Gerçekler...

27 2 0
                                    

Blake'den:
B-J: Biz sana açıklayalım...
Tam Sudeye her şeyi açıklayacakken,Celine gelip lafımızı böldü.
C: Ayy ne güzel herkes birbirini seviyor! Ay bende sizi seviyorum:) Hee Mark açıldı mı Sudeye:) Mark üzülme Sude de seni seviyor:)
M: Ne?:)
S: Şey Celine oldu mu bu şimdi?
Celine'in komik konuşmaları sayesinde ortalık baya yumuşamıştı:) Markla da konuşup barışmıştık:) Sude ve Mark için hazırladığımız yemek organizasyonu gerçekleşmişti. Mark ve Sude şuan baş başa yemek yiyorlar:) Tam Ilgın ben Joey konuşurken birden arkadan 'clops!' Diye bir ses geldi. Tanrım Celine!:) suya düşmüş:D
C: Ay tamam tamam ayıldım! Çıkarın beni bu ölüm tuzağındann! İmdat! Hayvan yemi olacağım birazdan kurtarsın biri beni lütfen!
I: Ben giderim:)
Ilgın atladı ve Celine'i sudan çıkardı.
C: Ay hayatımı kurtardın Ilgın:)
B: Celine sen herşeyden mi korkuyorsun?:)
C: Şey bilmiyorum:)
J: Yalnız Celine'i baya iyi idare etmişsin Blake geldi Sude'nin Mark'ı sevdiğini söyledi:)
B: Ne yapayım? Markla tartışıyordum! Buda yerinde durmuyor ki!
C: Ben ne yapayım istemsiz yaptım bende aa!
I: Ben sana havlu getiriyim:)
B: Celinecim şuan daha iyi misin?
C: Evet Blake'çim saol:)
Celine kurulandıktan sonra İlknur ve Cameron'da birbirlerinden hoşlandıklarını öğrendiler ve onlarda Mark ve Sude gibi baş başa yemek yediler. Hepsi birbirlerine çok yakışıyorlardı ve gerçekten çok mutlu görünüyorlardı. Tabi Mark, Sude, Cameron ve İlknur yemek yemişlerdi. Ama biz kurt gibi açtık. O yüzden Mark'ların yanına gidip hep beraber yemek yedik. Mark'la kavga etmiştik ama hemen barışmıştık bu da bizim muhteşem dostluğumuzu gösteriyor bence.
İlknur'dan:
Cameron'ın da benden hoşlandığını öğrenince çok şaşırmıştım. Yemek yerken o bana bakıyor bende ona gözlerim parlayarak bakıyordum. Sude ve Mark' ta çok yakışıyorlardı. Celine ve Ilgın'ın bize yaptığı sürpriz gerçekten çok hoşumuza gitmişti. Yemek yedikten 15 dakika sonra midemde çok kötü nir bulantı hissettim. Tuvalete gitmek için ayağa kalktığımda gerçekten yürüyemeyecek haldeydim.
İ: Ahhh!
Ca: İlknur iyi misin?
İ: Bilmiyorum, midem acayip bulanıyor tuvalete gitmek istiyorum ama çok kötü midem. Tuvalet nerde biliyor musun?
Ca: Evet gel sana yardım edeyim.
İ: Yok çok sağol ben kendim giderim.
Tam yürümeye başladığım zaman midem acayip bir şekilde bulandı ve yürüyemeyecek hale geldim. Daha sonra Cameron bana yardım etmeye geldi ve beni tuvalete götürdü. Gerisi malum zaten.
Celine'den:
C: Arkadaşlar İlknur ve Cameron nereye kayboldular?
J: Aklıma iyi şeyler gelmiyor.
C: Of Joey!
J: Ne? Sadece bir düşünceydi.
I: Acaba başlarına bir şey mi geldi?
C: Ne olabilir ki? Teknedeyiz bir yere gittiğimizde yokki. Çok merak ettiyseniz arayalım hadi.
Dağıldık ve aramaya başladık. 5 dakika sonra Blake yanıma gelerek Joey'in haklı olduğunu söyledi. Blake'e inansam mı bilemedim. Blake'le sessizce yanlarına gittiğimizde Blake'in haklı olduğunu gördüm. Upps sanırım İlknur bizi gördü ve hemen yanımıza geldi.
İ: Celine ben çok kötüyüm.
C: Kötü? Cameronla gayet iyisin.
İ: Ne? Celine deminden beri kusuyorum.
B: Uu. Şey biz sanmıştık ki.
Ca: Siz sanmayın!
Açıkçası bu yanlış anlaşılmadan dolayı biraz utanmıştım.
Joey'den:
Cameron ve Blake yanımıza geldi.
Ca: Dostum size çok önemli bir şey söylemem lazım.
J-B-M: Söyleee
Ca: Nasıl bu kadar yanlış anlayabildiniz, kızın midesi bulandı ben de ona yardım ettim.
J-B-M: Tamam dostum sakin ol özür dileriz.
Sude'den:
İlknur ve Cameron'ı yanlış anladığımdan dolayı çok utanmıştım ama çok mutluydum Celine ve Ilgın'ın bize yaptığı sürpriz çok güzeldi.
C: Artık eve gidelim, acayip yorgunum.
S: Bencede eve gitmemiz gerek.
M: Sude istersen seninle starbucks a gidip bir şeyler içelim.
I-C: Sudeciimm evet desenee hani starbucks en sevdiğin yer falaann.
Mark'ın bana bunu demesi çok hoşuma gitmişti ama aynı zamanda istemiyordum. Çünkü kendimi çok yorgun hissediyordum ve bende aynı Celine gibi acilen eve gitmek istiyordum.
S:Çok çok isterdim ama gerçekten çok yorgunum Mark:(
M: Tamam sorun değil başka bir gün gideriz:)
S: :)
Bilmiyorum gerçekten de çok yorgunum ama gitmediğim için üzülüyorum. Of neyse sonuçta artık sevgiliyiz,yani öylemiyiz bilmiyorum öyleyizdir herhalde:/
Arabaya bindik ve eve geldik. Birbirimize iyi geceler diledik Celine ve Ilgın eve girdi aynı şekilde Blake ve Joey de. Mark benim yanağımdan öptü ve iyi geceler dedi ve gitti. Ay bir garip oldum:)) Aynı şekilde Cameron da İlknur'u öptü ve gitti, ikimizde küçük bir çığlık atıp içeri girdik.
C: Bakıyorumm iyi geceler öpücükleri başlamış:)
S: Ya Celine! Deme şöyle utanıyorumm:)
İ: Evet ya:))
I: Ee ne yalan mı?
S: Sıra size geldi:)
C-I: Bize?? Pardon?!
Erkekler...
Mark'dan:
M: Ee sizin işler nasıl gidiyor?
Blake anlamazlıktan gelerek:
B: Kimin işleri?
M: Nasıl anlamazsın?
B: Bak dostum; böyle bir şey yok, olamaz,olmayacakta. Kendi kafanda kurduğun şeylerle yaşamayı bırak.
M: Joey?
J: Kaşınma istersen. Biraz gerçekçi ol.
M: Bende Sude için aynı şeyleri söyledim.
B: Celine den sevgili olmaz ki. O olsa olsa en iyi kankim olur.
J: Blake'e katılıyorum.
M: Santa Monica'da gördük sizi. Özellikle ilk farkeden olarak Joey'i. Gördüm onlara nasıl baktığınızı.
J-B: Mark ne yapmaya çalışıyorsun?
M: Hiçbir şey. Sadece sizin inatçı kişiliğinizi bir kenara bırakıp durumu kabullenmenizi istiyorum.
B: Kabullenecek bir durum yok ki.
Ca: Yeter susun uyuyamıyorum!
M: Dostum ciddi bir konu konuşuyoruz. Git ve odanda uyu.
J: Saçma konuları ciddileştiren Mark "Canım Cameronum hadi git yat, uyku saatin geldi hatta geçiyor." Dedi. Hahah.
Cameron mırıldanarak yukarı çıktı.
B: Tamam bence yeteri kadar konuştuk ben hava almaya çıkacağım dedi ve arka bahçeye gitti,Joey de peşinden. Bunları cidden anlamıyorum,birbirlerine laf sokmadan yaşayamıyorlar ama yine de bir şey olduğunda hep ikisi birlikte:) neyse bende yatiyim artık. Malum yarın sevgilimizi bekletmeyelim:)
Joey'den:
Arka bahçeye hava almaya çıktık. Havuzun oradaki şezlonglara uzandık.
J: Dostum sanırım bu gece bize uyku yok.
B: Galiba:) Mark'ın sürekli şöyle şeyler demesi gerçekten sinir bozucu!
J: Bence de neden anlamak istemiyorlar, biz onlarla çok çok çook yakınız ama arkadaş olarak. İkisinide arkadaşça seviyorum.
B: Bende herhalde biz 4 ümüz yalnız vakit geçirince başka şeyler kuruyorlar,çok saçma bir kızla güzel zaman geçirip mutlu oluyorsan o illa sevgilin mi olmak zorunda?
J: Aynen ama anlamıyorlar ki!
B: Neyse ben bize kahve yapiyim uyumayacağız belli;)
J: Tamamdır dostum:)
Kızlar...
Ilgın'dan:
Saate baktığımda oldukça geç olmuştu 01.45 neredeyse 2'ye geliyor ve bende gram uyku yok. Acaba kızlar uyudu mu? İlknur ve Sude kesin uyumuştur,o mutluluktan sonra uyuyamamak mümkün mü? Şansımı Celine'den deniyim. Celine'in odasına gittim ve kapıyı açtım. Tahmin ettiğim gibi o da uyumuyordu:)
C: Sende mi?:)
I: Evet:) Tek senin uyanık olabileceğini düşündüm.
C: Bende öyle, tam sana gelecektim:)
I: Arka bahçe?
C: Ben kahveleri yaparım:)
I: Bize uyku yok bu gece:)
C: Bencede:)
Celine kahveleri yapmak için aşağı indi bende arka bahçeye gidip havuzun oradaki şezlonglara uzanıp Celine'i beklemeye başladım. Gelmişti :)
C: Al bakalım:)
I: Sağol:) Senin de İlknur ve Sude'nin dedikleri kafana takıldı mı?
C: Sence neden uyuyamadım:)
I: Off tamam keyifimize bakalım bunları düşünmek istemiyorum.
C: Bende:) de bir ses duydun mu?
I: Hımmmm,sanki.
C: Erkekler mi uyanık acaba? Dedi. Erkeklerle aramızda sadece 1 çitlik mesafe olduğundan onlar olabileceğini düşündük. Celine çitin üzerinden baktı,evet Blake ve Joey:) onlar da uyuyamamış.
C: Çocuklar:)
B: Kızlar? Siz de mi uyuyamadınız?:)
I: Evet:)
B-C: Gelsenize,biz de havuz başında oturuyorduk:)
I-J:Aynı şeyleri düşünüyordum:)
B: Tamam ahahha :) gelin hadi.
C-I: Tamamm:) çitin kapısını açtım ve erkeklerin bahçesine geçtik. Onlar gibi bizde şezlonglara uzandık:)
J: Kızlar Sude ve İlknur size de?
C: Mark ve Cameron'un dediği şeyleri dedi mi? Değil mi?:)
J: Cidden bunu nasıl yapıyor?!
B: :D
I: Evet söylediler:( çok can sıkıcı olabiliyorlar bazen.
J: Evet yok sıra sizde,siz onlarla sevgili olun falan.
B: Bizim gerçekten çok yakın olmamızı mı kıskanıyorlar acaba?
C: Ama bu yakınlığın arkadaşça olduğunu neden anlamıyorlar cidden sinir bozucu!
I-B-J: Evet!
Ilgın,Joey,Blake ve Celine neredeyse sabaha kadar sohbet eder ve çok eğlenirler.
Sude'den:
Sabah uyandığımda saate baktım 12.00 mi?! O kadar uyumuşmuyum?! İlknur'a baktım o hala uyuyor,Celine ve Ilgın'a baktım. Odalarında değiller,onlar hep erken kalkar aşağı bakayım en iyisi. Aşağıda da yoklar,arıyim ben en iyisi. Celine'i aradım ama telefonunun sesi yukarıdan geliyordu,Ilgın'ı da aradım onun ki de öyle. Nereye gitti bu kızlar?! Ön bahçedeki koltuklarda da yoklar! Son çare arka bahçe. Arka bahçede de yoklar! Birden aklıma Markların bahçesine bakmak geldi. Tabiki de ordalardı:) Çitin kapısını açıp yanlarına gittim. Birde biz onlarla sevgili olmayız diyorlar:) Ilgın Joey'e Celine Blake'e sarılmış şezlonglarda uyuyorlardı:) Fotoğraflarını çektim ve eve geri gittim:) Onları uyandıramazdım:)
Celine'den:
Birden bire gelen soğukluk hissiyle ve sırtımda olan bir ağırlıkla gözlerimi araladım. Tanrım! Dün biz burda uyuya mı kalmışız? Ben Blakele sarılarak mı uyudum! Gerçi kankiler de birbirine sarılarak uyur, Tanrım ne diyorum ben! Tabiki kankiler öyle uyumaz, Ilgın ve Joey de öyle uyumuş:/ Belki de normal uyuduk kendi kendine sarıldık birbirimize? Ama neden Blake'e of acaba aramızda bunlarla bir şey mi geçecek kızlar haklı mıydı? Yoo hayır! Değiller! O-olmaz öyle bir şey. Blake'i uyandırmam lazım. Ama yazık uyuyor! Kendine gel Celine!
C: Blake! Blake!
B: He efendim? Celine? Biz burda ne? Bahçe? Biz dün burada uyuya mı kalmışız?
C: Sanırım dedim Blake'in hala belime sarılı olan elini kaldırırken. Oda anlamış olmalı ki telaşla ayağı kalktı.
B: Celine biz n-nasıl böyle?
C: Bilmiyorum! Bende seni onun için uyandırdım! Neden ben sana sarılmışım?!
B: Bilmiyorum Celine! Of bizimkiler bizi böyle görseydi varya dillerinden kurtulamazdık!
C: Off ya görmüşlerse?! Joey ve Ilgın'ı uyandırmalıyız.
C: ILGIN!
B: JOEY!!
I: Efendi..? Aaaaa!
J: Aaaaa!
I-J: Biz neden birbirimize sarılarak uyumuşuz?!
B: İşte sorun ve konumuz bu!
C: Bence biz bizimkilerin etkisinde kaldık!
J: B-bence de o kadar konuştular tepemizde bizi sevgili yapmak için e-etkisinde kaldık!
I: Aynen katılıyorum!
B: Bencede umarım öyledir.
Hepimiz birbirimize garip garip bakıyorduk. Şuan hepimizin korkusu "acaba bir şey mi hissediyorum?" Neden birbirimizle sevgili olmak istemiyoruz çünkü çok güzel giden bir arkadaşlığımız var birbirimize bir şeyler hissetmek istemiyoruz. Hemen birbirmize görüşürüz dedik ve onlar eve bizde kendi evimize kaçtık! Eve girdiğimizde karşımızda kurnaz bir tilki bekleyen bir Sude ve İlknur vardı.
I: N-noldu?
İ: Hiç. Bizde öylesine bugün havanın ne kadar güzel koktuğunu düşünüyoruz.
Birden zil çaldı. İlknur gidip kapıyı açtığında gelen Blake idi. Bizi çağırıyordu. Bizim arka bahçeye çıktık. Joey'de oradaydı.
B: Şimdi şuan söyleyeceklerim konusunda sakin olmaznız lazım. Joey'de neler olup bittiğinden bi haber.
B: Sude, bizi uyurken fotoğrafımızı çekip Mark'a yollamış. Eve girdiğimizden beri Cameron ile bizimle alay ediyor. Bu yüzden bizde kaçtık.
I: Demek kızlar bu yüzden bize bakış attılar.
4 gün sonra...
Celine'den
Erkeklerle bu olayı 4 gün boyunca hiç konuşmadık ve Blake'lerle de çok sık görüşmedik. Sadece ara da sırada Sude, Mark ve İlknur, Cameron buluşuyorlardı. Ne de olsa sevgililer;) Herneyse yine sıradan bir gündü ve bir anda Sude'nin hepimizi aşağıya çağırmasıyla uyandım. İçimden ' hayret Sude Nasıl bu saatte uyanıyor herhalde aklına takılan bir şey var' dedim. Aşağıya indim ve yüzüme çok ciddi bir şekilde bakarak aynı eski koca alınlı garip gülümsemesi olan Matematik hocamız gibi koltuğa otur dedi. O hocayı hatırlayıp bir an da kahkahalara boğulmak istedim ama ortam o kadar ciddi di ki yapamadım. Benim arkamdan sırayla Ilgın ve İlknur' da geldi. Sude hepimizi koltuğa sanki anaokul öğrencileriymiş gibi dizdi ve konuşmaya başladı. Sude çok ciddiydi resmen onu ilk defa bu kadar ciddi görüyordum.
Ilgın'dan:
Sude'nin bizi çağırmasından ve bize çok ciddi şekilde bakmasından gerçekten çok korkmuştum. Acaba sorun neydi?Gerçekten çok merak ediyordum.
S: Kızlar sizi ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz bu konuşcağım konu Celine ve Ilgın'la ilgili. Kızlar hani hatırlıyor musunuz? Size Joey ve Blake'den hoşlandığınızdan ima eden cümleler kuruyordum. Bunları şaka anlamında yapmıyordum. Gerçekten hissettiğim bunlardı. Sizin yaklaşık 16 yıldır arkadaşınızım ve sizin ciğerinizi bile biliyorum. Siz benim en yakın arkadaşlarımsınız ve size artık fark etmeniz gereken bir şey söyleyeceğim.
Bu uzun girişten sonra Sude 4 gün önce benim Joey'nin, Blake'in ve Celine'in şezlongta çekilmiş olan fotoğrafını gösterdi. O fotoğrafı görünce gözlerimin içi parlamıştı resmen çok garip hissetmiştim. Aynı şekilde Celine de aynı duygular içerisindeydi.
S: Kızlar ben işte bundan bahsediyorum siz bu fotoğrafı gördüğünüz de çok Mutlu oluyorsunuz. Gözlerinizin içi parlıyor o kadar tatlı oluyorsunuz ki bende çok mutlu oluyorum. Siz şuanda Blake ve Joey ile çok yakın arkadaş olabilirsiniz ama onlarla olduğunuz kadar hiçbir erkek arkadaşınızla Mutlu olmadınız. Onlar size farklı geliyor onlarla olunca o kadar mutlu oluyorsunuz ki size anlatamam. Keşke onlarla takılırken kendinizi dışarıdan görseniz. Benim size anlatmaya çalıştığım şeyi anlarsınız. Uzun lafın kısası siz onlarla takılırken kendi kendinize acaba ben ondan hoşlanıyor muyum? Yok hayır neden hoşlanıyım? Sonuçta çok iyi bir arkadaşım diye düşünüyorsunuz. Onlarla sevgili değil de kanka olmaya çalışıyorsunuz. Ama onlardan hoşlanıyorsunuz. Eminim ki onların da size karşı olan duygularını öğrendiğiniz Zaman çok Mutlu olacaksınız.
Bu uzun konuşmadan sonra kafamda çoğu şeyin yerli yerine oturmaya başladığını fark ettim.
Celine'den
Sude'nin bu konuşması üzerine dün gece düşündüğüm şeyler aklıma geldi. Acaba o bana karşı ne hissediyordu?
"Arkadaşlarr bölüm sonuu💕 bölümleri beğenirseniz lütfen votelamayı ⭐️ ve yorum yapmayı unutmayın;) sizleri seviyoruz💗 diğer bölüme görüşmek üzeree 🙈"

Sonsuz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin