Kantinde otururken Erva'ya mesaj geldi. "Tuna'nın doğum günü partisi varmı. Kızlaar gidiyoruz değil mii ?". Tunayla aynı servisteyiz. Hoş çocuk ama hiç konuşmuşluğumuz yoktur. Yani havasından geçilmediği için fazla yaklaşılmıyor diyelim. Onunla konuşan kız sayısı yeterince fazla zaten. Buse atıldı. "Bizi davet eden yok ki mesaj sana geldi". Alara meraklı gözlerle "Sen Tuna'yı nereden tanıyorsun ? Neden sana mesaj geldi ?".
" Mesajı Tuna atmadı zaten, onun arkadaşı Anıl attı. Anıl'la aramız iyidir. Tuna'ylada konuşuyoruz. Ama merhabadan ileriye gitmiyoruz". "Ah ne büyük kayıp" diye karşılık verdim. Erkeklere duyulan hayranlık duygularını anlamıyorum. "Erva zaten hiç bir yerden geri kalmaz kızlar bilirsiniz" Buse haklı ama o da eksik kalmaz.
" Zaten biz kendimizi eğlendirmek için gideceğiz kimse için değil. Hem Erdinç de gelir. Arda... Hiç fena olmaz hani " diyen Alara'nın da niyeti belliydi zaten. " Ne zaman bu parti ?"
"Hafta sonu Birsu, pazar günü" diyerek kıkırdadı. Kızların hepsi bana dönünce " Ne ?".
"Gitmeyi mi düşünüyorsun yoksa ?". Alara partilere bayılır. Bi de orda Arda olursa... " Olabilir ama çok kalabalık olacağız. Kimseyi çağırmasına gerek bile yok, biz yeteriz" dedim sevimli bir şekilde. Buse "Süper. Hemen alışverişe çıkmalıyız. Elbise mi giysem yoksa etek mi ? Saçlarım nasıl olsa ya ?"
" Hayırdır canım ? Kime bu hazırlık ?" Erva biraz bozulmuş gibiydi. "Tuna'ya yazmıyorum canım merak etme". " Ben Tuna'yla ilgili bir şey söylemedim". Bunlarda sürekli böyle atışırlar.
Erdinç'in bu partiye geleceğini zannetmiyorum. Ama o gelmese de gideceğim. Bu parti güzel olacağa benziyor. Ben böyle düşüncelere dalarken telefonumun titrediğini farkettim. Numarayı tanımıyodum. '' Tuna KAYA'nın doğum günü partisine herkes davetlidir. Eğlencenin dibine vuracağımız bu gecede seni de davet ediyoruz. Yer : Mayness Club '' Anlaşılan bu mesaj bütün okula gidiyor. Okul çıkışı ve servise doğru yürüyorum. Kızların gözleri Tuna'nın üstünde. Ama Tuna birine bile dönüp bakmıyor. Anlaşılan sevgilisine gerçekten aşık. Servise bindiğimizde Burak " Tuna'nın doğum gününe benimle gelmek isteyen varsa listeye adınızı yazabilirim " diyeren bütün dikkatleri üstüne çekmeyi başarmıştı. Yakışıklı olması böyle davranmasını gerektirmiyor. Arkamı dönüp baktığımda Burak'la göz göze geldim. "Birsu benimle gelmek istiyorsan hemen kabul edebilirim" diyerek nasıl biri olduğunu öne sürdü. "Kes sesini" dedi birisi. Tekrar baktığımdam söyleyenin Tuna olduğunu gördüm. Kulaklığımı taktım. Erdinç'e mesaj attım. ''Mesaj atmanı beklemeli miyim ?'' Saniyesinde cevap geldi. ''Dersteyim güzelim. Biraz uzadı, haber vermeyi unutmuşum.'' Yan sınıfımdaki kız yanımda oturuyordu. Gözünün telefonumda olduğunu farkedince ters ters baktım. Zoraki gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdim.
Bana haber vermeyi unutmuş olması beni unutmuş olması anlamına gelmiyordu öyle değil mi ? Tabikide hayır, tamamen saçmaladım. Bu gayet normal bir şey. ''Peki'' yazdığım mesaj bu düşüncelerime açıklık getiriyordu zaten.
Eve geldiğimde sessizlik karşıladı. Mutfağa gittiğimde annem müziği açmış birşeyler yapıyordu. Beni farkettiğinde "Hoşgeldin canım" dedi ama pek iyi görünmüyordu. Yanağına öpücük kondurdum ve " Neler yapıyorsun öyle ? Yoksa misafir mi gelecek ? Bak öyleyse ben yokum ona göre" diyerek biraz yumuşamasını sağladım. "Hayır Birsu, abin gece gidiyor. Onun için bir şeyler yapıyorum".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİS
Teen FictionHislerimizi kontrol edebilir miyiz ? Yoksa zamana bırakmalı herşeyi ?