Sevgilimin kolları arasında... - 6

163 14 0
                                    

Ani bir şekilde ilham geldi ve şuan -bugün ikinci kez- yazmak için bilgisayarın başına geçtim :D Umarım beğenirsiniz.

6.Bölüm:

Bu düşünceyle birlikte birden sıçrayarak doğruldum. Hayır, doğru olamazdı değilmi? Ben nasıl aşık olurum! Annemi daha yeni kaybettim bu acının üzerine aşık olamam! annemi ne kadar çabuk unuttum ben böyle? bu düşünceler aklımdan geçerken yatakta doğrulmuş bana bakan Berkenin şaşkınlığına aldırmadan birden ona sarıldım ve hıçkırmaya başladım, pişmanlık tüm bedenimi esir almıştı. Ben.Anne kuzusu Alev. Onu ne kadar çabuk unuttum! Haykırmak istiyordum, delice bağırmak ve ''seni unutmadım!'' diye çığlık atmak. Ama yapamadım, onun yerine bana ikide bir ne olduğunu soran Berke'nin kollarında ağlamaya devam ettim. 

''Ne olduğunu anlatacakmısın Alev?''

''B-ben annemi unuttum Berke. Bunu nasıl yaparım!? Daha biraz önce bir partiden döndük ve ben kahkaha atıyordum! kahkaha! eğleniyordum Berke, ne çabuk unuttum annemi! kendimi bok gibi hissediyorum!'' Bu sefer cümleme kısık başlayıp bağırarak bitirmek gibi birşey yapmamıştım. Başından beri bağırıyordum zaten.

''Hayır Alev onu tabikii unutmadın. Şuan unutsaydın biz bunları konuşuyor olurmuyduk hiç? Bak sen sadece acısız bir gün geçirmek istedin bunda kötü birşey yok tamam mı? Bir günlüğüne bütün dertlerinden kurtulmak istedin. Hem sana bunu ben söyledim, burada bir suçlu varsa benim. Anlıyor musun? Şimdi lütfen sakinleş, sen ağladıkça bende kötü oluyorum.'' Berke beni sakinleştirmek için bağırarak başladığı cümleye fısıltıyla devam etmişti. Hatta son söylediklerini duyabilmek için ona daha çok eğilmiştim bile.

''Haklısın Berke, üzgünüm ben sadece onu unuttuğumu düşündüm'' sonunda ellerim titremeyi bırakmıştı ve gözlerimden akan gıcık gözaşlarıda kendini frenlemişti. Sanırım az önce pir panik atak yaşamıştım çünkü kendimi nefes alamıyormuş gibi hissediyordum, sanki ruhum çekiliyormuş gibi. Ama birden bütün bu belirtiler ortadan kaybolmuştu.Evet panik atak. Kesinlikle panik atak. Panik atak geçirdim az önce... lanet olsun bu düşünceler bile beni korkutuyordu ve bunlar yetmezmiş gibi az önce bunu yaşadığımıda biliyordum. Berkenin sesi düşüncelerimi -sonunda- böldü.

''Artık iyisen uyuyalım mı?'' dedi kafide gibi olan ses tonuyla. Ama bir problem vardı, ben onunla birlikte uyumak istemiyordum ki. Neden mi? Çünkü onunla olduğumda mutlu oluyordum ve sanki buna hakkım yokmuş gibi hissediyordum, sanki yas tutmuyormuşum gibi, sanki... sanki anneme ihanet ediyormuşum gibi. Evet, evet doğru keilme buydu işte ihanet.  Ona resmen ihanet ediyordum, sanki ölümü benim için önemli değilmiş gibi partilere gidip eğleniyordum. Bu resmen ihanetti! Ve buna hakkım yoktu benim! Zihnimdeki tartışmalarla bu sonuca vardıktan sonra yavaşça berkeye durumu açıklamaya çalıştım

''Şey berke... Ben birlikte yatmamızı artık istemiyorum. Çünkü... seninle olunca mutlu oluyorum ve bunu hak etmiyormuşum gibi hissediyorum. Anlıyor musun? Annem öleli iki gece oluyor ve ben bu kadar çabuk mutlu olmayı hak etmiyorum. Yas tutmam gerek. Bu yüzden artık birlikte uyumayalım ve mümkünse olabildiğince az konuşalım. Hatta okulda bile konuşmayalım.Lütfen.''

''Ha-hayır. Alev lütfen böyle düşünme tabiki mutlu olmaya hakkın var osnusza dek yas mı tutacaksın? Lütfen beni kendinden uzaklaştırma!'' omuzlarımdan tuttu ve beni sarsmaya başladı ''anlamıyormusun! bu kadarmı körsün! Ben seni seviyorum Alev! oh be, söyledim bitti, seviyorum işte! ve sensizliğe da-ya-na-mam!''

Aman tanrım. Ne denişmi o? Ben. Seni. Seviyorum dedi. Bana dedi. Bana beni sevdiğini söyledi.Beni sevdiğini. Beni sevdiğini.... Sonra aniden bir şey fark ettim. Bende onu seviyorum? Evet... Evet bende onu seviyorum. Yoksa neden her an ona görünmez bir iple bağıymışım gibi hareket edeyim ki? Neden? Ona ne kadar uzun süre baksamda doyamıyorum işte olmuyor o kendine has kokusu, o yeşil gözleri ve kahve saçları, o kahkahası. Lanet olsun o kahkaha beni benliğimden alıp götürüyordu işte. Evet. ONU SEVİYORUM.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan birden bana eğildi ve dudaklarını benimkilerle buluşturdu. Bu benim ilk öpücüğümdü ve harika hissediyordum. İlk öpücüğümü sevdiğim adamdan almıştım. Şaşkınlıktan karşılık veremediğimi anlayınca bende ağzımı yavaşça açtım ve ona uymaya başladım. Sanki birbirimiz için yaratılmış gibiydir. Uyum içinde hareket ediyorduk ve bunu yaparken sanki yılladır yaptığımız birşeymiş gibi acele etmeden, birbirimize dokunarak yapıyorduk. Nefessiz kaldığımda geri çekildim. Çekinerek berkeye baktım ama o bana sanki daha önce hiç görmediği birşeymişim gibi bakıyordu. Kahverengi saçları ben ellerimi içince gezdirdiğim için dağılmıştı. Yeşil gözleri şaşkınlıkla -heralde onu karşılık vermemin şaşkınlığı- açılmıştı ve dudaklarının rengi koyulaşmıştı. O da benim gibi düzensiz nefes alıyordu.

''Bende seni seviyorum Berke.''  bana inanamayan gözlerle bakıyordu. Her halde hiç beklemediği şeylerdi bunlar. Sanki ben çok bekliyordum da.

''ya-yani bir şimdi se-sevgili mi olduk Alev?'' heyecandan kekelemişti. Onun bu sevimli haline gülümsedim ve elini tuttum.

''Sende istersen?''

''Tabiki isterim! Aman tanrım Alev kabul edeceğini hiç düşünmemiştim yani beni sevmeyi bırak hoşlandığından bile emin değildim ama bir şimdi sevgiliyiz öylemi? Seni seviyorum.'' dedi ve cümlesini bitirir bitirmez parmaklarımızı birbirinin arasından geçirdi. Aşırı derecede sakindim. Sanırım buda  bir tür sakin-panik-atak falan olmalıydı çünkü bu çok tuhaftı.

''Neden bu kadar sakinsin?'' Benim bile çözemedğim şeyi Berkede bana sormuştu. Ona gülümseyerek cevap verdim.

''İnan bilmiyoum Berke. sencede tuhaf değilmi? Aşırı derecede sakinim sanki havadan sudan konuşuyormuşuz gibi'' dedim gülümseyerek.

''Evet haklısın normal değil ama sen mutluysan sorun yok. Şimdi beni kendinden uzak tutma meselesinide çözdüğümüze göre artık uyuyalım mı? saat geç oldu da.'' Gülümseyek tamam dedim.

Ve hayatımdaki en huzurlu uykuya daldım. 

Sevgilimin kolları arasında...

Hayat Seninle GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin