Ya Hiç Olmazsak?

10 2 0
                                    

Ilgın'dan:
Aa! Buldum! Joey'nin en sevdiği golf alanını kapattırıp orada ikimize romantik bir akşam yemeği hazırliyim:) Evet bence bu muhteşem bir fikir:) Ben o golf alanını tek başıma kapattıramayacağıma göre Bay ve Bayan Birlem de oranın sahiplerinin baya bir yakını olduğuna göre...onlardan yardım almalıyım. Olanları anlattım.
An: Yaa bu çok güzel bir fikir olmuş bil.
Ba: Ben alanı kapattırıp bir masa ve yemekleri ayarlıyorum:)
An: Bende Ilgın&Joey'in kıyafetlerini yapayım:))
I: Çok teşekkür ederim siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum.
An- Ba: Ne demek;)
An: Tamam Ilgın sen Joey'i ara ve nerde olduğunu sor.
I: Tamamdır.
An: Bizde şu yeri ayarlayalım.
Aranıyor Jojo...
J: Efendim Ilgın?
I: Nerdesin?
J: Geliyorum.
I: Tamam. Demek istediğim konum söylemendi.
J: Geliyorum işte.
I: Ama-
J: Uzatma işte geliyorum dedim. Akşam yemeğine kadar gelirim. Byee bye.
Ne!? Bu neydi şimdi? Off hepsi benim hatam. Onu hep tersliyorum ama buna bir son vermeliyim. Bu sırada;
An: Ilgın tatlım bak şimdi yarın sabah şu golf kıyafetini alalım ki gideceğiniz yerle uyumulu olsun değil mi?
I: Evet tabi ama ben zaten getirdim. Yani bir golf takımım var.
Ba: Rezervasyon işi tamamdır. Ayh her şeyin elimin altında olmasına bayılıyorum. Ilgın?
I: Efendim?
Ba: Ama, ama ama mamama... Senin hiç dövmen yook!
I: Aslında yaptıracaktım ama uygun zamanı bulamadım.
Ba: Asla! Bu kabul edilemez. Hemen bir dövmeye ihtiyacın var. Bu bizim aile geleneğimiz gibidir.
I: Iııı. Joey'in de dövmesi yok ki.
Ba: Aslında var. Tam olarak sol bacağındaki baldırında ama tabi... Nasıl açıklayayım ki?
An: Neyse tatlım sen çıkar mısın biz kız kıza konuşuyoruz.
Ba: Oouı dedikodu kokusu alıyorum, dedi ve odadan çıktı.
An: Eveet artık kız kıza kaldığımıza göre ayyyy şu golf kıyafetini görebilir miyim?
I: Elbette.
Ona kıyafeti gösterirken büyülenmiş gibi bakıyordu:)
An: Joey sana yeniden aşık olacak😉
Evet şuan suratım asıldı çünkü onunla aramızın bozuk olduğunu bilmiyor. Kendimi affettiricem kararlıyım. Joey'e kötü bir şey yaptığımda eğer çok fazla sinirlenip kırılırsa yaptığım şeyin iki katı kadar karşılık veriryor. Ve ikimizde inatçı olduğumuz için işler çığrından çıkabiliyor bazen. Neden normal bir günümüz yok. Ben artık evimin balkonunda kahvemi yudumladığım günlere geçmek istiyorum. Ben kara kara düşünürken:
An: Ee deneyecek misin?
I: :/
An: Neyin var senin?
I: :/
An: Anlat bana.
Eğer konuşursam gözlerim dolucak bu yüzden susuyorum. Ama birkaç saniyelik bakışmadan sonra bütün içimi dökmeye başladım. Kelimeler hiç durmadan birbirleriyle yarışıyorlar, Joey,in annesi şaşkınlıkla beni dinliyor ve benimde gözümden yaşlar süzülüyordu. Yaklaşık 1 saat boyunca dertleştik. Sanırım bu bir saat baya iyi geldi bana. İçimi dökmüştüm.
An: Tamam. Sen şimdi biraz dinlen Joey de birazdan burda olur. Kendini üzme yarın her şeyin eskisi gibi olacağından eminim.
I: Umarım.
An: Bence yarın siz golf oynacağınız otelde kalın. Ayrıca baş başa zaman geçirirsiniz. Nasıl? Hemde bizimle burda boğulmazsınız.
I: Harika bir fikir! Siz olmasanız ben ne yapardım.
Sude'den:
Mark'ın annesi çok enerjik ve çok tatlı bir kadındı ama ne yalan söyleyeyim şimdiden yoruldum:)
M: Anneeğ?! Sudeeeğ?! Daha ne kadar gezeceğiz yeterr!!!
S:😂😂
An: Tamamm peki dönelim o zaman:)
M: Sonundaaaaa!
Kısa bir süre sonra eve vardık Mark koşup kendini yatağa attı.
An: Sen git yanına canım aldıklarımızı ben hallederim:)
S: Tamam:) Mark'ın yanına çıktım. Aahhahaa çok komik görünüyordu:)
S: Mark?😂
M: Ne? dedi yüzü yatağa gömülü şekilde ahahah.
S: Kalk hadi kıyamam ben sana:)
M: Olmaz sen yat.
S: Ya Markkk hadii kalkk dedim kolunu çekerken, oda sert bir şekilde beni çekti ve yanına düşmeme sebep oldu. Doğrulup kollarını benim iki yanıma koydu. Iıı şu an annesi girse oldukça yanlış anlar:/
S: Mark, annen?
M: Haa? Bekle bir saniye.
S: ?
Kalkıp kapıyı kitledi.
S: Mark napıyorsun yanlış anlayacak kadın?!
M: Ya anlamazsa?😏
S: Ne?😳
M: Hani sen yanlış anlayacağı şeyi düşünüyorsun ya?
S: Evet?
M: Sence de artık biraz uzamadı mı bu mevzu? Artık olsa ne olur?
S: M-mark ne diyorsun sen?! O-olmaz! H-hayır! dedim ve kapının kilidini açıp evden çıktım.
M: Nereye?!
Hiç cevap vermeden adımlarımı hızlandırıp yürümeye devam ettim. Evden uzaklaşınca gözyaşlarımı serbest bıraktım. Nasıl ya?! Hala nasıl beni buna zorlayabiliyor?! Delireceğim artık!! Evden yinede çok fazla uzaklaşmadım hala görebiliyorum. Çünkü buraları bilmiyorum. Off bir yere oturup sakinleşmem lazım. Celine'i mi arasam?
C: Alo?
S: Celine,nasılsın?
C: Pek iyi sayılmaz sen?
S: Bende öyle:/
C-S: Neyin var?
C: Bekle Ilgın arıyor,konferansa bağlıyorum.
C-I-S: Alo?
S: Heh oldu tamam.
I: Kızlar durumlar nasıl sizde?
C-S: Kötü!
I: Bende de! Neden böyle oluyor?!
C: Anlamıyorum?! Blake'in annesi beni burdan yollamak için elinden geleni yapıyor! Daha geleli birkaç saat oldu ya! Kesin bu olayın sonunda Blake'le aramı bozucak!
S: Mark'ın annesi muhteşem çok tatlı benim onunla hiçbir sıkıntım yok, benim Markla sıkıntım var!
C-I: Ne oldu??
S: Beni o fırsat için zorladı resmen kapıyı falan kilitledi!
C-I: Oha!! Bunlar abarttı iyice!
S: Evet bende bir anda evden çıktım çok sinirliyim.
C: Sana ne oldu Ilgın?
I: Joey benimle konuşmuyor!!:(
C: Şaşırmadım?
S-I: Ne?
C: Joeyle çok iyi bir çiftsiniz evet ama Joey sana o kadar güzel ve romantik davranıyor ki:) ama sen adeta bir odun! Tam tersi olmalıydı bunun:) Yani dediğim gibi Joey'e çok ters davranıyorsun,gönlünü al.
I: Yaaaaa😭😭 o kadar belli mi?! İğrenç bir sevgiliyim ben! Nefret ediyorum kendimden!!!
S: Hayır değilsin, sadece bazen davranışlarını kontrol edemiyorsun o kadar düzeltirsin sen:)
C: Bencede:) Kızlar kapatıyorum ben görüşürüz:)
I-S: Byee.
Yaklaşık yarım saattir yürüyorum ve kayboldum. En kötüsü de Mark'ı aramak zorundayım. Kendimi toparlayıp telefonu açtım.
Aranıyor...
M: Sude?
S: Hemen heyecanlanma kayboldum.
M: Vee benden yardım istiyorsun!
S: Mark!
M: Tamam bir tanem sinirlenme geliyorum. Konum at bana.
Mark konumu attım ve artık eve dönebileceğim.
Celine'den:
B: Celine nerdesin?
C: Sesime gell!
B: Ahah peki.
Blake'in odasındaydım hala bebeklik resimlerine bakıyordum.
B: Buldum seni.
Yanıma geldi ve yanıma yatağına oturdu.
C: Ee annenle nasıl gidiyor?
B: Normal :/ sanırım sen haklıymışsın.
C: Sana söylemiştim.
B: Bende böyle yapacağını tahmin etmemiştim. Normalde böyle biri değil.
C: Sanırım söz konusu sen-
B: Sen olduğunda, dedi beni göstererek. Biraz kıskandı sanırım.
C: Ahah😬
B: Ben konuştum onunla yarın akşam otele gidiyoruz zaten senin için geldik buraya malum tur var.
C: Sende beni kıskanma da.
B: Söz veremem. Celine?
C: Hı?
B: Bana o kadar güzel bakıyorsunki eğer ölürsem ki ben 9 canlıyım ;) gözlerine bakarak gözlerimi kapatmak istiyorum.
C: Gözün açık ölürsen?
B: Ellerin son kez gözlerimi dokunur o zaman?
C-B: 1-2-3 Klişeeeeee!! Ahahha.
Sanırım 5 dakikadır saçma saçma gülüyoruz.
C: Ee şimdi ne yapacağız?
B: Ben buldum ama şuan hoşuna gider mi bilemem.
C: Ne?
Blake kalktı ve kapısını kapattı. Hala anlamamıştım. Bana doğru yürüdü ve yanıma uzandı. Saçlarımla oynuyordu. Bir birimize dönük bir şekilde uzanıyorduk.
C: Ee şimdi ne yapacağız?
B:...
Cevap vermedi ama yaptığı şey anlamama yetmişti.
C: Blake!
B: Bende seni seviyorum.
C: Blake!
Bu sırada eli tişörtüme gitmiş tam onu çıkartacakken annesi kapıyı açtı.
Co: Yemek haz- Ne?!
Joey'den:
Sonunda eve varıp arabayı park ediyordum. Arabadan inip kapıyı çaldım. Kapıyı açan Ilgın'dı ve bana sıkıca sarıldı.
I: Seni çok özledim.
Ama böyle yaparsa ben kırgın kalamamki. Bütün sinirimi alıyor. Fakat bu sefer sadece sarılmak yetmiyor çünkü beni çok sinirlendirdi ve ben ona sarılamıyorum bile şu an. Sarılma faslı bitince sadece gülümsedim.
I: Ee değiştirdiniz mi bavulları dedi beni öperken.
J: Evet.
I: Hımm Joey?
J: Efendim? Eğer yine saçma sapan şeyler söyleyeceksen hiç konuşma çünkü sırası değil şuan!
I: :/ Şey diyecektim.
J: Ne?
I: Acaba yarın golf mu oynasak? Hani sen bahsetiyordun ya.
J: Ha evet benim için çoooook değerli olan insanlarla gittiğim yerden mi bahsetiyorsun?
I: Evet. Söylemiştin ya gideriz diye.
J: Bilmem. Gideriz bir ara.
Oraya Ilgınla beraber gitmeyi ne kadar çok istesemde gitmeyeceğim.
I: Ama-
J: Hem zaten sizin turunuz için gelmiştik. Dinlenirsin yarın. Bir dahaki sefere eğer sende olursan gideriz.
Sanırım biraz ağır olmuştu. Çünkü Ilgın'nın gözlerinin dolduğuna bahse varım.
I: Peki.
Akşam yemeğinden sonra kendime soğuk ve mükemmel bir bira aldım. 1 haftadır canım çekiyor. Acaba Ilgın ne yapıyor? Neyse isteseydi gelirdi yanıma. Derin bir nefes alıp gökyüzüne baktım. Daha doğrusu birilerinim göz yaşı benim gözüme girdi. Aaaa! Ilgın! Tam yukarımdaki balkondaydı. Daha fazla dayanamayacağım. Koşarak eve girdim merdivenlerden çıktım. En azından kendini misafir odasına taşımamıştı. Ama kapım kilitliydi. Kapıyı tıklattım içerden hıçkırık sesleri gelmeye devam ediyordu. Bağırmak istemiyordum çünkü annem ve babam hemen kapının önüne damlayacaklardı! Neden?? 
J: Ilgın lütfen açar mısın?
I: Hayır:/
J: Lütfen?
I: Değer verdiğin arabana veya insanlara söyle onlar yardım eder belki.
J: Ya lütfen yapma böyle. Konuşabilir miyiz artık buna son vermeliyiz?
Sonunda kapıyı açtı. Hala ağlıyordu ama. İçeri girdim ve kapıyı kilitledim. Dakikalarca sıkı sıkı sarıldık. Kollarımı bıraktığımda:
I: 5 dakika daha.
J: 😂 peki.
Kafasını koluma gömdüğü için sesi boğuk boğuk çıkıyordu.
I: Özür dilerim.
J: Bende.
Kafasını kaldırdı sulu gözlerle bana bakarak:
I: Sen neden özür diliyorsun ki? Hepsi benim suçum ufacık bir şey, bak ne hale geldi benim yüzümden.
J: Sana ne yaptığını göstermek için bende biraz fazla ileri gittim:( Çok özür dilerim. Ama lütfen bir daha hayallerimi bir çöp parçası gibi yıkıp atma:(
I: O hayal olarak kalmayacak emin olabilirsin:)
O sözleri söylediği anda adeta gözlerim parıldadı:)
J: Bir daha küsmek istemiyorum seninle.
I: Bende:) Şey yarın akşam için sana ufak bir sürprizim olabilir;)
J: Neeee?:)) Ben çok merak ederim :)) dedim ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdum:)
I: Joeyy😍
J: Evett?;)
I: Fırsat kollamalarını bile özlemişim!
J: :) Daha çok yapayım o zaman, ıı üzerini çıkarabilirsin mesela? Sonra istersen bende çıkarabilirim falan yani sıcak ya bide hani?
I: Oha😂
J: Çok mu oldu?:/
I: Ee yani biraz😂
J: Ben üzerimi çıkartsam? Çookk sıcakladım. 
I: Çıkart😳
Ahahaha Ilgın kızardı hemen ahahahaha:D
I: Iı şey... Sen benle küs olduğun arada kas mı yaptın?
J: Yoo😏 Birileri beni fazla özlemiş galiba;)
I: EVET!!
J: Ahahah :) Seni çok seviyorum.
I: Bende seni seviyorum ❤️ ve birbirimize sarılıp öylece kaldık.
Blake'den:
Off! Anneee!!!! Sinirden şuan bordoya döndüğümü hissedebiliyorum!!! Tam Celine'in o anını yakalamışken belkide artık bana açılabileceği ana bu kadar yaklaşmışken annemin odaya dalmasıı!!!!!!!!!!😡😡😡😡😡😡 Aaaaaa!!
B: ANNEE!!!!!!!😡😡😡
Co: Tam zamanında girmişim bence! Ben sizi otele falan gönderemem yalnız!
B: Anne ne diyorsun sen ya!
Co: Sende hiç sesini çıkarma tabi hemen hazır ol! İşin gücün budur zaten senin!
İşte gerçekten şu anda annemi öldürebilirim! Resmen bu cümlesiyle Celine'e o****u dedi!
C: B-ben gideyim en iyisi.
Co: BENCEDE GİT! PİS OYUNCU SENİ! RAHAT BIRAK OĞLU-
B:ANNE! o kadar yüksek sesle bağırmıştım ki Austin bile buraya geldi.
Co: Bana bu kadar ses tonu yükseltmeye hakkın yok!
B: Asıl senin Celine'e bunları demeye hakkın yok! O beni mutlu ediyor anlamıyor musun?! Sen benim mutluluğumu elimden almak için mi uğraşıyorsun?! Ne istiyorsun benden! Sinirden kontrolümü kaybetmiştim.
Celine'den:
O kadar kötü hissediyorum ki! Sevdiğim insanın annesi benden NEFRET ediyor! Ben hiçbir şey yapmadım ki! Üstelik o****u ünvanını da aldım! Gözyaşlarımı dışarı çıkana kadar tuttum ama evin kapısından dışarı çıktığım an daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Bir dakika ya niye ağlıyorum ki ben?! Yukarı çıktım ve bavulumu toplamaya başladım. Blake'in de bavulunu hazırladım ve internetten kalacağımız oteli ayarladım. Aşırı şiddetli bir cam kırılma sesi duyunca istemsizce endişelenip yukarı çıktım. Blake! Her yeri parçalamış! Elii!! eli kanıyor!
C: B-blake elin?!
B: Celine sus! kükremişti adeta cidden bu halleri beni çok korkutuyor. Blake'in öfke kontrol sorunu olduğundan o anlarda kendine hakim olamıyor, bu yüzden yanlış bir şey yapmadan onu durdurmam lazım. Yumruğunu tuttum;
C: Sakin ol. diyerek fısıldadım. Biraz da olda işe yaramıştı:) Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım.
C: Sakin ol:) dedim ve saçını okşamaya başladım.
İşe yaramıştı:) Birden Celine dedi ve kafasını bana gömdü. Ne ağlıyor muydu o? Yaaa sakın bende ağlarım:(( Herkes odadan çıktı. Courtney çıkarken HALA bana pis bakışlar atıyordu! Ama ben umursamadım. Blake'in kafasını kaldırdım. Ayy ama kıyamam ben bunaaaaaa😍
C: Niye ağlıyorsun ama senn?😍😩
B: Celine,annemden nefret etmek istemiyorum 😭
C: Etmeyeceksin zaten! Beni sevip sevmemesi umurumda değil. Beni zaten sen seviyorsun o bana yeter:)
B: :)
Blake'in eli çok fazla kanadığı için hemen onun elini sarıp resmen kaçarak internetten ayarladığımız otele gittik.Sonunda sadece ikimizdik. Blake'in annesinin benden nefret etmesi şuanda Blake yanımda oldukça umrumda değildi.
B: Ben çok özür dilerim böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim:(
C: Neden özür diliyorsun ki?:) Senin hiçbir suçun yok. Her şey güzel olsun istedin bende öyle istedim ama daha ilk günden annenin benden bu kadar nefret edeceğini inan bende tahmin edemedim😂
B: Anlamıyorum neden böyle yaptığını!
C: Boşver:) Önemli olan şuan sadece ikimiz varız:)
Keşke bunu söylemeseydim, çünkü Blake'in yüzüne o sinsi ve fırsatçı sırıtması indi ııı:/
B: Evet😏 Tamameen yalnızız:) Bizi rahatsız edebilecek kimse yok:) Kapımızı açıp içeriye dalacak kimse yok:)
C: I-ı şey orası öylede:/ Oteli mi gezsek?:/ Son çarelerimi deniyordum. Ama Blake çok kararlıydı:/ Off ne yapacağım ben ya! Ama ben hazır değilim daha! Kalktı ve kapıyı kilitledi. Telaşla yutkundum. Kaçacak bir çözüm arıyordum. Bana doğru yaklaşırken tişörtünü çıkardı ve bir kenara fırlattı.😳😳😳😳
C: B-blake n-napıyorsun?
B: Sencede çok uzamadı mı?😏 Hadi ama prenses nereye kadar kaçacaksın?;) Ne yapacağımı bilmiyordum. Çok telaşlandım. Offfff ter bastı!
Daha da yaklaşıp saçlarımı yavaşça geriye attı ve boynuma minik öpücükler kondurmaya başladı. Çok rahatsızdım. Mutlu hissetmiyorum şuan!
C: Blake- sözümü kesip beni öptü.
C: Blake dedim! Bu sefer itmiştim.
B: Off Celine yine mi ya?! Yine mi! Neden aramıza sürekli engeller koyuyorsun?!
C: Ha bu senin için bir engel mi?! İstemiyorum! Ben böyle bir şeyin daha olmasını İS-TE-Mİ-YO-RUM! ANLAMIYOR MUSUN?!
B: ANLAMIYORUM EVET! SIKILDIM SENİN BU KENDİNİ GİZLEMENDEN!
C: SENİN BİRİCİK EX İN KHOLE GİBİ K****ĞIN TEKİ Mİ OLSAYDIM HA?! HEPİNİZİN TEK AMACI BU ! SENİN GÜZEL VAKİT GEÇİRMEKTEN KASTIN BU MU? HEP AYNI ŞEY!
B: Tamamen BENİM olmanı istiyorum!
C: Ben İSTEMİYORUM! O kadar çok bağrışmıştık ki boğazım yanmaya başladı.
C: Neden? Neden bunu yaşamadan doğru dürüst sevgili olamıyoruz? NEDEEN???!!!!
B:......
C: Susarsın tabi. Haksızsın çünkü! dedim ve kapıyı sertçe çarpıp odadan çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Ama sadece biraz rahatlamak istiyordum. Önüme bakmadan hızlı hızlı yürüyordum. Ardından birine çarptım. Oou, biraz hızlı bir çarpmaydı sanırım. Çünkü sendeleyip yere düştüm😂
R: Ayy! Çok afedersin. Önüme bakmıyordum:( dedi ve elini uzattı. Elini tutup ayağa kalktım. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişi karşısında şok oldum! Bu Reed West! En sevdiğim şarkıcılardan biri. Ve çok iyi bir dansçı aynı zamanda:)
C: Bir dakika sen?:)
R: Ben Reed memnun oldum;) dedi ve elini uzattı:)
C: Celine:) Bende çok memnun oldum:))
R: Bir yerden tanıdık geliyorsun ama?? Nerden acaba?:/
O anda ona asla Blake Gray'in sevgilisiyim bu yüzden ünlendim demek istemedim:/ Çünkü Blake gerçekten sinirimi bozmaya başladı!
C: Yok sana öyle gelmiştir:)
R: Hımm peki o zaman öyle olsun;)
C: :) Garip bir sessizliğin ardından artık bu konuşmanın fazla uzadığını düşündüm ve;
C: Iı görüşürüz o zaman tekrar memnun oldum:)
R: Görüşür müyüz gerçekten?
C: Hı ne?
R: Görüşür müyüz yani?
C: B-bilmem ki:) Kader bizi tekrar karşılaştırırsa belki :)
R: Peki o zaman;) Görüşürüz :)
Sırıtmakla yetindim. Off neden bilmiyorum bir sıcakladım ve heyecan bastı:) Ay neyse yürümeye devam edeyim:)
Mark'dan:
Sude'nin attığı konuma BİSİKLETLE gitmek zorunda kaldım çünkü buraya arabayla gelmemiştik. Canım bisikletim sen olmasam ne yapardım ben:D
S: Gerçekten mi?
M: Duydun mu tatlım biri bir şey dedi?
S: Mark!
M: Ayy bende seni çok seviyorum.
S: Mark!
M: Tamam merak etme Sude seni kıskanamaz çünkü çok sinirli seni tatlı mükemmel bisiklet!
S: Mark burdayım.
Bisikletimle konuşurken Sude'nin attığı konuma vardığımı fark etmemişim bile ne hoş.
M: Ha, ıııı merhaba, dedim ellerimi kafamın arkasına koyarak.
S: Eve gidebilir miyiz?
M: Sude?
S: Ne!
M: Üzgünüm!
S: Üzgün olman yeterli değil.
M: Pişmanım?
S: Mark! Hayır, demek istediğim ben böyle bir şeye yeltenmediğim sürece sen bir şey yapma.
M: Şey biraz saçma ama sen nasıl istersen:/ Seni zorlamak istememiştim zaten. Sadece seni çok seviyorum ve seninle beraber olmak istememi normal karşılamam gerekir.
S: Sanırım haklısın.
M: Gerçekten mi!!
S: Mark! dedi yine bağırarak. Sonra sesi bir anda sakinleşti.
S: Yani hıh tabi biraz ikna edici bir konuşmaydı.
M: 🤩
S: Ama senin dediğin gibi ben ne zaman istersem?
M: O zaman olur.
S: Tamam mı?
Sude'ye karşı gelmek niye bu kadar zor! Ama artık sabrım zorlanmaya başladı. Dayanamadım ve öptüm. Sanırım akıllanamyacağım.
S: Sanırım-
M: Evet akıllanmayacağım.
S: Iııaaaaa!
M: Uu sakin. :D
İçimde yinede bir sıkıntı vardı. Ya hiç olmazsak?

Sonsuz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin