba anahtarı hanginiz aldı?
I: Sen almadın mı?
S: Bende yok. Kapıda mı kaldık biz?!
C: Hayır hayır hayır hayır! Nerede kalacağız?
S: Iı benim aklıma bir yer geliyor ama.
I: O aklına gelen yere nasıl gireceğiz!?
S: Ne bileyim ben?
C: Filmlerde genelde paspasın altına koyuyorlar. Ben bir gidip bakayım.
Celine geri geldiğinde elinde bir kağıt vardı.
I: Kapıyı kağıtla açmak istemiyorum.
C: Hayır! Anahtar burda. Bu bir not!
S: Ne yazıyor?
C: "Belki bir gün ihtiyacınız olur,sizi seviyoruz...Blake,Joey,Mark:)"
C: Hayır ya! Yumuşamak istemiyorum!
I: Bende!
S: Başka çaremiz yok,sokağı mı yoksa sevgilinizin evini mi?
C-I: Pekala! Ama onlar gelene kadar.
S: Hadi.
Eve girdik,tanrım bunlar evde dinozor mu besliyor?! Bu hal ne?
C: Iıı sanırım burdan yaban domuzu geçmiş?
I: Ya da buldozer!
S: Ya da sadece Mark,Blake,Joey!
C-I-S: Hahaha:D
C: Acaba buraları...
I: Toplasak mı?
S: Onlar için değil canım...kendimiz pis evde kalmayalım diye.
C-I: Aynen.
Birkaç saat içinde ev tertemizdi. Ama biz çook acıkmıştık.
C: Bu buzdolabı Blake'in kafası kadar boş!
I: Markete de mi gideceğiz?Off!
C-I: Ben gitmem!
S: Off neden hep ben?!
C-I: :D
C: Aa!
I: Ne oldu yine?
C:Blake'den mesaj var!
S: Ne yazmış?!
C: Eve vardınız mı? Hahahah:D bu ne karı koca mıyız?
I: Hahah:D
S: :D hadi ben gidiyorum:)
I-C: Bye bye:)
Blake'den:
J: Celine mesajına cevap verdi mi?
B: Kesinlikle evet;)
M: Ne yazdı?
B: Hiçbir şey:)
J: Şey dostum:) ıı aklını mı kaçırdın?:)
B: Hayır,onu iyi tanıyorum. Mesajımı görüldü bıraktı:) Bu da vardıklarını gösterir:)
J: Biz 1 hafta ne yapacağız?
M: Erken mi dönsek?:)
B: Ne kadar erken?
J: Iı mesela 3 gün sonra eve dönsek?:)
B-M: Onaylandı:)
Celine'den:
Yemeklerimizi yedik,ortalığı topladık. Yorucu bir gün geçirdik.
C: Kızlar ben yatıyorum çok yorgunum.
S-I:Bende.
S: Bu koltuğa 3 ümüz sığar mıyız?
C-I: Koltuk mu?! Biz düşündük ki-
S: Fenasınız siz:)
C-I: :)
Ben Blake,in,Ilgın Joey'in,Sude Mark,ın odasında uyudu.
3 gün sonra...
Joey'den:
Sonunda otelden çıkışımızı yaptık. Uçağa bindik ve eve dönüyoruz! Aman tanrım ne kadar çabuk vardık.
M: Dostum iyi misin? Eve geldik sayılır.
J: Bir dakika biz uçakta değil miyiz?
B: Ne? Sırf sen uyudun diye, yol boyunca seni sırtımda taşıdım ve gidince bana bir masaj borçlusun.
J:Uuuooo. Şey. Artık eve girebilir miyiz kapıda kaldık da.
Mark kapıyı açtığı anda şok olduk.
J:Hırsız! Eve hırsız girmiş! Her yer toplu? Yerler silinmiş! Bulaşıklar nerede?
Mark bir kedi gibi etrafı koklayarak:
M:Aaaaaa! Bu kız parfümü kokusuda ne!
B: Bir dakika ne dedin sen? Parfüm mü? Bu Celine'in Calvin Klein parfümü!
J: Odalarımız!
Hepimiz koşarak odalarımıza çıktık. Hızlıca odama daldım. Burasıda toplu ama yatağım dağınık. Aman neyse dedim ve kendimi yatağıma attım. Bir sertlik hissettim?
I: AAAAAAAAAAA!
J:AAAAAA!
I:Aaaaaaaa!
J:Aaaaaaa!
I: Kalk üstümdeen!
J: Aa tabi:) Bir dakika Ilgın? aaaaa!
I: Aa evresini geçtik sanıyordum?
J: Haklısın. O zaman daha düzgün bir şey sorayım:)Neden benim yatağımdasın:)
I: Iıı! Biz evin anahtarını evin içinde unutmuşuz da... o yüzden off anladın işte!
J: Yani:) Bu barıştık demek mi? Dedim ve Ilgın'ın saçını okşadım. Bana gülümsedi sonra kendine gelip;
I: H-hayır! Dedi ve hızlıca kalkıp aşağı indi:)
Mark'dan:
Odama girdiğimde bir adet uyuyan Sude ile karşılaştım. İyiki dönmüşüz bizi böyle beklemeleri çok hoş:) Sude'nin yanağından öptüm.
S: Mark...MARK! Sen? Burada nr yapıyorsun?
M: Her ne kadar bu durum hoşuma gitse de sormak zorundayım. Neden odamdasın?:)
S: Iıı biz! dedi ve ayağa kalktı:)
S: Biz evin içinde anahtarı unuttuk ve sizde kalmak zorunda kaldık.
M: Hımmm:) Notu da buldunuz mu?:)
S: Mark:) sanırım benimle barışacak:)
M:Sude
S: Mark. Bunu aynı anda söylemiştik.
S-M: Ben artık küs kalmak istemiyorum:( dedik ve birbirimize sarıldık:)
Blake'den:
Celine'in parfümünü heryerde tanırım:) Odamın kapısını açmamla oda açtı ve çarpıştık:) Neden bu kadar erken uyanmış?
C: B-blake?!
B: Selaam;) dedim ve beline sarıldım. Hala şokta olduğu için bir şey dememişti:)
C: Sizin 4-
B: Evet bizim 4 gün sonra dönmemiz gerekiyordu.
C:Pek-
B: Peki neden erken döndük?:) değil mi?
C: Evet:)
B: Sizi özledik:) Celine,gerçekten çok üzgünüm. Ben o an o-
C: Sinirle dedin. Değil mi?:)
B: Evet:)
C: Seninle kavga etmek beni cidden çok üzüyor.
B: Beni de:( üzgünüm tekrar söz veriyorum seni hep dinleyeğim:)
C: Tamam:) dedi ve bana o şirin bakışını attı:) Bir dakika şirin bakış mı? Yeni bakış tarzı geldi:)
C: O bakış yeni değil hep vardı:)
B: Ben sana bakarken de seni düşündüğüm içinde o bakışını yakalayamamışım:(
C: Artık yakalayabilirsin:)
Celine'e yaklaşmaya başladım:) Evet YİNE. Ama bu sefer olacak;)

Sonsuz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin