Bölüm 2

30 7 0
                                    

Multimedya: Ilgar

Nasıl unutabiliyoruz geçmişimizi? Nasıl aşabiliriz sorunlarımızı? Ya da unuttuk mu sanıyoruz tüm yaşadıklarımızı? Şahsen ben hiçbir yaşadığımı unutmadım ama üstüne gittim. Ve başardım. Yaşadıklarımı umursamıyordum. Çünkü aşmıştım kendimce.
Mutluydum. Uzunca bir süredir. Ta ki o ismi duyuncaya kadar. Adrian Kaarle. Kendini bir şey zanneden zengin züppe. Onun yüzünden kaç ay etrafıma sahte gülücükler saçıp geceleri ağladım. Onun yüzünden gündüz ayrı gece ayrı bir insan oldum ben. O ismi duyunca da aklımın nasıl yerine geldiğini hatırladım.

Yine gece olmuştu ve ben yine onun yüzünden ağlıyordum. Peki niçin bu hallerdeyim? Bana inanmayan bir şerefsiz için mi? Evet ben bana inanmayan bir şerefsiz için ağlıyordum. Salak mıyım? Evet hem de katıksız. Güçsüz müyüm? Sonuna kadar. Peki artık iyice çalkalanıp eski benin geri gelme zamanı gelmedi mi? Evet geldi. O zaman kendime bir söz vermenin zamanı geldi. Bundan sonra ağlamak yok. Sahte gülücükler yok. Yalanlar yok. Sadece gerçek bir İyem var.

Evet bu olaydan sonra kendime geldim. Ya da en azından ben öyle sanıyordum.
İsmini duymamla gözlerimin dolması bir oldu. Ben atlatmamış mıydım bunca şeyi neden doldu ki lanet gözlerim? Ben ne kadar gerizekalı bir insanım demek ki atlatamamışım ki gözlerim doldu. Ama hayır bu sefer canımı yakamayacak. Bu sefer ben onun canını yakacağım.
Bu görevi kabul edeceğim ve karşısında sanki aramızda hiçbir şey olmamış gibi davranacağım. Evet öyle yapacağım. Habi bakalım Adrian bey el mi yaman bel mi yaman.
Müdire hanım anlamayan gözlerle bana bakıyordu. Kendime çeki düzen vererek çok da soğuk olmayan bir sesle;

" Tamam hocam ama okuldan sonra ona rehberlik yapmam." dedim. Müdire hanım şaşırmıştı.

" Ama neden kızım. Sen seversin böyle şeyleri."

" Hocam lütfen zorlamayın. Tercümanlık yaparım ama rehberlik yapmam. Rehber istiyorsa tutabilir nasılsa zengin biri."

" Peki kızım zorlamıyorum. Bu isteğimi kabul ederek beni o kadar zor bir durumdan kurtardın ki. Aklım takılmadı değil bak bu rehberlik olayına ama karıştırmayacağım. " son cümlesini söylerken biraz kaşlarım çatılsa da sonuna doğru düzeldim. Şimdi bir şey takıldı aklıma neden ben?

" Hocam size bir şey sorabilir miyim? "
" Tabi kızım. "

" Hocam neden ben? Yani sorgulamak gibi olmasın ama fransızca bilen biri vardır illaki benden başka."

" Bilmiyorum. Adrian'ın babası Gabriel bey özellikle seni istedi." vay çakal aklı sıra benle iletişime girecek. Pışık yağlı kaşık. Yemezler oğlum geç sen bu ayakları.

" Peki hocam. Şimdi izninizle gidebilir miyim? "

" Tabi İyem. İyi dersler. " gülümseyerek çıktım odadan. Tabi odanın kapısını kapatır kapatmaz kendimi tuvalete zor attım.

Kapıyı kilitleyio bir anda yere çöktüm ve delicesine ağlamaya başladım. Tüm olaylar bir şerit gibi gözümün önünden geçiyordu. Ağlamamı durduramıyordum. Bu böyle olmayacak. En iyisi yüzümü yıkamak.

Bu benim görüntüm müydü? Ben 2 dakika da nasıl bu hale gelebildim? Kendimi gördükçe daha çok sinirlenmeye başladım. Artık bu sinirim dışa vurmaya başladı.

"NEDEN BEN!!!? HA NEDEN BEN SÖYLESENE!!?" şimdi bir yandan ağlayıp bir yandan da kendime bağırıyordum.

"ANLAMIYORUM. BEN NAPTIM." bir anlık sinirle aynaya yumruk attım. "BEN SANA NAPTIM BE GEREKSİZ İNSAN!" kapı zorlanmaya başlandı. Ama umursamadım. Çünkü gözüm sinirden dönmüştü. Artık hem bağırıyor hem de aynaya vurmaya devam ediyordum. Son attığım yumruktan sonra biraz sendeledim. Ve kafamı çarptım. Sonrası karanlık zaten. Tek hatırladığım anlayamadığım bir erkek sesiyle bolca kırmızı bir sıvıydı.

ILGAR

İyem hala gelmemişti. İçimde kötü bir his var. Hocadan izin alıp lavaboya gittim. Erkekler tuvaleti ile kızlar tuvaleti yan yanaydı. Bunun için tuvalette bağrışmalar duydum. Bu ses tanıdıktı ama çıkartamamıştım. Kapı ağzında durup dinlemeye başladım. Neden yaptım bende bilmiyorum. Ama içimden bir ses öyle yapmamı söylemişti. İçerideki ses neden ben gibi şeyler söylüyordu. Galiba sinir krizi falan geçiriyordu. Sonradan bir kırılma sesi geldi. Sanırım bir an için içeri girmem gerekiyor. Ama bu kapı açılmıyor. Bir de kapıyı kilitlemiş. İçerideki ses hala bağırmaya devam ediyordu. En son duyduğum dondum. Bu İyem di ve " Ben sana naptım be gereksiz insan!" diye bağırıyordu. Gerisi bağırma ve kırılma sesi. Daha fazla dayanamadım ve kapıyı kırdım. İyem yere düşmüş sulu gözlerle bana bakıyordu sonra bayıldı. Peki bu kanlar neydi. Eli ve kafası kan içerisindeydi. Hemen koşup kucağıma aldım. Dur bi dakika bu kızın boynundaki kan neden durmuyor. Koşarak okuldan çıktım ve İyem'i arabaya bindirip hastaneye doğru sürmeye başladım.

Hastaneye gelince hızlıca kucağıma aldım. Allah'ım neden bu kadar yavaş nefes alıyor?

" SEDYE. HEMEN SEDYE GETİRİN." Birkaç kişi hızlıca sedye getirdi. Vakit kaybetmeden İyem'i sedyeye yatırdım ve ameliyathaneye doğru götürmeye başladılar. Allah'ım lütfen ona bir şey olmasın. Lütfen.

İyem'i ameliyata aldılar. Peki bu kız neden bu haldeydi? Boynundaki o kesik nasıl oldu. Yoksa..... Hayır canım İyem intihar etmeye kalkışmaz değil mi? Yapmaz canım. Ya yaptıysa. Ben öldürürüm bu sefer onu.

****

Sonunda bir doktor çıktı.
" Merhaba İyem'in yakını mısınız?"

" Evet yoksa bir şey mi oldu?"

"Hayır hayır şükürler olsun ki kötü bir şey yok. Tam zamanında getirmişsiniz delikanlı. Sevgilin iyi şu an, birazdan kontrol amaçlı yoğun bakıma alacaklar. Seninle odamda daha detaylı konuşabilir miyiz?"

" Tamam. Bu arada İyem benim sevgilim değil. Kardeşim gibidir o. " doktor bana gülümsedikten sonra odasına geçtik.

" Evet evlat otur bakim. " bu doktor benim sabrımı sınıyor galiba.

" Biraz kısa kessek. Malum İyem yeni çıktı ameliyattan. "

" Tamam tamam. Hemen konuya giriyorum. Sen İyem'i hastaneye getirdiğin zaman çok kan kaybetmiş. O kan bir şekilde halloldu ama ameliyat sırasında bir şey farkettim. İyem daha önceden hiç bıçaklı saldırıya uğradı mı? Hatta yakın bir tarihte? " son dediğiyle gözlerimi pörtlettim. Ne bıçaklı saldırısı. Ne yakın tarihi ya?

" Hayır doktor bey? Olsa haberim olurdu da nereden çıktı bu.? Ve boynundaki kesik ne alaka? İntihar etmeye kalkışmadı değil mi? "

" Nefes al oğlum. Hayır intihar değil. Sadece düştüğü zaman cam kestikleri boynunu kesmiş ama çok derin değil. Telaşlanmakta da çok haklısın. Çünkü ameliyat sırasında İyem'in karnında ve belinde 4 adet kesik gördüm. Bu öyle böyle bir kesik değil bayağı derin bir bıçak kesiği. Yani anlayacağın arkadaşın bıçaklanmış ve bunu kılpayı atlatmış. Bu karnındaki dikişlerin yenilemesi gerek yoksa mikrop kaparilir. " hala nasıl sakinliğimi koruyorum bilmiyorum. İyem bıçaklanmış ve bana söylememiş. Neden böyle bir şey yapma gereği duydu bu kız?

🌸 🌸 🌸🌸🌸

Bonjour mes chéris!

Bölüm nasıldı? Pek içime sinmedi bu bölüm. İyem neden bıçaklandı sizce? Neden kriz geçirip aynayı yumrukladı? Tahminleri bekliyorum. Öpüldünüz...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GEÇMİŞİN İZLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin