Bembeyaz bir teni izliyordum günlerdir. Doktor Jung yoğun bakım odasına almaya gerek olmadığını ama sürekli gözlem altında kalması gerektiğini söylemişti. Kalbinin fazlaca yorulduğunu ve bir süre dinlenmesi gerektiğini de dile getirmişti, ondan sonra milyon tane şey söylese de sevdiğim kızın ölüye benzeyen bedenini izlemek canımı yakıyordu. Saçlarındaki turuncular artık parıldamıyordu, aşık olduğum o sevimli sesini üç gündür duymuyordum ve her dakikada bir ses çıkartan, kalbini dinleyen bir cihaza bağlıydı. Üç gündür sadece ziyaretçiler vardı başımızda; sürekli kontrole gelen doktor Jung, Exo üyelerinin her biri, Xo üyeleri, SooMan sunbaenim, kalan tüm Sm çalışanları ve sanatçıları. Üç gün içinde her saat bir sürü ziyaretçi yanıma geliyordu, bana cevaplamak bile istemediğim sorular soruyordu ve bende boş gözlerle onlara bakıyordum.
Ne zaman uyanacaktı artık bilmiyorum, kalbi atıyordu ama ölmüş gibiydi; bedenine yemek veya su girmiyordu. Oyuncak bebek gibi uzanıyordu yatakta; kollarındaki serumlarla beraber.
''Chanyeol. Yemek ye hadi.'' Dedi başımızdan hiç eksilmeyen Suho Hyung. Başımı olumsuzca salladım sadece ve yaşama tutunmamı sağlayan küçük eli tuttum. O kadar soğuktu ki; kendimi kutuplarda yapayalnız hissettim. Onsuz bir hiç olduğumu tekrar ve tekrar anlamış oldum.
Ailemin bile fark ettiği değişikliklere imza atmıştım hayatıma Mihi girince. Artık daha olgundum, gülümsemem daha gerçekçiydi ve insanları daha fazla düşünmeye başlamıştım. Annem bana kızamıyordu, Mihi'yi ne kadar sevdiğimi biliyordu artık, ablam onunla tanışmak için can atsa da o kadar dolu geçiyordu ki günlerimiz biz bile birlikte zaman geçiremiyorduk ve en son olan bayılmasıyla... Kalbimi söküp ona takmak için yalvarmıştım doktor Jung'a; o yaşasın yeterliydi bana, o gülümsesin, güzel sesi ile insanlara ışık olsun. Ben ölsem bile umurumda olmazdı o mutlu olunca.
''Chanyeol; annen ve ablan burada.'' Dedi Baekhyun odanın kapısından içeri başını uzatırken. Tepkisiz kaldım ve içeri giren annem ile ablama bakınmadım. Annem sessizdi ama ablam şaşkınca bakınmaya devam ediyordu.
''Televizyonda gördüğümden de güzelmiş.'' Dedi fısıltı halinde ve yanıma gelip omzumu okşadı. ''Mihi güçlü bir kız, kısa süre içinde uyanacak.''
''Chanyeol ayağa kalk!'' dedi annem. Sesinde anlaşılamayan bir ton vardı, dediğini yapmama sebep olan bir ton. Annem karşıma geçip bana sıkıca sarıldı, kollarımı yavaşça beline sarıp üç gündür içimde tuttuğum gözyaşlarına veda ettim. Sessizliğin içinde, annemin omzunda birkaç dakika boyunca gözyaşlarımı akıttım.
''İyi olmasını istiyorum, iyileşmesini.'' Dedim annemden uzaklaşırken.
''Güçlü olmalısın Chanyeol, sen güçlü olursan Mihi de çabucak iyileşsin. Anladın mı beni? Ağlayarak ya da burada kendini öldürme planları yaparak onun iyileşmesine yardımcı olmazsın. Hastaneden çıktığınız an ikinizi de evimde istiyorum ve Park Chanyeol; sıkı bir dayak yiyeceksin.'' Dedi annem ve başka bir kelime dahi etmeden ablamın da kolundan çekip odadan çıkarttı. Üç gündür oturduğum koltuğa geri döndüm ve soğuk ellerini sıkıca tuttum.
''Annemi duydun değil mi? Benimle kal ve dayak yememi izleyip ablamla beraber kahkaha at Mihi, lütfen sevgilim.''
Çok fazla hayalimiz vardı; bir alışveriş merkezinde saklanıp geceyi orada geçirmeyi hayal ediyorduk, sinema salonunda sadece ikimizin olacağı bir filme girmek istiyorduk, Kore'deki tüm gezilmesi gereken yerleri birlikte gezip başka ülkelere beraber seyahat etmek istiyorduk, evlenmek istiyorduk. Hepsinin bir hayalden ibadet olmadığını bilmek istiyordum, onun sesini tekrar ve tekrar duymak istiyordum.
''Lanet olası o güzel gözlerini aç artık!'' diye bağırdım yataktaki elini birazcık daha sıkarak.Artık bir önemin olmadığını biliyorum,
Sensiz bir gün geçiriyorum.
Ama neden akıp duruyor bu gözyaşlarım?
Bugün gitme, sadece bugün gitme...
Yalnızca bugün benimleysen eğer,
Seni unutabilirim.
Bugün gitme, lütfen terk etme.
Eğer yalnızca bugün benimle kalırsan,
Seni unutmaya çalışabilirim...
Bugün gitme...
Şimdi, hiçbir önemi yok artık...''Mihi, hayatıma girebilen en güzel ışıksın. O saçma hayalleri, birlikte güldüğümüz anları silmeme izin verme, seni unutmama izin verme. Benim elimi tuttuğunda hala alışmamış bir şekilde utanan küçük bir çocuk var, seni her öptüğümde kızaran yanaklarını hayatımda geri istiyorum. Yavaş ve sevimli konuşan halini yanımda istiyorum, tam kalbimde. Biliyorum ölmedin, ölemezsin de! Beni bırakıp gideceğini mi sanıyorsun? Sana izin verir miyim? Ben nefes alamıyorum, üç gündür nefes alamıyorum. Biliyorum yaşıyorsun, o minicik kalbin güçsüz bir şekilde atıyor. Bir daha yorulmana asla izin vermeyeceğim duyuyor musun? Seni her şeyden çok seviyorum...''
O kadar umutsuzlukla doluydum ki...
''C-Chanyeol...''
Duyduğum ses ile gözlerimde biriken yaşlar yavaşça akmaya başlamıştı, onun sesi...
Onun o sevimli melodisi...
''M-Mihi...''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart Stage ✔ | Chanyeol
Romance"Elveda demek istemesem de, hepinize elveda diyorum. Exo ve Xo sizi seviyorum." @xoxo-kk/Heart Stage/ Tüm hakları saklıdır!