TUNA

96 8 0
                                    

TUNA

Ve haftasonu sonunda geldi. Cumartesileri benim için eğlencenin dibine vurulan gündür. Telefonu açtım. Ayça'nın " Günaydın sevgilim" mesajı her sabah aldığım ilk mesajdır. Bu kızı sevdiğimi söyleyemem ama zaman geçirmeye yetiyor. Gerçi zaman geçirmek için ne kadar ona ihtiyacım olmasada güzel kız. Tabi kızlar hiç bir zaman bunu anlayamaz. Yataktan kalkıp aşağıya indim. Ortalıkta kimse yoktu. Annemlere seslendim. Cevap gelmeyince yine işlerinin çıktığını anladım. Televizyonda son ses müziği açtım. Bizim gruptan Oğuz "Akşam için planlar nedir beyler "diye mesaj atmış. Yine eğlence var anlaşılan. Merdivenlerden inen kardeşimin cırtlak sesi çalan müziğe karşı kulağıma geliyordu. Her zamanki gibi aldırmadım. Aramızda iki yaş fark var ama yine de pek iyi anlaşmayız. Fazla uyuşmuyoruz da diyebilirim. Genelde benimle inatlaşmaktan hoşlanır.

"Bağırmayı kes de kahvaltı hazırla ufaklık".

"Yine formunuzdasınız beyfendi". Böyle söylense bile söylediklerimi yapar. Yapmak zorunda.

Kahvaltıdan sonra Ayça'ya mesaj attım. "1 saate kadar seni alırım". Üstümü giyip saçlarıma fön çektim. Tuğçe'ye " Ben çıkıyorum " diye seslendikten sonra arabanın anahtarlarını alıp çıktım. Ehliyetim yok.18 yaşına 2 hafta sonra gireceğim ama bu benim için dert değil. Kapının önüne gitmeden geldiğimi söyledim. Geç çıkacağını biliyorum. Hep böyle yapıyor. Alıştım diyebilirim. Kapının önündede bi süre bekledim. Sarı saçları rüzgarın etkisiyle havada uçuşuyordu. Arabaya geldi.

Yanağımdan öpüp " Özür dilerim hayatım sanırım biraz beklettim" derken yeşil gözlerini gözlerimden ayırmadı. "İşte bundan hiç hoşlanmıyorum. Bi dahakine beklemeyip gidebilirim" dedim. Ben böyle söylenince suratını asıyordu. Ve sessizlik...

Alışveriş merkezine geldiğimizde sinema ısrarlarına dayanamayıp biletleri aldım. Yine romantik bir filme zorla giriyordum. Salondaki yerimizi alınca telefonum çaldı. Anıl arıyordu. Dışarıya çıkmaya üşendim ve mesaj attım. "Sinemadayım ne oldu?". "Sinemada ne işin var ? Ayça mı yoksa ? Bırak artık şu kızı". Cevap vermedim. "Akşama doğru Erenlere gel" dedi. Filmin içine etmişti. Gerçi pek izlediğim söylenemezdi. Ayça başımı omzuma yasladı. Bu kızın bana hissettirdiklerini seviyordum. Bende bacağının üstünde duran elini tuttum. Film fena sayılmazdı. "Pişman oldun mu ?" derken gülümsüyordu. Elimi omzuna atıp "Seninle geçirdiğim zamanların hiçbirinde pişmanlık duymadım"dedim.

"Seni çok seviyorum romantik sevgilim benim" derken çarpık bir gülümsemeyle bakış attım. En küçük hareketim bile onu mutlu etmeye yetiyordu. "Seni evine bırakayım güzelim biraz işlerim var ".

"Tuna ya hep böyle yapıyorsun bi şekilde benden kurtulmaya çalışıyorsun" sinirlendiği sözlerinden belliydi. Ellerimi saçlarında gezdirdim. "Üzgünüm canım önemli olmasaydı seni bırakmazdım. Yapma böyle seni üzmeyi istemem".

"Ben... Anlıyorum canım. Sen git ben biraz buralarda takılacağım" . Beni anlaması hoşuma gidiyor. Her kız böyle değildir.

Arabaya atladığım gibi Erenlere gittim. Müzik sesi dışarıdan duyuluyordu. Gerçi buna şaşırmamalı. Dışardan duyan da parti falan olduğunı düşünür. Zile bastım. Kapıyı hizmetçi açtı. Anlaşılan kapının dibinde bekliyordu. "Hoşgeldin abicim" diyen Eren'i ters bir şekilde görüyordum. Elinde psp vardı. Yalnızlık böyle yapıyor adamı işte. Oğuz, Anıl, Görkem ve aramızda olmasından pek hoşlanmadığım Burak da kendi alemindeydi. "Naber Tuna ?"saniye farkıyla birlikte söylendiler. "İyiyim canlarım sadece şimdi güzeller güzeli sevgilimi bırakıp sizin şu aptal hallerinizi izlediğim için kendime sövüyorum". Görkem atıldı. "Abi plan kuruyoruz şu an farkında değilsin". "Ne haliniz varsa görün ya" diyip bi koltuğa da ben uzandım. Helin mesaj attı. "Merhaba yakışıklı". Bu kız benden vazgeçecek gibi görünmüyor. Bu seferlik takmamak en iyisi. Sonra orda burda anlatıyorlar. "Shash şu an baya kalabalıkmış. Ortam güzel diyorlar. Oraya gidelim mi beyler ?"

Mekâna geldik ama neredeyse oturacak yer yok. Herkes dans ediyordu. İçkileri alıp. Bar sandalyelerine dizildik. "Hepimize tekila" dedi Anıl. "Sert başlıyoruz" sonra eve zor götürüyorduk. Anıl atıldı " Her zaman " müzik sesinden devamını anlayamadım. Ben tekilayı limonsuz ve tuzsuz içenlerdenim. Ama yine de fazla etkilemez. Yanıma bi sarışın oturdu. Yalnızdı anlaşılan. Birasını içerken bana doğru döndü. "Dans edelim mi ?" Böyle ilginç tiplerde var işte. "Olur".

HİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin