Sonsuz Mutluluk

Karşılıklı

M: Ben sanırım...
B: Sen sanırsın...
J: Bence bu konunun bir yere varacağını sanmıyorum:/
M: Of tamam lafı dolandırmayacağım. Siz benim en yakın arkadaşlarımsınız. Ben Sude'den hoşlanıyorum. Ama aşık değilim sadece hoşlanıyorum.Sonuçta 2 haftadır tanışıyoruz.
J-B: NEEE!! SUDE'DEN Mİ HOŞLANIYORSUN??!!
M: Şşşhh! Duyabilir! Kapılarının hemen önündeyiz!
Ca: Ayyh sen söylediğine göre sanırım bende söyleyeceğim. Bende...
J: Ilgın'dan mı yoksa?!
B: Kesin Celine!
Ca: Hayır hayır!
M: Hayır ikimiz aynı kişiden hoşlanamayız!
Ca: Dostum sakin olur musunuz? Ben İlknur'dan hoşlanıyor gibiyim ama emin değilim.
M-B-J: Ohh!
M: Siz neden oh diyorsunuz?! Sizin de birinden hoşlandığınızı biliyordum!
J: Saçmalama Mark yok öyle bir şey!
B: Siz birinden hoşlandınız diye illa ki biz de mi hoşlanmak zorundayız!
Ca-M: Tamam sakin :)
M: Bence kızlara gidelim hem kendimizi affettirmeye çalışırız.
J: İlk defa katılıyorum;)
B: Bence Mark'ın niyeti farklı ama neyse:)
M: Şey ama görmek istiyorum yani ne yapayım:)
Ca: Bende:))
Kızlar...
Celine'den:
Kapı çaldı. Kimin daha doğrusu kimlerin geldiğini tahmin edebiliyorum:)
C: Kızlarr! Gelin erkekler geldi.
S: Off neden geliyorlar ben onlara hala kızgınım!
I: Sude abartma her şeyi, belli ki kendilerini affettirmeye gelmişler,bune böyle sevgili triplerine giriyorsun!
C: Bencede.
İ: Bende sanki biraz Sude gibi hissediyorum. Bilmiyorum neden?
C: Saçma konuşmanızı daha sonraya saklayın lütfen çocuklar ağaç oldular.
Kapıyı açtım hepsi komik bir şekilde gülümsediler. Kendimi tutamadım çünkü çok komik ve şeker görünüyorlardı kendilerini affettirme çabaları falan ahahah:)
C: Hahahah:D Gelin hadi;)
B-J-M-Ca: Yaşasınn:)
I: Bir şeyler içmek ister misiniz?
J: Siz neden bu kadar iyisiniz daha az evvel çok sinirliydiniz.
C: Biz çünkü İlknur ve Sude'nin aksine kendinizi affettirmeye çalışmanızı hoş karşılıyoruz ve biz sizi affediyoruz.
I: Aynen alt tarafı oyunumuzu böldünüz:) hem siz bizim kankilerimizsiniz;)
C: Aynen:)
B: Oh rahatladım şuan da:) Sinirli haliniz gerçekten de hiç çekilmiyor!
J: Bencede! Hem Ilgın ayağımı da ovmadı zaten:)
I: Joey! Kaşınma istersen:)
J: Tamam sustum:)
S: İyi madem bende affediyim.
İ: O zaman bende geri kalır mıyım?
M-Ca: Oley be!
İlknur ve Sude erkeklere kahve yaparken Joey ve Blake beni ve Ilgın'ı arka bahçeye çağırdılar bizde anlamamıştık.
C: Ee ne oldu?
B:Şşşhhh! Sessiz ol biraz!
C: Salak sessizim zaten!
B: He tamam psikolojik olarak söyledim:)
J: Bizim size çok önemli bir şey söyleyeceğiz.
I: Ay ne çok merak ettim:)
B: Ama asla ama aslaa!
J: Sakın kimseye söylemeyin! Söz mü?
C-I: Söz!
B: Mark Sude'den!
J: Cameron İlknur'dan hoşlanıyormuş!
J-B: Ohh be rahatladım!
C-I: Neee??!!
I: Nasıl yani baya baya hoşlanıyorlar:)
B: Baya baya:)
C: Aayyy kıyamamm:)
J: Size söylememiz gerekiyordu.
I: Niye ki:)
B: Çünküü siz bizim kankimizsiniz:) ve şuana kadar ki en iyi kız arkadaşlarımızsınız:)
C: Yaa çok tatlısınız:) Sizde bizim şuana kadar ki en yakın arkadaşlarımızsınız:)
J: Celine! Örümcek!
C: Neee?!! Aaaaaa!! Diye çığlık atıp Ilgın'ın kucağına atladım.
J: Ahah bunu beklemiyordum.
I: Celine daha fazla taşıyamıyorum.
J: Şaka yaptım Şakaa:))
Bunu duyunca Ilgın beni yere bıraktı ve yere yapıştım!
C: Ahhh!! Joey seni öldürücem! Ilgın seni de! Ve Blake! Nedenini bilmiyorum ama senide öldürücem!
B: Ben ne yaptım yine?!
İlk önce Joey'i kovalamaya başladım sonra bahçe hortumunu gördüm ve saklandım. Joey beni ararken bende hortumu tişörtünden içeri soktum,buz gibi olduğunu tahmin edebiliyorum:)
J: Celineee!!!!
B: Hahahahah:D Blake de tam Joey'e gülerken hortumu Blake'e tuttum ve kafasından aşağı sırılsıklam oldu:)
B: Sen görürsün, elimdeki hortumu tutup kendine çekmeye başladı ve hortumu tutumam gittikçe güçleşiyordu. Sonunda hortumu aldı. "Eyvah" Ilgın'ı da ıslatmaya başlayınca o da hortumu elinden bırakıp kaçmaya başladı. Tam evin köşesini dönecektimki Ilgın ile çarpıştık. İkimizde bağırmaya başladık.
C: Tamam sakin ol benim! Bizi daha fazla ıslatmadan önce kaçmalıyız tamam mı?
I: Tamam üç diyince. Bir....iki...
B-J: Üç!
C-I: Aaaaaa! Blake beni Joey Ilgın'ı kucağına aldı ve havuza doğru yol almaya başladılar.
C: Hayır! Hayırr! Havuz olmaz lütfen!
I: Lütfen daha fazla ıslanmak istemiyorum!
B: Hımmmm! Olmaz yürü Joey:)
C-I: Durun yapmayııı.... derken havuzdaydık bile! O kadar soğuktu ki! İkimizin de makyajı akmıştı. Rakuna benziyorduk! Tanrım kıyafetlerin üzerime yapışmasından nefret ederim ama yalan söyleyemem çok eğlenceliydi:)
I: Bunun intikamı kötü olacak:)
Bize sinsi şekilde göz kırpıp gittiler inanamıyorum insan arkadaşına yardım etmez mi?
C: Siz ne biçim kaknisiniz! Donuyoruz burada insan bir havl....
İnsan bir havlu getirir diyecekken meğersem içeri havlu almaya gitmişler:))
B: Al bakalım huysuz:) dedi ve havluyu üzerime sardı.
J: Gel bakalım manyak kankim gel:) oda havluyu Ilgın'a sardı.
C: Tamam havlu getireceğinizi ummuyorduk:)
I: Aynen:)
B: Kıyamam çok mu üşüdünüz siz?
Ilgınla ikimizde yavru köpek suratı yapıp başımızı salladık.
J-B: O zaman bir daha üşüyün bakalım!
C-I: Hayırr!
B: Şaka şaka sakin olun:)
C: Zaten olay bu şakalarınızdan çıktı!
J: Tamam ama çok komiktin:D
C: Tomom omo çok komoktoon!
I: :))
S: Bu bağırışlar ne neler oluyor? Niye Blake ve Joey ıslak? Neden siz daha ıslaksınız?
C-B-I-J: Iııııım şey.... (Olanları anlatırlar)
S: Deliler:) Kahveler hazır ama Celine, Ilgın bence kurulanmak isteyebilirsiniz! Sizde bence?
J: Biz kuruduk bile malum onlar BAYA ıslakta:)
C-I: Joeyy!
J: Nee? Tazzikli suyun intikamıydı:)
I: :/
C: Peki ben ne yaptım da  beni havuza attın?!
B: Sadece canım istedi:) Bu arada rakuna benziyorsun:D
Gözlerimi devirdim ve hepimiz içeri girdik. Hepsi sıcacık kahvelerini yudumlarken Ilgın ve ben donuyorduk! Yukarı kurulanmaya çıktık. Yeni kıyafetler giyip,makyajımızı çıkartıp 5 dakika içinde aşağı indik.
M: Size ne oldu az önce?:)
I: Arkadaşlarınız bizi buz gibi bir havuza attı!
Blake ve Joey kahkahalarla gülmeye başladılar. Sonra biz dahil herkes dayanamayıp gülmeye başladık.
Off günler o kadar güzel ve bi o kadar da hızlı geçiyordu ki. Hayatımda ilk defa 2 haftadır tanıştığım ve her gün görüştüğüm ve hatta kanka olduğum komşularım var. Bunu söylemekten bıkmayacağım "iyiki onlarla tanışmışız".
J: Iı bir şey söyleyeceğim yarın hava yağmurlu olucak sanırım. Beyler bu yüzden bizim maçda iptal olucak.
I: Ama bizim maç iptal olmayacak.
B: Sizin maç derken? Sizde mi Amerikan futbolu oynuyorsunuz. Yaşasın o zaman bir şey soracağım son maçı kim kazandı turda olduğumuz için izleyemedik.
I: Hayır, mecazi anlamda demek istemiştim.
J: Doğal olarak Blake anlayamadı.
B: Bu seferlik susacağım.
I: Biz spor yapacağız yarın. Bunu kastetmiştim.
M: Hımm yani yarın beraber değiliz.
S: Maalesef Markçım.
Yarın sabah:
Mark'dan:
Uyandığımda burnuma hoş bir koku geliyordu. Kızlar mı gelmişti acaba. Boş hayallere kapılma Mark. Kendime gelmek için yüzümü yıkarken arkamdan bir karartı geçtiğini hissettim. Off ne yapıyorum ben? Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra kafamı kaldırmam bir oldu.
M: Aaa!! Ne yaptığını zannediyorsun sen?
Ca: Asıl sen ne yaptığını zannediyorsun?
M: Yüzümü yıkadığımı zannediyorum. Arkamda sinsice dolanıp beni korkutan sensin!
Ca: Tamam neyse. Neden ev bu kadar güzel kokuyor? Acaba İlknur mu geldi?
Cameron İle beraber aşağı indik. Ama sonra öğrendik ki kahvaltıyı hazırlayan Joeymiş.
J: Günaydın!
Şuan yaşadığım hayal kırıklığını daha önce kimsenin yaşamadığına eminim.
M: Be-ben sanmıştım ki kahvaltıyı-
J: Sen sanmıştın ki kahvaltıyı kızlar hazırlıyor. Öff sürekli her şeyi onlar yapıyor. Bende yapabilirim. Geçen günkü akşam yemeği o kadar güzeldiki vücudumdan çıktığına üzülüyorum hala.
Cameronla birbirimize bakıp iğrenen bakışlarla gülümsedik .
B: Bu ev neden güzel kokuyor?
M: Joey kahvaltı yapmış.
B: Nee?! Kahvaltı ve Joey?
J: Her şeyi kızlar mı yapmak zorunda? Bende yemek yapabilirim.
M: Kokusu güzel ama bakalım tadı nasıl halıya kusmayalım da:)
B-Ca: Haahhah :D
J: Deneyin de görün o zaman dedi ve muffini ağzıma tıktı. Aman tanrım! Bu! Bu harikaydı!
M: J-Joey! Bu hayatımda yediğim en güzel muffin:) !
B:Nee?! Ver bir de ben deniyim dedi ve oda bir tane denedi.
B: Joey! Sana sarılabilir miyim dostum? Bu harikaa!
J: Öyle mi? Dedi ve oda yedi:)
J: Ooooooo! Ben çok yetenekliymişimm ya!
B-M: Bencede!
Ca: Dostum bunlar enfes. Dedi Cameron ağzında muffin varken.
M: Bunlardan kızlara mutlaka yapmalısın:) hem o hamburgerden sonra da telafi olur:)
B-J: Harika fikir:)
Ca: Yaa bugün de spora gidecekler:( sıkılacağız yine.
M: Bizde gidelim:)
J: Saçmalamayın! Yakın arkadaşız diye hergün görüşeceğiz diye bir şey yok. Bırakın biraz nefes alsınlar.
B: Bencede hem zaten onlar gelince Joey'nin yaptığı leziz muffinleri götüreceğiz.
M: Ama ben gitmek istiyorum:(
Ca:Bende:(
Blake ve Joey bize göz devirip yukarı çıktılar.
Kızlar...
Ilgın'dan:
Bugün spora gidecektik. Ne yalan söyliyim bugün erkekleri özleyeceğim :)
I: Kızlar hazır mısınız?
C-S-İ: Eveett:)
I: Hadi çıkalım o zaman.
İ: Ben arabayı hazırlıyım.
C-I: Araba mıı??
C: Zaten yakın,spor günü yapacağız yürüyerek gidelim.  Dışarı çıktık ve balkonda oturan Blake ve Joey gördük:)
J: Selamm kızlar:) dedi ve bize el salladılar bizde gülümseyip onlara el salladık,yola çıktık. Yolda yürürken Celine'in telefonu çaldı arayan Blakedi.
C: Blake arıyor.
S: Aç,hoparlöre al.
B: Selam Celine:)
C: Selam:)
B: Size bir şey soracağız, Joey bugün enfes muffinler yaptı da siz dönünce bize gelin denemelisiniz:)
C: Tabii geliriz de :) bir şey tuhafıma gitti.
B: Ne?
C: Muffin ve Joey mi? Ahahh:)
J: Celinecim duyabiliyorum:/
C-I-S-İ: Hahahahha:D
B: Yani geliyorsunuz?:)
C: Evet akşam görüşürüz o zaman:)
B: Görüşürüz:) dedi ve Celine telefonu kapattı.
İ: Yani akşam erkeklerdeyiz:)
C: Evet de sen neden bu kadar sevindin?
İ: Kızlar siz benim en iyi arkadaşlarımsınız ve içimdekileri size söylemek istiyorum. Ya kızlar bilmiyorum ne ama ben sanki Cameron'a karşı bir şeyler hissediyorum ama emin değilim, ama onun yanındayken çok eğleniyorum ve mutlu oluyorum diğerlerinin yanında böyle olmuyor:)
C-I-S: Aaaaaaaa:))) Ben ve Celine gerçekleri bildiğimiz için daha da sevinmiştik ikisi de birbirinden hoşlanıyor:) Çok tatlı:)
C: O zaman ona ona karşı bir şeyler hissettiğini birazcık belli et işe yarayacağından eminim;)
İ: Ya yaramazsa:(
I: Yarayacağından %300 eminim;)
S: Siz ne biliyorsunuz acaba?
C: Aynı şeyleri düşündüğümüz için illa ki bir şey mi bilmemiz gerekli Sude??
S: Ne bileyim? Garipsiniz.
I: Neyse, aa bakın gelmişiz:)
İ: 3 Saate çıkarız:)
Erkekler...
Blake'den:
Joey akşam kızlar gelecek diye daha çok muffin yapıyordu,Mark ve Cameron instagramdan İlknur ve Sudeyi stalkluyordu. Bende Joey'nin kaseye koyduğu unla oynuyordum. Bir dakika ne? Unla mı oynuyorum!
B: Iğğğ ben napıyorum?!
J: Dostum!! O son unumuzduu! Off neden yaptın böyle bir şey?
B: Bilmiyorum sıkılmıştım bir baktım unla oynuyorum!
J: O zaman artık sıkılmayacaksın git markete un al!
B: Off! Tamamm! Sıkılmaktan iyidir.
Dışarı çıktım ve markete doğru yürümeye başladım. Of kankilerimiz yani komşularımız off işte komşu kankilerimiz olmayınca ne kadar sıkılıyoruz. Biz onlar olmadan önce napıyorduk? Televizyon, maç,spor... o kadar off çok sıkıcı! Saat kaç 16.44 ne zaman gelecekler acaba. Neyse marketten un alıp eve döndüm.
B: Al dostum unun.
J: Sağol. Muffınler yarım saate hazır olur:)
Kızlar...
Sude'den:
S: Kızlar ben çok yoruldum gitsek mi?
C: Bencede. Kızlar bilmiyorum ama sanki erkekler yokken bir boşluk var gibi.
I: Dimi. Ben sanki onları özledim.
C-S-İ: Bendee!
C: Hadi gidelim artık onlar olunca daha çok eğleniyoruz:)
10 dakika içinde erkeklerin evine geldik kapıyı çaldık Blake nefes nefese kapıyı açtı.
C: Ne oldu sana?:)
B: Siz geldiniz diye hemen açmak istedim:) Joey arkadan;
J: Kızlar geldiniz mi? Gelin içeri:)
İçeri geçtik ve hepsi sanki birden canlanmışlardı:) sanırım onlar da bizi özlemiş:)
J: Siz beklediğimizden erken geldiniz.
I: Evet sıkıldık:)
B: Siz? Spordan mı sıkıldınız?
C: Sizii... birazcık özlemiş olabiliriz:) dedi Celine çok tatlı bir şekilde:) bakalım ne tepki verecekler:)
M: Gerçekten mi?:)
B: Bizde sizi özledik gerçekten! O kadar sıkıcı bir gündü ki! Biliyorum her gün görüşmek istemeybili...
C: Hayır bizde sizinle hergün görüşmek istiyoruz:)
J: Nee?!:) kızlar size sarılabilir miyim? Dedi Joey ve 4 ümüze birden sarıldı ardından diğerleride sarıldı bizde onlara sarıldık:) Grup sarılması! Sarılırken sanırım Mark farkında olmadan belime sarıldı. Garip hissettim:) nedenini bilmiyorum:) ay utandımm!
I: Eee? Muffinler nerede açlıktan öleceğim!
J: Aaa evet unutuyordum:) Joey elinde bir sürü muffinle geri döndü:)
C: Korkuyorum:/ dedi Celine muffinini incelerken:)
B: Hayır cidden lezzetliler:)
C: Tabii gördük lezzetliyi. Senin bayılarak yediğin hamburger beni zehirledi. Celine'in bu söylediğine hepimiz gülmüştük.
J: Hadi ama Celine:(
I: Ohaaa Celine bu harika😍 şuan Ilgın'ın gözlerinden adeta kalpler çıkıyor. İlknur da yedi ve oda aynı tepkiyi verdi. Bende denedim. İNANILMAZ! Hayatımda yediğim en güzel muffin! Bunun neyi bu kadar güzel bilmiyorum ama gerçekten harika.
C: Tamam pes ediyorum. Dedi ve oda yedi.
C: Tanrım Joey! Bu harika!
J: Biliyorum:)
C: Sana sarılacağım:) dedi ve Joey'e sarıldı sarıldıktan sonra Joey'nin elinde tuttuğu muffin sepetini aldı ve ;
C: Ahh bana mı? Ne gerek vardı ama tamam benim olabilirler:) dedi Celine'e gülmeye başladık oda gülüyordu:) yerim benim manyak arkadaşım:)
Joey'den:
Çok eğleniyorduk:) Sessiz sinema oyunumuz yeni bitmişti:) saate baktım,22.00 mı?? Ne ara o kadar geçti?
B: Millet doğruluk mu cesaret mi oynayalım mı?
C: Eveet ben bayılırımm:)
M-J-I-S-Ca-İ: Tamam hadi oynayalım:)
Ben şişeyi çevirdim ve Blake'e geldi.
J: Ee hangisi?
B: Önce kolay olsun...doğruluk.
J: Hımmm... sence Kızlar kaç yaşında?
B: Aa evet biz neden sizin yaşınızı hiç sormadık?
I: Unuttuk, bizde sizinkini sormadık:)
B: Hımmm bence Celine,Ilgın 16 Sude 18 ve İlknur 19. Kesin yanlış değil mi?
C: Eveet! Bi kere biz 17 yaşındayız! Bir tek İlknur 18.
B: Yaklaşmışım:)
J: Aramızdaa minik vaar:)
I: Siz en fazla 18 olabilirsiniz nasıl 1 yaş farkla biz minik oluyoruz?
B: Cameron dışında hepimiz 18. Cameron 21.
I: Doğru bilmişim:)
İ: Yalnız o zaman yaşıtız;) bana minik diyemezsiniz:)
Konuyu daha çok uzatmadan Blake şişeyi çevirdi ve Sudeye geldi.
S: Ben cesaret diyorum:)
B: Hımmm o zaman... Ben, Blake,Celine ve Ilgın sırıtarak bakışıyorduk:) sanırım Blake ne yapması gerektiğini anlamıştı.
B: Mark'ı öp,ama yanağından:)
S: Nee hayır! O benim arkadaşım!
C: Ne var arkadaş arkadaşı öpemez mi?
I: Evet bencede:) dediler ve Mark'ın yanına gittiler.
C: Oyy Sude bu öpülmezmi? Şunun tatlılığa bak dedi ve yanağını sıktı Mark Celine ve Ilgın'a kolunu atmış keyifle sırıtıyordu. Bulmuş tabi 2 güzel kızı! Of neyse niye sinirleniyorsam!
I: Evet Sude ya baksana yaa! Şu surata bak dedi ve Mark'ın bir yanağındam Celine bir yanağından öptü. Blake'in de şuam sinirlendiğini hissettim bunu üzerine Sude de durumu kabullenip Mark'ı öptü.
M: Güzell arkadaşlarım benim:)
J-B: 😒
Sude'den
Mark benim arkadaşım ama bilmiyorum onu yanağından öptüğüm an değişik bir duyguya kapıldım. Sanki arkadaşım değilde şeyim miş gibi... Eve geri döndüğümüzde çok dalgındım hep Mark'ı düşünüyordum. Neden sürekli onu düşünüyordum o benim yakın bir arkadaşım cidden birazdan kafayı yicem. Bunu kızlara anlatmaya karar verdim yoksa kafayı yiyecektim. Kızları hemen çağırdım.
S: Kızlar ben Mark'a karşı bir şeyler hissediyorum ama ne bilmiyorum. Onu yanağından öpünce kendimi çok garip hissettim.
I-C-İ: Sudeeeecimm...
I-C(birbirlerine bakıştılar.)
S: Kızlar Mark'la ilgili bildiğiniz bir şey mi var?
S: Yoksa sevgilisi mi var? Ben neden merak ediyorsam?
İlknur'dan
Sude ile resmen aynı duyguları paylaşıyorduk ikimizde hoşlanıyor gibiydik ve bu duruma anlam verememiştik. Akşam yatmaya hazırlanırken ben kendimi Cameron'ın instagram hesabını stalklarken buldum. Ne yalan söyleyeyim baya yakışıklıydı. Hemde çok yakışıklıydı. Kendi kendime umarım güzel onlu hayır onsuz rüyalar görürüm dedim ve uyumak için gözlerimi kendime sinirlenerek kapattım. Tekrardan kendi kendime konuşmaya başladım delirdim mi acaba? Neyse hadi iyi geceler. Bunu neden kendime diyorsam.
Sude'den:
Mark'dan hoşlanıyor muyum bilmiyorum çünkü tanıştığımız günden beri onun hep iyi yanlarını gördüm. Aslında hepsinin. Peki ya kötü yanları?

"Arkadaşlar bölümün sonuna geldik. Votelamayı veya yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyoruz. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere."