Medya: Uraz Ateş
Bölüm benim her zaman aynımda olan biriciğim berilsu14 ithaf edilmiştir.
İyi okumalarrr.
Kafamdaki silah ne kadar tedirgin olmamı sağlasada Uraz Hocanin bagırmaları beni daha da tedirgin ediyordu.
"Lan bırak diyorum kızı. Basına bir iş gelise seni yaşatmam. Ne lan sanki ben öldürdüm. Ama seni ben öldürürüm."
Sona doğru keskin olan sesi beni daha da çok korkutmuştu. Hastane güvenliği de etrafımızı sarmışken adam beni bir köşeye çekti. Kafamdaki silahla ve iğrenc sesiyle konuşmaya başladı.
"Sen onu yaşatamadin doktor. Simdide bu kız canını teslim edecek."
"Sakın. sakın deneme bile."
Artık öğrendiğim şeyleri kullanma zamanım gelmişti. Annem beni ortaokuldayken kareteye göndermişti. Ne işime yarayacak diye gitmek istemesemde şuan gonderdiği için ona minnettardım.
Bir anda başımda olan silahı alıp köşeye fırlattım. Güvenlik zaten adamın köpeklerıni kelepcelemişlerdi. Adam daha ne olduğunu anlamadan ona doğru dönüp özel bölgesine dizimi geçirdim. Adam artık iki büklüm olmuştu. Son kez dirseğimi de kafasına geçirince adam yere düştu.
Bir anda birinin beni kendisine cevirip sarılmasıyla ne olduğunu anlamasamda genzimi yakan karandil kokusuyla Uraz hoca olduğu kesindi.
"İşte benim kızım be."
Kendi kendine fısıldadığı şeyi duymuştum ama ne demek bu şimdi. Benim kizım? Ben nerden senin oluyorum?
Benden yavaşca ayrılım suratımı ellerinin arasına aldı.
"İyi misin?"
Saşkınlıkla sadece kafa salladım. Bu adam bana ne yapıyor böyle?
Kalbim yerinden çıkmak ister gibi atarken Uraz hoca boğazını temizleyip beni merdivenlere yönlendirdi. Eli hala sırtımdayken merdivenleri çıkıp odaya geldik. Odanın kapısını açıp geçmemi bekledikten sonra kapıyi kapatıp arkaman geldi. Sandalyeme aturup ona döndüm.
"Ben hemen geliyorum bir yere ayrılma."
Deyip gitmişti. O kendine has karanfil kokusu odayı sarmışken derin bir nefes çektim içime. Neydi o telası öyle. Ban sarılınca öyle yıllarca durmak istesemde bitmişti işte. Uraz hoca anlamadığım hisler uyandırıyordu. Tamam dengesizdi öküzdü yontulmamış odundu ama yani bir Uraz hocaydı yapacak bir şey yok.
Kafamı masaya koymamla kaldırmam bir olmuştu. Uraz hoca elinde kahvelerle içeriye girdi. Yanıma gelip masanın uzerine kahveyi bıraktı ve masaya oturdu.
Kafami kaldırıp ona baktım. Amacin ne senin?
"Anlatsana"
"Neyi?"
"Kendini."
"What dedin gülüm? "
Uraz hocanın kahkahasi odayı doldurdu. Ne güzel gülmüştü ya lan. Yoksa ben içimden yerine dışımdan mı düsündüm?
"Gülüm diyorum kendini anlatsana."
Bana bakarken şaşkınca ona baktım. Ne yani kendimi mi anlatacaktım. Neden peki?
"Neden?"
Yerinden kalktı. Kapıya doğru giderken bana döndü.
"Neyse ya boşver. Hadi gel seni evine bırakayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Sır
ChickLitiki insanın birbirinden ayrı kalmaları ne kadar sürer bi iki kardeş hayatlarının neresinde birbirlerine kavuşur orasi muamma ama buluşurlar ya... Merak ettin dimi hadi okumaya başla...