Perdemin açılıp, güneş ışınlarının yüzüme vurmasıyla uyandım. Her zaman ki gibi Sofia beni uyandırmak için buradaydı.
"Leydim, uyanmalısınız. Bugün önemli bir gün."
"Uyumaktan daha önemli ne olabilir Sofia?"
"Bugün turnuvalar başlıyor Leydim. Prenslerimiz, başka krallıklardan gelicek prensler ve şovalyeler ile karşılaşıcak."
"Peki kazanan kişiler Kral'dan ödül olarak ne alacak? Yani babam abilerime ödül olarak ne verebilir ki?"
"Diğer krallıklardan gelen prensler ve şovalyeler kral'dan büyük bir ödül alıcak. Ama bu ödülün ne olduğu henüz bilmiyor. Bizim prenslerimiz ise kral adayı oldukları için kazandıklarında halkın sevgisini ve güvenini kazanacak. Bu yüzden bu prenslerimiz için önemli bir turnuva."
Sofia bana turnuvayı anlatırken ben hazırlanmış ve onu dinlemiştim.
"Anladım Sofia. Bilgi verdiğin için teşekkürler." Diyerek ona gülümsedim. Bana geri gülümsedi. Tam kapıdan çıkacakken Sofia bana seslendi.
"Leydim bir şey daha var."
Ona sorarcasına baktım. Konuşmasına devam etti.
"Bugün kral'ın çok özel bir konuğuda aramızda olacak. Şuan da aşağıda. Sizinle birlikte kahvaltıya katılacak. Ve turnuvalara da."
"Kim bu özel konuk?"
"Knight krallığından Prens Nathan Knight."
"Teşekkür ederim Sofia. Öğrendiğim iyi oldu."
Odadan çıktım ve yemek odasına doğru yürümeye başladım. Prens Nathan gerçekten özel biri olmalı ki babam onu yemeğe davet etmişti. Turnuva günü bütün prensleri ağırlayabilirdi. Sadece Prens Nathan'ı ağırlamış olması biraz düşündürücüydü. Belki krallar iyi anlaşıyordur diye tahmin yürüttüm ve bu konuyu düşünmekten vazgeçtim.
Odanın kapısına geldiğimde buraya gelirken kimse ile karşılaşmadığımı fark ettim. Kahvaltıya geç mi kalmıştım acaba?
"Kahvaltı başladı mı?" Diye görevlilere sordum.
"Evet leydim. Kralın konuğu erken geldiği için kahvaltıya da erken başlandı."
Başımı onaylarcasına salladım ve tüm cesaretimi toplayıp görevlilerin büyük beyaz kapıyı açmasını bekledim. Kapı açıldığında tüm kafalar bana doğru döndü. Asaletimi hiç bozmadan içeri doğru yürüdüm. Kralın yanında durdum.
"Geç kaldığım için üzgünüm kralım. Kahvaltının erken yapılacağını bilmiyordum."
"Oysa ki haber yollamıştım. Ama önemli değil Miranda geç otur lütfen." Dediğini yaparak Harry ve Zayn'nin ortasındaki yerimi aldım. İkisine de gülümsedikten sonra kahvaltıma başladım.
"Miranda Prens Nathan ile tanıştın mı?" Diyerek karşımda oturan kumral, kahverengi gözlü çocuğu gösterdi. "Prens Nathan, bu kızım Miranda. Miranda, Knight krallığından Prens Nathan Knight ile tanış. Babası çok eski bir dostumdur."
"Tanıştığımıza çok memnun oldum leydim. Bu bir onurdur."
Ona gülümsedim.
"Bende çok memnun oldum. O onur bana aittir."
Bana gülümsediğinde yemeğime geri döndüm. Kahvaltı bittiğinde kral beni odasına çağırdı. Önemli bir durum yoksa kimseyi odasına çağırmazdı. Bana ne söyleyeceğini merak ederek odasının önüne geldim. Kapıyı çaldığımda içeriden bir 'gir' sesi yükseldi. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Arkamdan kapıyı kapattım.
"Beni çağırmışsınız kralım."
"Geç otur Miranda." Diyerek sandalyeyi gösterdi. Sandalyeye oturduğumda konuşmaya başladı.
"Seninle çok önemli bir konuyu konuşmak istiyorum Miranda."
"Dinliyorum."
"Biliyorsun ki Knight krallığı çok eskiye dayanan bir krallık. Ve Knight krallığı ile dostluğumuzda çok eskiye dayanır. Kral Nikolaj ise benim iyi bir dostumdur."
Bunları bana neden anlatıyordu ki? Benim Knight krallığı ile ne ilgim olabilirdi?
"Krallığımızı güçlendirmek için Rosewood ve Knight krallığı birlikte iş birliği yapmalılar. Krallıkları birleştirmek için ise bir evlilik gerekiyor. Yani demek istediğim senin Prens Nathan ile evlenmeni istiyorum."
"Ne?!"
Yüksek çıkan sesime engel olamayarak ayağa kalktım.
"Bunu benden nasıl istersin! Bunu istemiyorum. Onunla evlenmeyeceğim."
"Ben senin kralınım Miranda! Bu bir emirdir!"
"Aynı zamanda babamsın ama! Hayatım boyunca mutlu olmayacağımı bildiğin halde bunu benden nasıl istersin!"
Gözümden bir damla düştü. Buna inanamıyordum. Yapmak istemediğim bir şeyi zorla yaptırmak istiyordu. Ve bu konu evlilikti. Hayatımı paylaşacağım kişiyi önce tanımam ve sevmem gerekliydi.
"Bunu krallık için yapacaksın!"
"Krallığımız gayet iyi durumda. Onlarla olan dostluğumuz yetmez mi? Hem tanımadığım bir adamla nasıl evlenmemi beklersin!"
"Tanı o zaman Miranda! Kararlarımı sorgulayamazsın. Bu kadar. Konu kapandı. Onunla evleneceksin."
Hıçkıra hıçkıra ağlarken ona son bir umut baktım. Sert ve kararlı gözleri bir noktaya odaklanmış bakıyorlardı.
"Baba lütfen yapm-" sözümü yanağıma atılan sert tokatı ile kesti. Şimdi herşey bitmişti. Sefil bir halde kapıya yönelirken son kez konuştum.
"Kralımsın ama artık babam değilsin. Senden nefret ediyorum."
Sürpriz! Bölüm erken geldi! İyi okumalar ♡ -Gaye
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STORM OF SWORD
FanfictionUzun zaman önce büyük bir krallıkta yaşayan soylu bir aile ve mutsuzluklarını gizlemek için dönen oyunlar... Sırların ve entrikaların arasında kaybolmuş genç bir prenses. Prenses karanlık oyunların içinde kaybolurken aşkı ve kardeşleri onu bu karan...