Gerçek Aşk

23 2 0
                                    

Celine'den:
B: Yenisini yazarız o zaman. dedi ve kapıyı sertçe kapatıp gitti.
C: Bu da neydi?!
N: Kızzz! Sizi tartışırken izledim! O kadar birbiriniz için yaratılmışsınız kii?:)
C: Ben yatıyorum iyi geceler sanada:/
N: Huysuz😒
Joey'den:
Sonunda bir yere oturmuştuk.
I: Hala doymadın mı?
Kafamı hayır dercesine salladım.
I: Hımm. Anladım. Peki. Tamam.
J: Şey anladın. Anladım. Anladık.
M: ?
I: Joseph her zamanki gibi yemeğiyle AŞK yaşıyor.
J: Seninle yaşayamadığımdan.
Ilgınla aramız ne zaman soğuk olsa veya kavga etsek bana hep "Joseph" diyor. Çünkü Joseph ismime sinir olduğumun farkında. Ilgın ani bir haraketle masadan kalktı. Yine sinirlendi ve gidiyor.
J: Yine mi gidiceksin?
Uzaktan bana bağırarak:
I: Hayır! Yemek almaya gidiyorum!
J: Aa.
S: Blake'i arıyorum dayanamayacağım!
M: Ara ya! Bizde oturmuş yemek yiyoruz burda!
S: Açmıyor:/
J: Offf! Bu kız niye böylee!!
I: Joseph gerizekalı mısın? Görev bu! Kız gitmek zorunda? Kimseye de yerini söylememesi lazım.
J: 1 Bana artık JOSEPH demeyi kes! 2 Bu aptal oyuna ne diye kaydoldunuz?! Nasıl çıkacaksınız bu işin içinden?
I: Bizim hiçbir cesaretimiz yoktu ya hani?!
M: Offffff! Ne enteresan manyak kızlarsınız siz ya!
S: İstersen burda da başlama!
I: Tamammm! Artık durmalıyız! Bıktım ben kavga etmekten. Celine'i bulalım ve bir daha görüşmeyelim! Herşey daha da kötü oluyor.
Ilgın bunu dedikten sonra hepimiz sustuk. Aslında haklıydı. Ayrı ayrı yapamıyorduk ama bir arada da yapamıyoruz. Onunla sürekli tartışıp kavga edeceğine özlemeyi tercih ederim:/
J: Haklısın ben varım.
S: Bencede öyle yapalım.
M: Evet aynen.
Blake'den:
Bu Nerve işi canımı sıkmaya başladı.Neden bu kadar büyük bir tepki verdim çünkü! Bizde zamanında oynamıştık ve çok illet bir şeydi! Nasıl mı kurtulduk? Bir görevde bilerek başarısız olduk ve biri bizim yerimizi aldı. Bende aynını Celine'e yapacağım. O oyuna tekrar yazılıp Celine'i kurtaracağım! İşte masalı yeniden yazmaya başladık bile;) Nerve'e player olarak TEKRAR yazıldım. Garip bir histi. Wow! İlk görev geldi bile? Ahaha baya kolay bu, aslında değil:/ Clake hayranları hala var demek?
Eski sevgilin Celine'i 5saniye boyunca öp... 30 saniyen var.
Benim açımdan iyi bir görevdi ama Celine zor bir kız tabii... Nasıl olacak bilmiyorum. Nick'lere yeniden gittim ve kapıyı Celine açtı.
C:Blake.
B:Celine. aynı anda söylemiştik. İkimiz de birbirimize garip bir şekilde bakıyorduk. Telefonumu Nick'e verdim ve sanırım bir görev olduğunu anladı. Celine'in kızmayacağını anladığımda dudaklarına yapıştım. Onu o kadar özlemişim ki:) Refleks olarak kollarımı sımsıkı beline sardım. Tıpkı eskisi gibi:) Eğer oda kollarını boynuma dolayıp saçımla oynarsa bana o kadar kızgın olmadığını anlayacağım dedim ve öyle yaptı! Evvet!:))
N: 1..2..3..4..5!
N: Çocuklar! Bitti!
N: Bitti bittii!
N: Heyy! Görev bitti! Artık durabilirsiniz!
N: Amann! Kime ne anlatıyorum! Boroşmoycommm! Ossloooo! oo! Gördük!
N: Ay ben gidiyorum siz öpüşün!
Ayrıldığımızda sanki o an Celine'le ilk kez öpüştüğüm anmış gibiydi. İkimizde neden bilmiyorum kızarmıştık o zaten dünden razı da😂
C: Şeyy olmuştur herhalde?
B: Ney?
C: G-görev.
B: Sanada mı aynı görev geldi?
C: Sanada mı derken?! Sende mi-
B: Seni bir şekilde kurtarmam gerekiyordu.
C: Ben kurtulmak istemiyorum!
B: İyi peki tamam. Kurtulma. Zaten seninle aynı görevlere gidince en azından yanında ben olunca güvende olursun.
C: Ben neden görevlere seninle gidiyormuşum?!
B: Çünkü... dedim ve Nerve'den gelen bildirimi gösterdim.
Blake&Celine partner olarak Nerve'e devam edecek... Yeni göreviniz birazdan gelecek.
C: 😡
B: ;)
Sude'den:
I: Blake veya Celine'den haber var mı?
S: Iııı sanırım var:/ dedim ve Nerve'ü gösterdim.
J: Neee?! Blake y-yine mi?!
I: Yine mi derken?
M: Çook uzun hikaye.
J: Barışmak için güzel yöntemmiş:) Adamım ya!
I: (göz devirir)
S: Ilgın, Celine ve Blake ayrı kalamıyor farkında mısın? ki Blake'in ona son yaptığından şeyden sonra bile?!
I:....
M: Demek ki...
S:?
J: Onların ki gerçek aşk.
S: Bizimkiler değil miydi yani?! Ne demek bu?
M: Demekki değilmiş! Şu halimize bak! "a" desen kavga ediyoruz! hepimiz! Tamam Blake ve Celine de çok büyük kavgalar ediyorlar ama MANTIKLI kavgalar. Çünkü birbirlerini DİNLİYORLAR biz dinlemiyoruz bile!
Hepimiz o anda susmayı tercih ettik, kötü olsada Mark haklıydı:(
I-J: Aaaaaa!
S-M: Ne oldu?!!
I: Celine'den mesaj var.
J: Bende de Blake'den.
I-J: Biz iyiyiz merak etmeyin.
S-M: Ohh! Sevindim şu an:)
Aslında Mark'ı çok özlemiştim hele ki bu aynı anda konuşmalarımızı...:(
M: Nerdeler peki?
I: Bilmiyorum bence sorsak bile söylemezler.
J: Bencede.
S: Şuna bakın! Blake ve Celine öpüşmüş!
M-J-I: Nasıl yanii?!
S: Nerve'de görev icabı ama...
J: Ne ama?
S: Öpüşmenin 5 saniye olması gerekiyordu:)
M: Iııı:)
I: Ahahah:)
J: Bak seeen;)
Ortam biraz da olsa yumuşamıştı. Özlemiştim,gerçekten eski günlerimizi çok özlemiştim.
Celine'den:
Blake'le o öpüşmenin ardından sanki ilk kez öpüşmüşüz gibi ayrı ayrı koltuklara oturduk ve saçma sapan boş boş bakmaya başladık anlamadım ne oldu😂
B: Celine?
C: Hı?
B: Niye böyle olduk biz 12 yaşında ergen çocuklar ilk öpüştükten sonra salak bir utanç içinde olur hani? Niye öyle oldu şuan?
Blake'in bu söylediği çok komikti ve gülmeden duramadım.
C: Ahahah ne biliyim?😂
Geldi bu seferde dibime oturdu.
C: Buda fazla abartı olmadı mı sence?
B: Yoo,ben çok rahatım:)
C: Blake sevgili değiliz artık unutma.
B: Tamam olabilir. Bekarım güzel bir kız buldum ve yakınlaşmak istiyorum. Ayhhhh bak yine bakıyo bana öyle😍 Kafasını omzuma koydu. Ayy ama bu kadar kolay mı barışacağım ben bununla?! Derken Nerve'den bildirim geldi. Tanrım yeni görev:/
C: Blake! Kalk görev geldi.
B: Celine otur şuraya. Görev yapmayınca kaybetti sayılıyosun ve oyun seni atıyor. Gel oturalım şurda başbaşa;)
C: Olmaz! Gitmek zorundayız. Sen istemiyorsan gelme ben gidiyorum. Birden ayaklandı.
B: Off! Geliyorum tamam neymiş görev?
Blake gözü kapalı motorsiklette hızını 100'e çıkarsın. Celine'de onu yönlendirsin.
Mekan: Times Square
C: N-neeee? Ben hayatta yapmam böyle bir şey!
B: Celine,bu görevi yapmak zorundayız.
C: Neden daha demin istemiyordun?!
B: Bir tane izleyeci nasıl olduysa konuşmalarımızı kaydetmiş, Nerve bilerek oyun reddettmemizi kabul etmiyor eğer gitmezsek her şeyimiz elimizden alabilirler:/
C: Hah süper s*çtık!
B: Ee senin suçun buu!!!
C: Senin inadına yaptım ben! Senin suçun yani!!!!
B: Tamam! Dur! Şu konumda birbirimize destek olmalıyız.
Times Square...
Blake kaskının camına siyah bir kağıt parçası yapıştırdı.
B: Celine beni iyi dinle ilk önce bana çok sıkı tutunmanı istiyorum.
Bunu dedikten sonra kollarımı ona sımsıkı sardım,bahaneyle sarılmış oluyorum ona ;)
B: Kontrol senden sen ne dersen onu yapacağım,tamam mı? Sana güveniyorum Celine.
C: Blake ben yapamam bunu,bırak kendi hayatımı ikimizinkini seninkini tehlikeye atamam.
B: Sen bana bir şey olmasına izin vermezsin.
C: Doğru vermem:( Arkasını döndü ve kaskını çıkardı. Sımsıkı sarıldı bana o kadar ihtiyacım vardı ki buna. Bende ona sıkı sıkı sarıldım. Kaskını taktı ve gözünü kapattı.
B: Sana güveniyorum,yapabilirsin.
3..2..1
BAŞLA!
Ilgın'dan:
Joey'le ne kadar kavga etsemde onu çok özledim. Saçma salak davranışlarını,çocukça hallerini,onunla ilgilenmediğim zaman kız gibi trip atmalarını:( Düzelmemizi istiyorum ve çabalayacağım! Bizi bitirmeyeceğim! Tam bu sırada düşünürken telefonuma mesaj geldi.
Görev:
Cidden mi bu saatte mi? Göreve baktım. Ne?! Sanırım Joeyle aramızı bozmak için insanlar ellerinden geleni yapıyorlar. Ona uyurken ağda falan yapmayacağım. Yani aslında yapabilirim😏 Bu ilk görevim olduğu çok fazla izleyicim yoktu. Bu yüzdende görev biraz fazla geç gelmişti. Peki ben ona nerde ağda yapacağım. Blake bize gittiği yerin adresini bile söylemişti.
I-M: Biz nerde kalacağız?
M: :) Sisteer.
I: Brother.
M: Ne? Brother mı? Barıştık mı?
I: Bilmem? Barışmalı mıyız?
J: EVET?
Joey'e yan yan bakıp:
I: Ben Mark'a demiştim ama. Sen kimle barışacaksın?
Joeyle barışmayı bir yandan çok istiyorum ama bir yandanda hiç istemiyorum. Çünkü küslüğümüz sırasında baya kötü kavgalar ettik ve hala birbirimizle konuşurken laf atıyoruz.
J: Sisteer?
I:....
S: Aklından bile geçirme!
J: :(
M: Tamam biz nerde kalacağız?
Mark telefonundan buraya yakın olan otellere baktı. Sonunda dolu olmayan bir otel bulduk. Vardığımızda odalar için oda kartlarımızı aldık. Odalarımız yanyanaydı. Odaların önüne gelince hepimiz durup birbirimize baktık.
J: Eee ne duruyoruz? Küs olamamız beraber kalmamıza engel mi, dedi bana bakarak. Ben tam "hayır" diyecekken Sude sırf Mark'a hala ilk günkü kadar sinirli olduğu için beni odaya çekti ve kapıyı kapattı. Ama GÖREV!!
I: Sude benim Joeyle kalmam şart.
S: Ne!?
Telefonumdaki görevi gösterdim.
S: Ben Markla falan kalmam!
I: Özür dilerim dedim ve sırt çantamı alıp kapıyı çaldım. Joey odanın kapısını açtığında:
J: Cidden mi?
Blake'den:
B: Celine! Sakin ol! İkimizin de hayatı senin elinde.
C: T-Tamam! Şimdiki ışık... Yeşil:( Gaza bastım ama gözlerim kapalı olduğu için yamuk yumuk sürüyordum.
B: Celine! Benimle sürekli konuşman lazım!
C: Tamam! dur! hayır durma! Sola kır! Ayy Taksii! Dur dur!
X: Deli misiniz sizz?!
C: Özür dileriz. :( Sıradaki ışık...yeşil! Blake hızlan!
B: Emredersiniz;) Hızlandım.
C: 56! Daha çok var! Hızlan! Celine'in dediğini yapıp hızlandım.
C:Sağ!
B: Celine! Şimdiki ışık ne?
C: Iıı...Y-yeşil Hızlaan!
C: Aaaaaaaaa! diye çığlık attı ve birden ikimizde sağa yattık.
B: EVET!!
C: Ne evet?
B: Böyle devam et kontrol sende! Ne tarafa gideceğimize göre yaslan!
C:Tamam!
Celine'le bu taktiği uygulayınca daha kontrollü gitmeye başladık.
96..97....98....99....100!
C: Blakeee! 100! BAŞARDIK!
C: BLAKE KIRMIZI IŞIK! DUR! Durr! Aaaaa! Kaskın camını kaldırdım ve önümüzde büyük bir kamyona çarpacakken son anda durdurdum. Motordan indim ve kaskı fırlatıp yere attım.
B: Bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım.
C: Özür dilerim.
Nefes nefese kalmış bir halde kafamı çevirdim:
B: Ne?
C: Duydun işte.
Evet duymuştum ama bir kez daha duymak istiyorum.
C: Özür dilediğimi söylediğim sana!
B: Ne için?
C: Nerve'e kayıt olduğum ve senide bulaştırdığım için.
Ha şey ben küslüğümüz hakkında özür dilediğini sanmıştım.
Sude'den:
Markla deminden beri oturuyoruz ve televizyon seyrediyoruz. Bir an için:
M: Kahve yapıcam ister misin?
S: Bilmem.
M: Tamam anladım. Hala şekersiz mi içiyorsun?
Kahveyi şekersiz içtiğimi nerden biliyor? Biz onunla daha önce hiç kahve içmedik ki.
S: Evet, dedim kısık bir sesle.
Mark kahveyi yaparken bir yandan da bana bakıyordu.
S: Efendim Mark?
M: Sude? Biz hiç mi barışmayacağız?
S: Bu konuyu sonra konuşalım.
M: Yani barışacağız.
S: Sonra dedim.
M: Tamam yani bu evet anlamına geliyor.
S: Nasıl istersen anlayabilirsin ama sonra olur da yanılırsan hani üzülme.
M: Üzülmemi de istemiyorsun. Yani barışacağız.
S: Offf.
M: Şimdi bu iyi bir off muydu yoksa kötü mü? Şimdi söyle sonra üzülmeyeyim.
S: OOFFFFF!!
M: :(
Ilgın'dan:
Göreve baktım. Hala 1 buçuk saatim var. Yaşasın! Yalandan esneyerek:
I: Benim uykum geldi. İyi geceler sanada.
J: Daha demin bana laf sokmak için her şeyi yapıyordun. Ayrı odalardaydık ve bir anda geldin. Ne değişti?
Acilen bir şey bulmam lazım! Buldum!
I: İlk tura gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun? İlk kez beraber kalmıştık. İstersen gidebilirim?
J: Hayır! Kal!
İçimden kahkahalar atmak geliyordu ama tabi Joey'nin yanında bunları yapamazdım. Yatağa yattım ve gözlerimi kapatıp uyuyormuş gibi yapmaya çalıştım. Tabi ki uyumadım çok önemli bir görevim vardı. Yaklaşık yarım saat geçti ve Sonunda Joey uyumuştu. Uyuyuşunu bile özlemişim minik köftem benim ay minik diyince of ya Minik'ide çok özlemiştim. Ay neyse benim görevime odaklanmam gerekliydi. Yanımda getirdiğim Ağda bantları Joey'e yapıştırmaktı görevim. Tabi ki ilk olarak Joey'nin kıllı bacaklwrından başladım.Tanrım bu ne yağmur ormanı gibi. Bu sırada kamera çekiyordu tabi. Ağdaları teker teker Joey'nin bacaklarına sürüyordum. Bir ara uyanır gibi oldu ama uyanmadı. Iııı uykusuna biraz fazla düşkün sanırım ben ağdaları sürerken yanardağ patlar gibi horluyordu. Iııııı beynim süzülmüştü o sesten. Veeee sonunda Joey'nin tüm bacakları,kolları ve bıyığı ağda kaplıydı. Şimdi tek yapmam gereken sabahı beklemek. Ve bunu yaptıktan sonra Nerve'den bildirim geldi. İlk görevimi tamamlamıştım. Hesabıma tam 200$yatmıştı.
Sabah...
Joey'den:
Vücudumda hissettiğim rahatsız edici gerginlik yüzünden uyuyanmıştım. Saate bakmak için kolumu yana atınca yeşil yapışkan bir şey farkettim. Bu da ne? Üzerimdeki derimi geren garip şeyi kokladım. Aaaaaa! Burnuma bulaştı! Harika! Neden sadece kollarımda, bacaklarımda ve olmayan bıyığımın üstünde var. Hayır! Olamaz! Yoksa bu:
J: Ağdaaaaa!!!! Aaaaaaaaaaaaaaaa!!!!!! Aaaaaaaaa!!!!!! Alın şunuları üstümden!
Ilgın yanımda iyi bir uyku çekmişcesine bana döndü!
I: Günaydın! ;)
Ilgın'a baktım. Onun gülümsemesi daha da sinirimi bozmuştu.
J: Aaaaaa! Ilgın çıkar şunları!
I: Sus tamam! Daha sabahın 5'i. Sen neden erken kalktın?
Ilgın'a "sen ciddi misin?"dercesine bakış attım.
J: Çıkar şu yapışkan şeyi!
I: Hımm bilemedim ki?
J: Ne istersen yaparım!
Sanırım bunu demem onun pek hoşuna gitmedi ve o gülen yüzünün yerine sinirli bir yüz ifadesi geldi.
I: Ne yani şimdi çıkarların için mi benimle muhattap oluyorsun? Kal o şekilde!
J: Ne hayır? Özür dileriiim!
Ağda artık kıllarımda saatlerdir durduğu için artık canımı yakmaya başlamıştı.
I: Ne için özür diliyorsun?
J: Her şey için! Sana yalan söylediğim için! Senden şu şeyi-
I: Neyi?
J: Ya şu şeyi işte!
I: Ne oldu geçen kavgamızda rahatlıkla söyleyebiliyordun? Söylesene! 😏
J: Khloe ile beraberlik yaşadığım için!
I: Tamam ama bu normal bir şey ama eski sevgilin olabilir sonuçta.
J: Yaa anladın sen!!!!! Uzatma!! Lütfen!! Aaaaaaa!
I: Bir az daha kal böyle!
J: Neee! Burnumdakini al bari!
Sonunda banyoya gidip bir sürü ince kuru kalın kağıda benzeyen şeylerle geri geldi.
J: Bu nee?
I: Bunlar olmazsa ağda çıkmaz. Pürüzsüz olacaksın daha ne istiyorsun?
J: Pürüsüz olmamak! Duşa girsem çıkmaz mı?
I: Cık.
J: Oooof. Neden yaptın ki bunu!
Bu sırada Ilgın burnuma gelen ağdayı bir anda çekti.
J: Aa- aa:) acımadı.
I: Çünkü o burnun. Nerve?
J: Durr! Daha hazır değilim! Ben yapsam?
I: Tamam ;) dedi ve bacağıma şu beze benzeyen bandı yapıştırdı. Yavaşça çekmeye çalıştım ama olmuyordu.
I: Off bırak şunu, dedi ve bacağımdaki banda götürdü ellerini.
J: Bak 3 deyince. 1-2- AAAAAAAAAAAAAAA!!!! Daha 3 dememiştim!
Yaklaşık yarım saattir odanın içinde can çekişiyordum. Ta ki Mark& Sude odanın kapısını çalana kadar. Ilgın gidip kapıyı açtı.
M: N'oluyo burda?
J: Mark yardım et!
Mark dikkatlice Joey'e baktı.
M: Dostum o durumdayken sana yardım edemem. Özür dilerim.
Ilgın ağda bantlarını yapıştırıp hızlıca çekiyordu. 😱😭
M: Neden bunu yaptın?
I-S: Nerve? 
M: Ow. Peki.
I: Özür diliyor musun dilemiyor musun?
J: Özür dilerim! Nolur şu işkence bitsin.
Ilgın son olarak dudağımın üstüne bandı yapıştırdı.
I: Bu biraz acıtabilir.
J: Diğerleri böyleyse bu? Şimdi mi acıtabilir diyorsun?
Yataktan kalkıp odanın içinde Ilgın'dan en uzak yere gittim.
J: Bununla yaşayabilirim. Nolur!
I: Hımm! Hayır.
Mark kollarımdan tutup beni yatağa yatırdı. Ve kıpırdamamam için üstüme çıktı. Sude de kollarımdan tutuyordu.
J: Hayır! Durun! Bu olmaz! Asla! İzin vermem!
I: Ve refleks olarak gözün yaşarabilir. Ağlıyorum sanma.
Ilgın dudağımın üstündeki bandı iyice yapışması için bastırdı. Artıık çırpınacak gücüm kalmadığı için yalvarırcasına ona bakıyordum.
I: Özür dilerim.
J: AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!
Evet gözlerim doldu.
J: Bitti mi?
M: Evet dostum.
J: O zaman kalk üstümden!
Koşarak gidip aynaya baktım. Her yerim kabarmıştı.
J: Sanırım senin benden özür dilemen gerekiyor!
I: Ha-Ha-Ha. Hayır!
J: Sırf görev için gece benimle kaldın dimi?
S: Şey biz en iyisi gidelim.
Sude ve Mark gittikten sonra Ilgın'a döndüm.
J: Biliyor musun? Ben bize şans vericeğini sanmıştım. Daha demin bana "benimle çıkarların için mi muhattap oluyorsun?" dedin ya. Bunu derken bile ben hala barışacağımız hakkında umutluydum. Fakat bunu yapan sensin!
Bir anda Ilgın'ın telefonuna mesaj geldi.
I: Şey ııı. Görev ge-
J: Gidebilirsin en iyi yaptığın şey de bu zaten.
Şu ana kadar henüz birbirimize bağırmamışken:
I: Benimle alay edercesine konuşmayı kes!
J: O görevi yapmasaydın zaten Nerve'den atılacaktın. İstediğinde bu değil miydi?!!!
Bana cevap veremeden odadan ayrıldı.
Ilgın'dan:
Aslında bana görev falan gelmemişti. Bu yüzden Joeyle aramızda yine kavga olmadan odadan çıktım. Mesajı atan Celine'di. Sude ile lobide buluştuk.
S: Markla yine tartıştım:(
I: Bende Joey'le tartışmak üzereydim ama çıktım odadan.
S: Şu Nerve olayı yüzünden bana çok sinirli.
I: Joey'de bana aynı şekilde, Sude ben böyle olmak istemiyorum artık.
S: Bende eski halimizi çok özledim:( Lobiden içeri bir kız girdi. Siyah büyük güneş gözlüğü takıyordu. Kafasındada kapüşon vardı. Birini çok andırıyordu. Aaaa Celine bu! Küçükken bir güneş gözlüğü vardı,onu takınca tıpkı diva gibi oluyordu ordan hatırladım;) Ve yanımıza gelip;
C: Sizi çok özledim;)
S-I: CELİNEE:)!
C: Şşşş! Bu Nerve olayından beri her yerden izleyici çıkıyor! Beni daha fazla kayda almalarını istemiyorum.
S: O yüzden mi böyle giyindin?
C: Sence? Ayrıca hala kaldığım yeri size söylemem yasak:( Ama gelip sizi bir kontrol etmek istedim. Bu arada ağda olayı müthiştiii!
I: Bencede Joey o acıyı sonuna kadar haketti:)
S: Celine? Siz Blake'le barıştı-
C: Lütfen o konuya hiç girme. Sanki ilk zamanlardaki gibi bir bakışıyla aklım karışıyor,sanki hiçbir şey olmamış onu affetmeye meyilleniyorum:/
I: Boşver en iyisini yapıyorsun:( Şuan senin yerinde olmak isterdim.
C: Zaten ikinizde benim yerimdesiniz? Sizin onlara bir bakmanız yeterli eski halinize dönmeniz için. Bana kalırsaaaa...
S: Ne?
C: Geçmiş bir olayı gereksiz yere saçma sapan büyüttüğümüz için bu hallerdeyiz. Şu halimize bakın! MİLYONLARCA kızın hayali olan bu çocuklar bize aşık! Başkasına değil! Ve biz gerizekalı gibi geçmiş bir olayı bu kadar gereksiz yere büyütüyoruz. Ve bu salak oyun! Bu oyundan çıkamıyoruz kızlar!
İkimizde Celine'in söyledikleri üzerine susmakla yetindik. Çünkü haklıydı. Sorun bizdeydi,erkeklerde değil. Tamam kötü bir durum ama bu olanlardan sonra hele ki Nerve'den sonra bakalım onlar bizi geri isteyecek mi?
S: Bu oyundan nasıl çıkabiliriz?
C: Şu anlık görevlere devam etmek zorundayız, daha söz sahibi olacak bir konuma geldiğimizde çıkmanın yolunu buluruz. Ama şuan asla görev kaybetmememiz lazım,yoksa her şeyimizi elimizden alırlar:/
S-I: :/
Bu sefer gerçekten de üçümüz BÜYÜK bir çıkmazın içindeydik ve bu işin içinden nasıl sıyrılacağımız hakkında en ufak bir fikrim yok...

Sonsuz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin