6.BÖLÜM

129 42 56
                                    

Slm millet yine ben geldim. Burada olanlar küçücük bir yorum bırakabilir mi??

Medya URAZ ATEŞ

Yeliz Altan

Gece nöbetimizin olduğunu öğrenince   üzerime daha rahat bir şeyler giyinip gelmek için hastaneden ayrılmıştım.

Kapının önüne gelince çantamdan anahtarımı çıkartmaya üşenip kapıya vurdum. İki dakikanın ardından kapıyı yardımcımız açtı.

"Hoşgeldiniz Yeliz Hanım"

"Hoşbulduk"

Salona doğru yürümeye başladım. Bu seslerde neyin nesiydi?

Salona ayak basmamla tüm yüzler bana döndü. Bu sabah bana çarpan kız değil miydi? Peki annem neden ağlıyor? Bu adam da kim?

Kendime soru sorarak cevap alamayacağıma kanaat getirerek sessizliğimi bozdum.

"Ne oluyor burada?"

Annem kafasını bile kaldırmamış sadece ağzından ufak çaplı bir hıçkırık daha kaçmıştı.

Bu sefer sabah ki kıza döndüm.

"Sen neden buradasın. Ay dur yoksa filmlerdeki gibi sonradan gelen bütün dengeyi bozan akraba mısın bak doğruyu söyle"

Kız birşey demeden elindeki iki zarfıda uzattı. Buda neydi ya. Herşey gizemli bir hal almadan zarflardan birinin içindeki kağıdı çıkarttım.

%99 Fuat Korkmaz'ın kızı olduğum yazıyordu. Ama nasıl babam öldü benim. Hem benim babam Kadir Altan bu kim.

Bir anda gözlerim salonun sonundaki adama kaydı yok ya olamaz.

Beklemeden ikinci zarfi açtım. Burada da Yankı Korkmaz la ikiz olduğum yazıyordu. İnanmak istemezcesine yanımdaki kızın suratına daha dikkatli baktım. Aglamaktan şişmiş gözleriyle gerçekten bana benziyordu. Koltukta oturan adam en sonunda kafasını kaldırdı.

"Kızı.."

"Sakın!"

Bağırışım bütün evde yankılandı. Sakaydı dimi olmazdı böyle birşey. Hani kameralar nerde el sallıyim.

Adam ayağa kalkıp bana doğru gelmeye yeltenince bu sefer daha güçlü bir şekilde bağırdım.

"Defolun evimden ben önceden yanımda olmamış birini bundan sonra da görmek istemiyorum!"

"Ama kız..."

Kelimelerini tekrardan böldüm. o kelimeyi onun ağzından duyamazdım. Bana karşı kullanamazdı o kelimeyi. Anneme baktım bu sefer sadece kısa bir göz temasından sonra kafasını eğdi doğruydu demek nasıl ama. Karşimdaki adama döndüm bu sefer.

"Sus diyorum! Bunca sene yanımda olmamışsın ilk adımımı , ilk kelimemi, ne sevip ne sevmediğimi bilmediğin birine nasıl kizim dersin sen."

Bu sefer annemin yanına gittim demek başlamıştım bu sefer sıra ondaydi.

"Sen.. bunca sene her şeyi bilip nasil benden saklarsın. Bu yüzden miydi İstanbula gitmeyeceksin diye tutturman ben onca sene başkasına baba dedim hiç mi canın yanmadı.  Ben kızı olmadığım bir adamın soyadını taşiyorum hiç mi canın yanmıyor senin... susma konuş."

Annem bir şey söylemeyi bırak kafasını kaldırıp bakmadı bile. Kapıya doğru yürüdüm. Her zaman böyle olmamış mıydı zaten her zaman bir şey olunca kacardım sonra öğrenene kaar didiklerdim ama bu sefer başkaydı işte. Annemi ya nasıl yapabilmişti nasıl gözlerimin ta derinlerine bakarak yalan söylemişti. Peki o aam kimdi eskiden baba dediğim ama babam olmayan adam. Annemin ikinci eşiydi beklide. Tab bu adamla da evlenmişmiydi orası muamma ya neyse. Gözümden akan bir damla yaşı sildim.  Tam kapıdan çıkacakken son kez onlara baktım.

"Biyolojik annem babam olabilirsiniz ama ikinizde benim için artık öldünüz."

&&&&&&&&&

Hastaneye gelene kadar kaç tane ölme tehlikesi atlattığımı sayamamıştım. Hastaneye girdiğim anda bütün bakışlar bana döndü yani ben olsam bende bakarım ağlayarak hastaneye giren doktora.

Hiç kimseye bakmadan asansöre bindim. Odanın kapısına gelince kapıyı çalmadan odaya girdim.

Uraz Bey aynı şekilde kafasını kaldırmadan çalışıyordu. Yerime oturunca da hıçkırıklarımı durduramıyordum.

"Ağlama"

Söylediği seye aldırış etmedim.

Ne yapmıştım ben anneme yıllarca saklamıştı. Peki ikizim olan kız. Onun ne şuçu vardı oda benimle aynıydı işte aynı kaderi paylaşıyorduk.

"Ağlama dedim!"

Bir anda kükremesi son noktama gelmeme sebep olmuştu. Masanın üzerinde ne varsa duvara fırlatmaya başladım.

" Neden her seferinde biri çıkıp hayatımın ortasına sıçmak zoruda ki! Çok mu mecbur hissediyorlar kendilerini."

Bağırışlarımla beraber elimdekilerini de fırlatmaya devam ediyordum. Uraz Bey kapıyı açıp hemşireye bir şeyler dedikten sonra yanıma geldi. Bir anda çekip sarılmasıyla güçsüz olan bacaklarımla beraber yere oturduk. Beni kendine iyice çekince kafam göğsüne düştü. Bu adam demin bana bağıran değil miydi? Kendine has kokusu benim sinirlerimi alırken yatışmaya başladığımı hissettim.

Yanımıza gelen hemşireye hala yerde kafam Uraz Beyin göğsünde yerden bakıyordum. Elindeki iğnenin sakinleştirici olduğunu tahmin etmiştim. Ama ben iğneden korkarım.

Ahh evet doktorum ama iğneden korkuyorum.

"İyiyim ben iğneye gerek yok."

Uraz bey kalkmaya yeltenince daha sıkı tuttu beni.

"Sakin ol o iğne yapılacak sende sakinleşeceksin ki her an sinirin devreye girebilir."

Bir şey diyememiştim. Hemşire yanımıda dizlerinin üzerine çöktü. Kolumu tutup damarımı bulduktan sonra iğneyi yapmadan önce bana baktı.

"Yeliz Hanım kendinizi kasmayın bu size daha fazla acı verir."

Sanki bilmiyordum.
Sinirlenmeye başlıyordum evet sinirim hala yatışmamıştı anlaşılan. Bir anda Uraz Beyin kafasını boynumda hissetmiştim. Nefes alışverişleri resmen insanı mest ediyordu

"Bitti."

Ha?

Ağırlaşmaya başlayan gözlerimi bir daha açmak istemezcesine kapattım.

Nasil olmuş???

medine0253 düsüncelerini öğrenmek istiyorumm?

Sizce Uraz'ın bu dengesizlikleri ne zamana kadar sürer?

Uraz karakterini begendiniz mi??

Hadi oy ve yorummm. 😂😂

Beyaz SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin