"TEKRAR!!!"
Tiz çığlığım avluda yankılanırken yere düşen kılıcımın kabzasını kavradım. Kılıçlarımız havada çarpışırken çıkan ses kulaklarımızda çınladı. Kalkanıma gelen kılıç darbesiyle geriye doğru savruldum. Gelen hamleyi karşılamayı başarmıştım fakat artık bir kalkana sahip değildim. Elimde parçalanan tahtayı suratına doğru savurdum. Beni savuşturmayı başararak kılıcımın tekrar yerdeki yerine dönmesini sağladı. Soğuk metalin ucu boğazımı bulduğunda sitem ettim.
"Beni çok zorluyorsun Styles."
Tek kaşını kaldırarak terden sırılsıklam olmuş buklelerini yüzünden çekti.
" Üzgünüm prenses. Eğer devam etmek istemiyorsanız annenizin çay partilerine dönebilirsiniz." dedi alayla.
"Benimle bu şekilde konuşma Harold. Ben kralın kızıyım. " sesim tahmin ettiğimden de sinirli çıkmıştı.
" Hadi ama Cath... Artık bana da mı böyle davranıyorsun?" bana kırılmış olan çocukluk arkadaşıma baktım. Başını öne eğmiş, çenesi kasılmıştı. Bu hali bana yüksek bahçedeki günü hatırlatmıştı. O zamanlar Harold'ın saçları düz ve sarıydı.
FLASHBACK
"Harry lütfen yavaş ol."
Hızla arkasından koşuyordum. Ayaklarıma dolanan sarmaşıklarla yere serildim. Pembe, fırfırlı elbisem çamur içinde kalmıştı.
"Ahh!".
Ağlamaya başladığımda Harry koşmayı kesip yanıma geldi.
"İyi misin?".
" Harry canım acıyor.".
Kabarık eteğimi dizime kadar çekerek bacaklarıma baktım. Sol dizim kanıyordu. Harry kalkmama yardım etmişti. Bahçedeki büyük çeşmenin önüne oturmuştuk. Elini suya daldırıp avucundaki suyla dizimi silmişti.
"Şimdi iyi misin?".
Başımı 'evet' anlamında salladım. Göğsünü öne çıkartıp ellerini yumruk yaparak konuştu.
"Alexander Miranda Cathlin Rosewood, bu günden itibaren senin şovalyenim. Seni yaratıklara karşı koruyacağım. Ve kocaman ejderhama binip beraber dolaşa-" sözünü keserek araya girdim.
"Ejderha diye birşey yoktur Harold.".
...
ŞİMDİKİ ZAMAN
İşte o zamanda başını eğmiş ve somurtmuştu.
"Ejderha diye bir şey yoktur Harold." diye mırıldandım.
Başını hızla kaldırarak zümrüt yeşili gözlerini gözlerime dikti. Hatırlamış olacak ki suratında oluşan tebessüme engel olamamıştı.
" Üzgünüm Harry... Ama ikimiz de büyüdük. Artık yüksek bahçede oynayan küçük çocuklar değiliz. Bir prensese yakışır şekilde davranmalıyım.".
Yüzündeki tebessüm solarken mırıldandı.
"Üzgünüm leydim. Artık o saçma veletler olmadığımızı hatırlattığınız için teşekkür ederim. Hizmetlilerinize temiz bir elbise ve sıcak su hazırlamalarını söylerim. Eminim banyo yapmak istersiniz.".
Reverans yaparak hızla ahırların olduğu tarafa yöneldi. Yerdeki kılıcımı alarak odama gitmeden önce kahyaya seslendim.
"Atımı hazırlayın. Sör Styles'ınkini de...".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STORM OF SWORD
FanfictionUzun zaman önce büyük bir krallıkta yaşayan soylu bir aile ve mutsuzluklarını gizlemek için dönen oyunlar... Sırların ve entrikaların arasında kaybolmuş genç bir prenses. Prenses karanlık oyunların içinde kaybolurken aşkı ve kardeşleri onu bu karan...