Üzülerek söylüyorum ki artık sınır koyuyorum. Vote sayıları fazla düşük 😢.
Ha bir de, 3 dostunu şuraya etiketlersen minnettar olurum cancağızım. 👉🏼
.
.
.
.
.Sınır ---> 80 oy + 30 yorum.
.
.
.
.
.
.Keyifli okumalar..
(Medya nasıl olmuş bu arada?)
Terleyen yüzüme yapışmış saçlarımın verdiği rahatsızlıkla kıpırdanıp gözlerimi açtım. Bacaklarıma sıkıca dolamış olduğum yorganımı üzerimden atıp oturur pozisyona gelerek ellerimle yüzümü sıvazladım. Bir kaç saniyenin ardından rüyamı hatırladığımda gözlerimi kapatıp kendimi geri yatağa attım. Artık ciddi anlamda kafayı bozmuştum. Renkli gözlü adam üzerim yürüyordu ve ben de geriye giderken birden bire ayağım kayıyor ve en tepesine çıktığımız binanın terasında düşmek üzereyken bir kol yakalıyordu elimi. Başımı kaldırıp bakacağım anda uyanmıştım. Ah tam da zamanıydı!
Sinirle yorganımı tekmeleyip yatağımdan terden leşleşmiş bedenimi çıkardım. Banyoya ilerlerken odada tek olduğumu beynim yeni yeni idrak etmişti. Hızlıca işlerimi halledip her daim sandalyemin ucunda duran hırkam ve yazmamı alıp yorgun adımlarımı da alarak odadan çıktım. Aynı anda karşı odadan çıkan Nihal'le selamlaşıp dinlenme odasına ilerledim.
Gıcırdayan kapıyı sonuna kadar açıp içeriye hızlıca göz gezdirdiğimde aradığımı bulamamanın verdiği huzursuzlukla pencereye doğru ilerledim. Perdeyi çektiğimde karşılaştığım boşlukla Zeynep'in nereye gitmiş olabileceğini ciddi anlamda düşünemiyordum. İçimdeki saçma sapan kuşkuların nedenini anlayamamam gibi...
Seri adımlarla geri odama girip yatağın altına düşmüş telefonumu aldım. Saate baktığımda neredeyse öğlen olmak üzereydi ve ben hayvan gibi yatmama rağmen uykusuzluktan ölecekmişçesine berbat hissediyordum. Vücudumu kaplayan yorgunluk geri yatmam fısıldarken dayanamayıp yatağıma, doğru bir stil olmadığını bilmeme rağmen, yüzükoyun yattım. Elimdeki telefona zar zor bir saat sonrasına alarm kurup pençelerini geçirmek için sabırsızlanan uyku aslanının göğsüne yasladım ruhumu.
...
Uyandığımda hiç de ayarladığım gibi işler gitmemiş, bir saat olarak düşlediğim uykumun tam iki buçuk saat sürmüş olmasının sıkıntısı dolmuştu içime. Ağrıyan karnımı elimle sıvazlarken yüzükoyun yatmanın acısını çok fena çekiyordum. Ağzımdaki mayhoş tatla midem bulandı. Oturur pozisyona gelip yanımda duran telefona uzandım. Zeynep'in aramasına geri dönüp gözlerimi ovalayarak uykumu kaçırmanın yollarını aradım. Kibar sesi kulağıma ulaştığında kuruyan boğazımla zorlukla konuşmaya çalıştım. " Neredesin sen?" diye kısaca sorguladım. Sesimdeki soğuk tını beni kendime getirirken kapalı olduğunu yeni fark ettiğim gözlerimi açtım ve ayağa kalkarak pencerenin önüne ilerledim. Beyazın damladığı şehrin siyah dumanlar çıkartan büyük çatılı evlerini izledim.
"Okuldayım Begüm nerede olabilirim Allah aşkına?" diye serzenişini duyunca söylediklerini düşündüm bir süre. Kendi okulum da vardı... Nasıl unutmuştum ama?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIĞIM OL
SpiritualHayaller vardır, yaşanamayacak kadar kurgusal... Gerçekler vardır, yaşanamayacak kadar acı... Ve tüm insanlar aynı karışımı yapıyordu: "Kurgusal Acı" iksiri... İlk kitabım. İnşallah beğenirsin... Desteklerini çok ama çok bekliyorum... İlerleyen bö...