ŞÜPHELER

68 8 1
                                    

"Arthur? Sen uyumadın mı?"
Gwen yatağında doğrulup başını Arthur'un omzuna koydu. Arthur Gwen'e döndü küçük bir gülümsemeyle "uyku tutmadı seni de uyandırmak istemedim" dedi.

Arthur görünümlü Du Lac Camelot'a döneli bir hafta olmuş ve Gwen ne zaman uyansa Arthur'u uyanık odada gezinirken buluyordu. Bu işte bir terslik vardı ancak Gwen ortamın büyüsüne öyle kapılmıştı ki... Arthur'daki farklılığı farketse de "acaba neden?" diyemiyordu. Ha bir de Arthur'un gideceği düşüncesi içini kemiriyor gidişini kaldıramayacakmış gibi hissediyordu. Malia, o varlığın dediklerini aynen uyguluyor her gün yemeğine varlıktan aldığı iksirden damlatıyordu. Böylece Gwen olanların farkına varsa dili mühürlenecek ve asla konuşmayacaktı. Sevdikleriyle Arthur için mücadeleye girecekti gerekirse kan dökülecekti fazlasıyla hem de...

Gün henüz doğmamıştı. Merlin gece boyunca kütüphanede araştırma yapmış ve pili bitmek üzereydi. Gözleri kan çanağına dönmüş ama hala efsane ve o yüzü görünmeyen varlık hakkında bir bilgi bulamamıştı.
Gaius'la araları biraz iyileşmişti ancak Gaius da bir şey bilmiyordu. Onu ne kadar zorlayabilirdi ki. Merlin Gwen'in yanına gitmeye karar verdi böylece ondan bir akıl alabilirdi. Odanın kapısını çaldı. İçerde sadece Arthur vardı. Sandalyede olabildiğince dik bir şekilde oturuyor ve hiç hareket etmiyordu sanki karşısında canlı bir heykel vardı. Merlin iyice yaklaştı. Göğüs kısmına dikkatle baktı nefes alıp verme de yoktu sanki. Elini Arthur'un boynuna götürüp nabzına bakmak istedi. O an Arthur ani bi şekilde ayağa kalktı elindeki hançeri Merlin'in boynuna dayadı. "Ne yapmaya çalışıyorsun seni aptal hizmetçi parçası!!!"
Merlin o an donup kalmıştı vücuduna bir sıcaklık yayılıp kalbine hançer gibi saplanmıştı sanki . Çünkü ne zaman Arthur sinirli olsa da asla böyle kaba olmaz ve böylesine kin ve nefret kusarcasına bakmazdı. Arthur'un gözleri herzaman merhamet dolu bakardı. Merlin'i bir hizmetkardan çok dost olarak görürdü. kalbindeki acıyı daha çok hissediyordu. Artık emindi o Arthur değildi. O şey bir zamanlar Lancelot'ta olduğu gibi bir gölgeydi. Merlin hançerden kurtulmaya başarmış,kendini dışarı atmıştı.
Koşarken Gwen'le nerdeyse çarpışacaktı. Ona gerçeği anlatmalıydı. "Leydim sizinle konuşmam gerekiyor çok önemli lütfen benimle gelin."
Gwen tamam anlamında başını sallamış doğruca konsey odasına gitmişlerdi Gaius'un da haberi vardı o da konsey odasında bekliyordu.
Merlin direk konuya girdi. Arthur'a benzeyen o şeyin aslında Arthur olmadığını sadece bir gölge olduğunu söyledi. Hepsi Malia'nın oyunları yüzünden olduğunu anlatmaya çalıştı. Ancak Gwen boş boş Merlin'e bakıyordu. Ve bir anda onun üstüne yürüdü. "Krala saygısızlıktan ve masum bir insana attığın iftiradan dolayı seni şu an zindana attırabilirim ve büyücü olduğun için idam ettirebilirim. Haddini fazlasıyla aşıyorsun. Efsane hakkında bana yalan söyledin. Ama bak işte Arthur geldi. Geri döndü. Daha ne istiyorsun Merlin. Seni bir dost olarak gördüm yıllarca hizmet ettiğin insanı tanıyamamışsın. Şimdi gözüme gözükme de çık dışarı" Merlin açıklama yapacaktı" Ama Ley-" Gwen bağırdı" Çık dışarı dedim sana!!! "

Merlin çaresizce konsey odasından dışarı çıkmıştı. Gaius Gwen'in önünde eğilerek ''izninizle Leydim'' diyerek O da odadan çıkmıştı.

Merlin sarayın girişindeki merdivenlerde oturuyordu. kendisine destek çıkacak en önemli kişiyi de kaybetmişti. Du Lac'ı yok etmeden önce Gwen'in üstündeki büyüyü kaldırmalıydı tabi bunun öncesinde Malia'nın icabına bakmalıydı. O'ndan o kadar nefret ediyordu ki. En acı ölümü seçmeliydi. Gaius'un yanına gelip oturduğunu bile farketmemişti.

''Canını sıkma desem de bir faydasının olmayacağını biliyorum ancak Merlin senden yeni bir dünya kurman isteniyorsa senin bu zorlukları aşabileceğinin de biliniyordu. Bu zorluğun üstesinden sadece senin gibi kudretli bir büyücü gelebilirdi.''

Merlin bütün bunların farkındaydı. Ancak öyle çaresiz durumdaydı ki. Kusursuz bir plan yapıp önce Malia'nın icabına bakmalıydı. Ardından Gwen'i kurtarıp o gölgeyi yok etmekti. Aklına bir plan gelmişti. Gaius'a planını anlatmaya başladı. ''Bundan sonraki zamanımı sırf Malia'yı takip ederek geçireceğim. illaki o varlığın yanına gidecek. O an Malia'yı suç üstü yakalayıp öldüreceğim. O varlık o zaman gerçek yüzünü gösterecek. Zaten bu dünyaya gelmeye hazırlanıyorsa amacına ulaşmaya az kalmış olabilir. Böylelikle o varlığın kim olduğunu da öğreneceğiz. Aklıma şu an birisi gelmiyor Gaius. Kafayı yemek üzereyim...''

Gaius planı beğenmişti ancak suç üstü yapmak için illa o varlığın yanına gitmesine gerek yoktu büyünün etkisini artırmak için Malia illaki bir şey kullanıyordu. bunu bile yakalasa Merlin büyük bir şey başarabilirdi. iksiri panzehirle değiştirebilirse Malia kendi kendini ele verebilirdi. Planı bununla değiştirmesini söyledi. Böylelikle daha iyi bir suç üstü olacaktı. Merlin'in kafasına yatmıştı bu fikir. Şimdi tek bir şey kalmıştı o da Malia'nın elindeki iksiri panzehriyle değiştirmek...

ALBİONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin