Malia sabah bütün işlerini halledip anma törenine kadar izin istedi. Malia'nın yaşlı anne ve babası vardı. onlara bakmak zorundaydı. Gwen izin verdi. ve kendini doğruca ormana attı.
yol boyunca biraz korksa da pişmanlık duysa da geri dönülecek hiç bir şey yoktu. Bunu yapmazsa babasını kaybedecekti. Zaten anlatamazdı. O varlık onu öyle mühürlemişti. geri dönmeyi istese ayakları geri dönmüyordu. Beş kapılara az kalmıştı. Dördüncü kapı sunaklarla kaplıydı. Eğer bir şeye sürtünürse bile acı çeken bir ruhu serbest bırakabilirdi. Dikkatli bir şekilde dördüncü kapıdan geçti. Ve işte son kapı. Uçsuz bucaksız bir nehir ölüm kadar soğuk ve ıssız...
Varlığın dediği gibi beline kadar gelecek şekilde suya girdi. Elindeki tılsım titremeye başlıyordu. Ortaya kadar geldi. Gözlerini kapattı. Varlığın dediklerini hatırladı. İçinden iki kere Arthur Pendragon'un ismini söyledi. Üçüncüsünü var gücüyle bağırarak söyledi. "ARTHUR PENDRAGON!!!" tılsımı suya fırlattı ve beklemeye başladı. Su köpürmeye başladı köpürdükçe yükseliyordu. Gökyüzünde siyah hareket eden bi yarık oluştu. Nehir daha çok köpürmeye başladı. Malia çığlık seslerini duyuyordu. Ellerini kulaklarına götürdü. Ve sudan yavaşça birisi çıkmaya başladı. Yavaş yavaş doğruluyordu. Malia'ya yaklaşıyordu. Başı öne eğikti yüzünü göremiyordu. Malia'nın karşısında durdu ve başını kaldırdı. Malia nerdeyse düşüp bayılacaktı. Bu Kral Arthur'du. Evet oydu. Aynı zırhı kılıcı pelerini. Bu Camelot Kralı Arthur'du. Varlık bi anda belirdi. Sesi keyifli geliyordu. "Harika bir iş çıkardın Malia. Ödülünü en kısa zamanda alacaksın."
Arthur Malia'ya dönüp "emrinizdeyim efendim" dedi. Malia şaşırsa da bu çok hoşuna gitmişti. Varlığa dönüp şaşkın şaşkın bakmaya devam etti.
"Sana ne söylemiştim? Ruhlar bedenlerinden ayrıldığında kişilik değiştirirler. Şu an onu geri döndüren sensin ve sana itaat edecek. Unutma benim dediklerime göre hareket edeceksin. Anma törenine az kaldı. Sen önden git Arthur arkadan gelecek. Tam Anma töreni başladığında tören yerine bizzat giriş yapacak. Hadi git şimdi. "
Malia başını öne eğdi. Geri geri yürüyerek "emredesiniz efendim" diyerek doğruca Camelot'a döndü.
Arthur da bir süre bekledi o da Malia'nın arkasından Camelot'a döndü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALBİON
FantasyEFSANE ŞİMDİ BAŞLIYOR! CAMELOT'UN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK KRALI ARTHUR PENDRAGON BÜYÜNÜN VE DOĞRULUĞUN SAVAŞIYLA YENİDEN DOĞUŞU VE ALBİON TOPRAKLARININ BAŞINA GEÇİŞİNİ BİR HAYRANIN HAYALİNDEN DİNLEMEYE HAZIR MISIN? O ZAMAN ALBİON'UN KAPILARI SENİN İ...