Acının ne olduğunu ben üyelerimle öğrendim. Her canımız yandığında birbirimize destek oluşlarımız. Hiç bir zaman birbirimizi yalnız bırakmadık.
Ama ne olduysa sen geldikten sonra oldu. Kendi benliğimi bir kaç saniyede olsa unutturdun bana.
Mutluydum. Daha tanışalı çok olmadı ama kalbime derin bir şekilde kazındı ismin. Hiç çıkmak istemezcesine.
Oradan çıkmanı bende istemiyordum zaten. Gülüşün aklımdan çıkmıyor. Konuşman. Hastalığının çok ilerlediğini bildiğin halde mutlu gözükmeye çalışman.
Sen güçlü kızsın bebeğim. Kalk o sedyeden. Sonsuzluğa uyumanı değil sadece benim yanımda uyumanı istiyorum.
Uyanmayacağın gerçeği yüzüme tokat gibi çarparken yapabildiğim tek şey doktorun dediklerini sindirmekti.
Jungkook;
-Hyung kendine gel.Diyip beni sallamaya ve aynı zamanda ağlamaya başladı Jungkook. Doktorun söylediği o iki kelime sanki... Sanki bir daha asla kavuşmayacağımızı söylüyor.
Kafamı çevirip doktora baktım. Üzgünmüş gibi gözüken yüz ifadesi ile bize bakıyordu. Doktora biraz daha yaklaştım ve sinirlerimi kontrol etmeye çalışarak söyledim içimden geçeni.
Jin;
-Sakın, ona bir daha öldü dersen, sen ölürsün anladın mı beni?!Diyip kafamı çevirdim. Ve uzun koridora baktım. Sonra adımlarını hızlandırarak yürümeye başladım.
Aniden durup arkamı döndüm.
Jin;
-Sakın... peşimden gelmeyin.Diyip ilerledim. Arkada üyelerin konuşmalarını duyabiliyordum.
Jungkook;
-Jin hyungu ilk defa böyle görüyorum.
Namjoon;
-Bende.Jimin;
-Bu kız için neden böyle davranıyor ki?Taehyung;
-Bide bir kaç gündür bizde olan kıza.J-hope;
-Tamam bosverin sadece yalnız bırakalım.Suga;
-Nereye gideceğini biliyor musun? Ya kendine zarar verirse.J-hope;
-Hayır vermez. Büyük ihtimalle morg'a gidiyordur.Beni iyi tanıyorsun J-hope.
**********
Morg'un önüne geldiğimde durdum ve derin bir nefes aldım. Bu yazı bile kalbimi derinden etkilerken. Onun ölümü.....
Göz yaşlarımı silip morg'a adım attım. İçeri girdiğimde hissettiğim soğukluk içimi ürpertti.
Yanına doğru ilerleyip beyaz örtüyü aşağı çekip o güzel yüzünü inceledim. Ve sana ne kadar çabuk bağlandığımı anladım.
Jin;
-Ne zaman toparlanırım bilmiyorum. Ama bunu neden yaptın kendine? Belki hastaneden kaçmasaydın biraz daha toparlanmış olurdun. Ve sana 'seni seviyorum' diyebilirdim. Hiç olmasada yüzüne karşı söylemeye fırsatım oldu. Biliyor musun? İyiki seni sevmişim dedirttin bana. Hiç kimseye hissetmediğim duyguları sana karşı hissediyorum. Ve inan bu hisler mükemmel bir duygu barındırıyor içimde. Ama kısa sürdü bu duygular ama inan onlar senin ölümüne ölmicek. Seni yaşatmaya çalıştığım kadar içimde yaşatıcam.Diyip elimi kalbime koydum. Sonra gözlerimi dünyanın en güzel kadınına çevirdim. Elimi yavaşça aşağı indirdim ve elimi onun kalbinin üzerine koydum.
Belki küçücük bir ihtimal o güzel kalbi atar diye. Elim yavaşça kalbinin üzerine gelince hiç bir ritim duymamak ne kadar acı verir sizce?
Göz yaşlarımı tutamayıp ellerim hâlâ göğsündeyken başımı yere eğip ağlamaya başladım. Şuan sadece ağlamak istiyordum.
**********
3 YIL SONRA
Bir kaç adım atıp yanına geldim ve eğildim. Elimdeki çiçeği sana uzattım. Sonra ayağı kalkıp sana sordum.Jin;
-Takım elbise nasıl olmuş. Senin için giydim. Neden diye sorarsan. Şuan hayatta olsaydın sana evlenme teklifi edicektim. Ama hâlâ etmek istiyorum.
Diyip cebimdeki yüzüğü çıkardım.Jin;
-Cevplamayacaksın ama yinede sorucam. Benimle.... Evlenir misin?Bir kaç saniye sadece bekledim.
Jin;
-Evet dediğini farz ediyorum.Diyip mezar taşının önündeki toprağı biraz kazıp yüzüğü içine koydum ve üstünü toprakla örttüm.
Jin;
-Bunu sonsuza kadar saklayacağını biliyorum. Ve Seni seviyorum.Merhaba bebişlerim yeni bölüm nasıldı? Fark ettim de okuma sayısına kıyasla oylar çok az lütfen oy verin. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. Bu arada şuan üç bölüm yazamadım ama kısa zamanda yazıcam. Sevgilerle💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS İLE HAYAL ET
FanfictionMerhaba arkadaşlar bu hikayemde BTS ile hayaller yazıcam iyi okumalar...