Gaius odasına girdiğinde buruk hissediyordu. Her şey aynı, eşyalar yerli yerindeydi. Odanın içinde dolandı, derin bir nefes aldı. Sanki bu odaya kavuşunca hayata geri dönmüş gibiydi. tüm hücreleri yenilenmiş gibiydi. Kitaplarına, simya aletlerine dokundu. O da ömrünü Arthur doğduğundan beri Camelot'a ve Arthur'a adamıştı. Çok şey görmüş, şahit olması acı olan şeylere şahit olmuştu. ''Umarım ALBİON herkese barış ve huzur getirir'' diye içinden geçirdi.
"Ömrünün geri kalanını tekrar Camelot'ta geçireceksin deseler gerçekten inanmazdım."
Derin bir iç çekti. Her şey bıraktığı gibi duruyordu. Kitapları çalışmaları her şey.
"Yeni saray hekimi başka odada kalıyor sanırım" "Merlin? "
Merlin odada yoktu.
''nereye gitti bu yine?''
kapıya doğru yönelince Merlin'le ikisi çarpıştılar. Tabi eşyalar da her yere saçıldı.
''Bir kere sakar olamadan duramıyorsun değil mi? sanırım beynim beni terketti.'' başını ovuşturuyordu.
Merlin şaşkın bir ifadeyle Gaius'a baktı.
''Bir kere suçu bana atmasan olmuyor değil mi ihtiyar? önüme sen çıktın benim suçum yok ki...''
Gaius odayı gösterdi. Nerdeyse mutluluktan ağlayacaktı.
'' Bak Merlin, her şey bıraktığımız gibi duruyor. kitaplarım çalışmalarım yatağım...''
Merlin Camelot'a geri dönmeyi en çok Gaius için istiyordu. Büyü yaparak yaşın dondurmuştu ancak onun hep rahat etmesini istiyordu. annesinin ölümünden sonra Gaius'a eskisinden daha çok bağlanmıştı. Bir an gözünün önüne annesinin ölümü gelmişti. O korkunç salgın hastalıkta salgının dağılmaması için Ealdor köyünü diri diri yakmışlardı. Yetişememişti. Annesini kurtaramamıştı.
''Nasıl, eşyalarınızı yerleştirebildiniz mi bakalım?''
Gwen, kapının eşiğinde bekliyordu. Gaius Merlin'i göstererek ''Sayesinde odayı çok güzel yerleştirdik her yeri dağıtmayı becerdi.''
Gwen güldü''Akşam yemeğinde bana katılmanızı istiyorum bunu söylemek için gelmiştim.''
Gaius ''size zahmet verme-'' Merlin araya girdi '' Tabiki katılırız. Akşam yemeği saatinde orda olacağız majeste.''
Gwen ''Beni çok mutlu edersiniz sizi bekliyor olacağım'' Gaius sevimli sevimli güldü ''Iıı ehe ehe tabi leydim yemek saatinde orda oluruz.''
Gwen dışarı çıktığında Merlin kafasına bir tane tokat yedi. '' hey n'apıyorsun n'aptım yine?''
Gaius ''Hemen neden atlıyorsun sazan balığı gibi.''
Merlin kafasını ovuşturarak ''Ama yemeğe davet etti reddetmek çok mu doğru??''
''Bazen beni çileden çıkartıyorsun Merlin''
Merlin muzipçe güldü ''En iyi yaptığım şey Arthur da böyle derdi''
Merlin'in yüzündeki gülümseme bir an da kaybolup yerine acı dolu bir yüz ifadesi aldı. Sahi şimdi hayatta olsaydı ona hiç bıkmadan hizmet ederdi. Bir dediğini iki etmezdi. Büyü gücünü öğrendiğinde kendisine kırılmış olsa da bunca zaman onun için yaptıklarını düşününce son kez ona tek dostu olduğunu söyleyip teşekkür etmişti.
Gaius, Merlin'e baktı. yanına yaklaşıp ona sarıldı.''Daha ne kadar kendini suçlayacaksın Arthur'un ölümü için?''
Merlin gözyaşlarını sildi. Gerçekten ölümünden beri hep ağlamış hep de kendini suçlamıştı'' onu kurtaramadım Gaius. Benim kaderim Arthur'un yanında olmaktı. Görevim canım pahasına Arthur'u koruyup kuracağı yeni dünya'da ALBION'un doğuşunda yardım etmekti. Ama ben onu Avalon Gölü'ne yetiştiremedim. Kendimi asla affetmeyeceğim.''
Gaius, Merlin'in yeni dünyanın gücünü birleştirmede Arthur'a yardım edeceğini biliyordu. Zaten asıl efsane Arthur öldükten sonra başlayacaktı. Büyük Ejderha yani Kilgara Merlin'e de tam olarak bunu söylemişti.
'' Bak Merlin, sana biçilen bu muazzam kader belki de kimseye biçilmedi bunca zaman. Sen geçmişin ve geleceğin en kudretli büyücüsüsün. Lakin ne kadar kudretli olursan ol asla kaderinden haberdar olamaz ve kaderini değiştiremezsin. Değiştireceğim deyip yaptığın müdahaleler sadece kaderin gerçekleşmesini geciktirir. Senin kaderinde bu vardı Merlin. Bunu ejderhanın yanı sıra bütün rahipler, kahinler, katalar, druidler biliyordu. Daha ALBİON'un zamanı gelmedi. Arthur bir gün yeniden doğacak. ve ALBİON'u birlikte kuracaksınız. Bunu ancak sen yapabilirsin Merlin. ALBİON gelmiş geçmiş en muhteşem krallık olacak. ve Arthur'da gelmiş geçmiş en muhteşem kral olacak. ALBİON kurulduktan sonra eminim ki senin gibi özel yeteneği olan insanlar hakettiği gibi huzurlu bir yaşam sürecek.''
Merlin buğulu masmavi gözleriyle Gaius' baktı. içinde biraz umut dalları yeşermeye başlamıştı.
''Sahiden de öyle mi düşünüyorsun? Bunu başarabilecek miyim?''
Gaius '' Aslında bu efsane sadece senin üzerine kurulu biliyor musun?''
Merlin şaşırmıştı. Evet Evet bunu Kilgara da söylemişti.
''Arthur sadece kral Merlin. Ama asıl görev sana düşüyor. ALBİON öyle bir krallık olacak ki bunu ancak sen birleştirebilirsin. Sen Arthur'a yardım edecekmişsin gibi görünse de aslında Arthur sadece yanında olacak.''
Merlin bir kez daha bu efsanedeki önemini hatırlamıştı. Zor da olsa gülümsemeyi denedi.
''Hadi ama koca kafa atlar bile senden daha güzel gülerdi. '' ikisi de gülmeye başladı. Merlin Gaius'a uzun uzun baktı. ''Beni hiç bırakma olur mu?'' Gaius duygusal havayı dağıtmak için ''sen büyüyü bozmadığın sürece seni asla bırakmayacağım.'' Merlin gülümsedi.
''Hadi'' dedi Gaius. ''Kraliçemizi daha fazla bekletmeyelim...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALBİON
FantasyEFSANE ŞİMDİ BAŞLIYOR! CAMELOT'UN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK KRALI ARTHUR PENDRAGON BÜYÜNÜN VE DOĞRULUĞUN SAVAŞIYLA YENİDEN DOĞUŞU VE ALBİON TOPRAKLARININ BAŞINA GEÇİŞİNİ BİR HAYRANIN HAYALİNDEN DİNLEMEYE HAZIR MISIN? O ZAMAN ALBİON'UN KAPILARI SENİN İ...