⚜️28⚜️

39.3K 1.3K 71
                                    

Arkadaşlar biliyorum geciktim ama anca sınırı geçebildiniz. E birde yorum bekliyordum tabi. Ama yine aynı şeye devam edecem. Yorum olamdan yeni bölüm atmicam. Lütfen sevgili okurlarım bana kızmayın. Yeni ve acemi bir yazar olarak bunun benim en doğal hakkımın olduğunu düşünüyorum 😊😊

20 vote

❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️👑❤️❤️❤️❤️❤️❤️

Bu yaşıma kadar bir çok defa yanlız kaldım ama hiç birinde bu kadar çok kimsesiz hissetmedim.
Hayatın cilvesi diyorlar ya hani benimki olsa olsa hayatın bana sokduğu kazık olur. Kader desem o zaten kendini aşmış yani herkes kendi halinde takılıyor. Oysaki acıları hep ben gibiler çekiyor.

.......

Uçaktan iner inmez taksi bulup yazlığın adresini verdim.
Havalar tekrar yavaş yavaş ısınıyordu o yüzden pek dert olucağını sanmıyorum. (Bu satırları aklınızda tutun lütfen )

......

Bu ne lan ! Kurtuluş savaşı bizim yazlıkda yapıldı sanılır ! Abooo ! Ortalığı bok götürüyor ya ! Belli ki uzun zamandır kimse uğramamış buraya. Gerçi uğrayanda kaçmıştır büyük ihtimal .

"Hadi bakalım Akay hanım. Hamaratlığını görelim bir !"
Napçan iç ses ! Oğlun varda bana mı alıcan !?

......

Ateşden..

Yok işe hiç bir yerde yok ! Havalimanı ! Hastane! Her yeri didik didik aradım yok işte !

Ben ayakta volta atarken Mina geldi. Biliyorum onun bir suçu yok ama sonuçta onun annesi ! Zapt etmesini bilecekti !

"A-teş gelebilir miyim ?"

"Ne oldu ? Ne istiyorsun ?"

Sonra yanıma gelip birden yere çöktü.
Napıyor bu kadın ?

"Ateş ! Yalvarırım beni affet ! Özür dilerim ! Annemi engelleyemedim ! Ne olur beni terk etme ! Oğlumu annesiz bırakma yalvarırım !"

Tövbe tövbe ! Ne saçmalıyor bu kadın ?

"Mina ne yapıyorsun ? Kalk ayağa !"

"Hayır ! Sen affedene kadar yalvaracağım !"

"Yahu kadın ! Kalksana ! Hem nereden çıktı terketmek falan ! Ha ? "

"Yani benden boşanmayacak mısın !?"

"Sen önce bir kalk hele !"

Ellerinden tutup kaldırdım. Sonrada sarılıp kulağına fısıldadım.

"Sırf annenin kızısın diye suçu sana atmam.O gün bir sinirle çıkı verdi ağzımdan işte ! Hem öyle bir şey oldu diğelim ! Ben oğlumuzu annesiz bırakıcak kadar cani bir adam mıyım?"

"Değilsin ! Aksine sen dünyanın en iyi kalpli babası ve en güçlü erkeğisin !"

......

Ohhh ! Sonunda bitti ! Pırıl pırıl yaptım vallahi ! Anneannem görse şaşırır !

Yatak odasından çıkıp aşağıya indim. Mutfağa girip dolabı açtım. Gelmeden önce aldığım bir kaç hazır yiğeceği fırına atıp masaya oturdum. Elim sürekli telefonuma gidiyordu herkesin beni merak ettiğininde farkındayım. Ama en önemlisi Ahraz . Bu zamanın içinde belki de en masum olanı en suçsuz olanı oydu. Yaşadıklarımı onun üzerinden yormamam gerekiyordu. Belki de sadece Ahraza haber verebilirdim.

Cebimdeki telefonu çıkartıp Ahrazın numarasını tuşladım. Bir-iki çalıştan sonra açıldı.

"Akay ! Güzelim sen misin ? Öldüm be güzelim seni merak etmekten ! Alo ! Akay orda mısın ?!"

Gözyaşlarıma mani olamadım ve ağzımdan bir hıçkırık firar etmişi.

"Akay ! İyimisin !? Birşey mi oldu ? Bak geleyim lütfen ! Çok merak ediyorum seni !"

"A-ahraz .."

"Söyle sevgilim ? Söyle hayatımın anlamı ? Ağlama bebeğim. Ağlama . Akıtma o inci göz yaşlarını. "

"Ahraz özür dilerim ! İnan seni bırakmak istemedim ! Ama daha fazla orda kalamazdım."

"Biliyorum meleğim. Herşeyi biliyorum. Üzülme. Hadi söyle bana nerede olduğunu geleyim yanına ?"

"A-ama başka kimseye haber vermek yok tamam mı !? Yoksa senide affetmem !"

"Tamam . Söz ! Hiç kimseye söylemeyeceğim. "

......

3.5 saat sonra....

Tatlı uykumu bölen sanki alıcaklı gibi çalan kapı olmuştu. Yerimden doğrulup kendime geldiğimde herşey bir anda film şeridi gibi önünden geçti. Koşa koşa aşağıya inip kapıyı açtım. Ama açmamla kendimi sert,güçlü bir o kadarda şefkatli kollarda buldum. Onun okyanus gibi ferahlatan kokusu kendimi salmama yetmişti.

"Ah güzelim ! Seni ne kadar merak ettim bir bilsen ! Hem sen nasıl beni bırakıpdta buralara geldin !?"

"İçeri geçelim Ahraz. Herşeyi anlatacağım."

......

"Ah benim cennet kokulum. Senin dağ gibi sevgilin var ! Neden buralara geldin ? Hemde kimseye haber vermeden. Hem beni geçtim ya dayın ? Onu da bir düşün. Bence bu olayda en masum olan kişi o ."

"Haklısın. Ama o sinirle nasıl havaalanına geldim,nasıl uçağa bindiğimi hatırlamıyorum. Bavul bile hazırlamadım. 2 gündür aynı kıyafetlerleyim. Koktum vallahi !"

"Müstahak sana ! "

"Ama sevgilim anlattım sana her şeyi!"

"Tamam tamam. Eee ? O kadar yoldan geldim . Aç mı bırakacaksın sevdiceğini ?"

"Haklısın. Özür dilerim. Ben birş eyler hazırlayayım. "

Tam kalkacakken Ahraz kolundan tutup geri oturttu. Sonra dudaklarımı o ipek kadar yumuşak dudaklarına hapsetti.

"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi ?"

"Biliyorum. Ama sende bil ki seni ne olursan ol öylede severim bunu unutma sevgilim."

Sonra kalkıp mutfağa girdim. Ahrazda elinde telefonu ile pencerenin kenarında konuşuyordu. Sanırım iş ile ilgiliydi.

......

Bu kadar kısa sürede sadece makarna ve salata yapabilmiştim. Son olarak bardaklarla içecekleri doldurup Ahrazı çağırmaya gittim. Ama çalan kapıyla yarı yoldan dönüp kapıyı açtım.

Ama gördüğüm kişi ile yerimde kaldım. Zira şuan onu hiç beklemiyordum.

PATRON vs ASİSTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin