Sonsuz Mutluluk

Hamburger;)

"Arkadaşşlaaar  merhaba hikayenin devamına başlamadan önce lütfen bu kısmı okuyun💕 İsimleri yazarken kullandığımız harfleri sizlere kafanızın karışmaması için yazacağız. C: Celine,I:Ilgın, İ: İlknur,S:Sude,M:Mark, B:Blake, J: Joey, Ca:Cameron; okuduğunuz için teşekkürler 😍"
Celine'den:
Sonunda festival alanına geldik. Kimisi dans ediyor, bir grup şarkı söyleyip ritim tutuyor, kimisi yemek yiyiyor, kimiside sevgilisiyle beraber yürüyordu. Açıkçası onlara özenmiyor değilim ama yinede sadece sevgilim var demek içinde karşındaki kişiyi, seni onun sevdiğine inandırarak yalan söylemek de istemiyorum.
I: Ne düşünüyorsun? Dalmışsın yine.
C: Şu internette gördüğüm çocuğu düşünüyorum.
Aslında internette hiç kimseyi görmemiştim ama Ilgın'ı buna inandırmak zor olucak. Festival alanında iken İlknurla beraber içecek almaya gittik. İçecekleri aldığımız sırada İlknur arkasını dönerken direğe çarptı ve tüm içecekler İlknurla beraber yere düştü. Aniden arkamı döndüm ve ona şaşkınlıkla bakan bir grup insanla karşılaştım. Neden toplanırlar ki başına alt tarafı bir kaza! Ben insanları uzaklaştırmaya çalışırken gözüme küçük bir ayrıntı takıldı. Kumral,kahverengi gözlü, zayıf bir çocuk sanırım İlknur'un fotoğrafını çekiyordu ve bende hemen Ilgın ve Sude'ye haber verdim. Sude festival alanında İlknur'un yanında durup oluşan kalabalığı dağıtmaya çalışırken bende Ilgın'la beraber İlknur'un fotoğrafını çeken çocuğu takip etmeye başladım. İnsanları gerçekten anlamıyorum neden yardım etmek yerine kızın fotoğrafını çekip öylece kalabalığa karışıyor. Tabi ki bunun nedenini öğrenmeden bize uyku yok!
I: Celine, bence daha fazla takip etmeyelim. Çok yoruldum, acıktım ve susadım. Zaten İlknur yüzünden hiçbir şey içemedim. Bugünlük bu kadar aksiyon yeter.
C: Zaten bizim evin yakınlarındayız.
Çocuğu evine kadar takip ettik ama bir dakika. Ne! Yanmızdaki evde oturuyor olmaz. Ya da olabilir mi? Bu şoktan sonra eve gidip kızların gelmesini bekledik.
C: Off sonunda geldiniz! İki saattir sizi bekliyoruz.
İ:Kızlar çok mu rezil oldum.
Sude'den:
Kimse benim arkadaşımın fotoğrafını çekemez heleki ondan habersiz.
S: Kızlar nereye gittiğini öğrendiniz mi?
C: Kesinlikle evet ama ben söylemek istemiyorum.
I: Şeyy, o bizim yan komşumuz olabilir...
S-İ: Ne!
S: Onu öldürücem.
Ilgın'dan:
Sude çok sinirli bir şekilde evden patlamaya hazır bir bomba gibi çıktı. Biz bile ne olduğunu şaşırdık.
C-İ: Sudee!!
Cameron'dan:
Gençler yemin ederim kızlardan zor kurtuldum. Ama sanırım oturduğumuz yeri öğrendiler.
M-B-J: Ne hakkında konuştuğuna dair hiçbir fikrimiz yok!
Onları olanlara anlattım. Mark dışında Joey ve Blake, bana şaşkınlıkla baktılar.
B: Neden böyle bir şey yaptın? Bu doğru değil?
Ca:Beğendiğim bir kızın fotoğrafını çektim bu suçsa...
J: Ama sen her gördüğün kızın fotoğrafını çekiyorsun.
Ca:Demek ki her gördüğüm kızı beğeniyorum.
B: Ama onlar sana sen olduğun için bakmıyorlar. Ünlüsün, çevren geniş, paran var kısaca tanındığın için senle birlikte oluyorlar.
Sanırım Blake her zaman olduğu gibi haklıydı. Tam bu sırada kapı çaldı. Joey koşarak kapıya doğru ilerledi.
Joey'den:
Kapıyı açtım ama keşke açmasaydım. Karşımda uzun boylu, zayıf, kahverengi saçlı bir kız dikilmiş bana bağırıyordu.
S: Nerde o?
Ve kimden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.
J: Kim nerde?
S: Arkadaşımın fotoğrafını çeken çocuktan bahsediyorum. Herhalde senin arkadaşın çünkü bu eve girdi ve sen tanımadığın biriyle aynı evde olamazsın değil mi?
Aklımdan binlerce soru geçiyordu. Kim bu kız? Neden burda? Bizi nasıl bulmuştu? Neden karşımda dikiliyordu? Neden bana bağırıyordu? Bir dakika neden bu bana bağırıyordu?
J: Duuur!
Bu sırada Cameron, Blake ve Mark koşarak geldi. Kız Cameron'a baktı. Mark kıza baktı.
Sanırım burda neler olup bittiğini anlamıştım. Bu kız Mark'ın beğendiği kız ve bu kız Cameron' un fotoğrafını çektiği kızın arkadaşı. Mark öne atılarak:
M: Tamam. Öncelikle sakin olun! Adın neydi tatlım?
S: Tatlım? Sen kim oluyorsunda bana (tatlım) diyebiliyorsun.
Hemen Markla beğendiği kızın arasına girip bu bağrışmaları durdurmaya çalıştım ama malesef durduramadım. Kız ne zaman bir cümle söylesek daha çok sinirleniyordu. İçimden bi ses "belki haklı olabilir" dedi. Sonuçta Cameron habersizce kızın arkadaşının fotoğrafını çekmişti, bağırıp çağırması gayet normaldi.
M: Öncelikle sakin ol! Gel içeri biraz sakinleş bizde sana olanları açıklayalım.
Ca:Aynen öyle.İstersen diğer arkadaşlarını da çağırabilirsin.
S:Neee! Arkadaşımın fotoğrafını gizlice çekip kaçan birinin evine girmemi bekliyorsun. Aa tabi şunu unutmamak lazım, bi de bana saygısızca TATLIM diyen bir çocuğun evine girmemi mi?
M: Bak sana tatlım dediğim için özür dilerim. Ama ne yalan söyleyeyim, gerçekten de tatlısın.
Mark'ın bunu demesi üzerine kız çok sinirli bir halde evin kapısını hızlıca çarpıp gitti. Hepimiz neye uğradığımız şaşırmıştık.
Ilgın'dan:
Sude çok sinirli bir şekilde eve geldi ve bize olanları anlattı. Biz gerçekten şok olmuştuk, sabaha kadar Sude'nin sinirini azaltmaya çalıştık ama hala çok sinirliydi. Daha sonra ben ve Celine yan komşumuz denilemeyecek kadar saygısız olan çocukların evine gittik ve onları son bir kez daha uyardık...
C:Eğer bizimle bir daha saygısız bir şekilde konuşup ya da habersizce arkadaşımızın fotoğrafını çekerseniz (Cameron'a dik dik bakarak) çok kötü olur.
B: Pardon ama bunları yaptık diyelim, ne yapabilirsiniz ki?
C: Bir daha yaparsanız görürsün, bu kadar meraklı olmaman gerektiğini biliyor olmalısın.
Blake o egolu ünlü bakışını Celine atıp kapıyı yüzümüze kapattı.
C: Bunlar da iyi ki bu yaşta ünlü olmuşlar egoları google earth te resmen başka bir ülke gibi görünüyor.
I: Celine boşver ya onların ne kadar çok fanı varsa o kadar onları sevmeyen insanlar da var.