Flashback

241 15 0
                                    

Sabah Exo üyeleri ile yurttan çıkmış ve Sm şirketine gelmiştik. Şimdi ise dokuz erkek ve dört kız olarak prova odasında oturup tavuklarımızı bekliyorduk. Kahvaltı yapmamış on üç mide ve Japonya gezisi için yapılması gereken provalar; kısacası başımız beladaydı. Yarın öğlen saat bir gibi hava alanına gidilecekti ve biz daha ne bavul hazırlamıştık ne de dans provalarına odaklanmıştık. Şu an on üç kişi olarak yatıyor, Chanyeol ve beni azarlıyor ve acıktığımızı dile getiriyorduk. 
''Senin beyninde sorun var Chanyeol! Kız sadece düet yapacak diye ne suratına baktın, ne konuştun ne de ona sarıldın. Böyle sevgililik mi olur?'' diye laf atmaya devam etti Suho Oppa. ''Sevgili dediğin her daim yanında olur, sıkı sıkı sarılır, umut kaynağı olur ama sen! Paylaşımsız adi bir hayvansın! Bir de ayağını yaraladın! '' diye azarlamaya devam ederken Chanyeol bana bakıp duruyordu. Sabahki o utanç verici anı hatırlayınca yanaklarımın kızarmasını tekrar engelleyemedim. 


**Flashback 

Evde yükselen şarkı söyleme sesleri, bağırtılar ve dedikoduların sayesinde gözlerimi henüz yeni doğan güneş ışığıyla beraber açmıştım. Turuncumsu renk henüz daha yeni yeni sararmaya ve çevreyi aydınlatmaya başlamış olmasına rağmen yurtta olan gürültü uyku düzenini ve kulaklara zarar veriyordu. Hafif gerinerek yatakta birazcık daha uyumaya çalışınca kendi yurdumda kalmadığımı, Exo'nun yurduna geldiğimi ve Chanyeol ile uyuduğumu hatırlamıştım. 
''Günaydın Mi...'' dedi koluna yaslanarak beni izleyen, kepçe kulaklı sevdiğim. Gülümseyerek ona sarıldım ve kalbinin üstüne minik bir öpücük kondurdum. Yan yana ve ayakta durduğumuzda onun kalbine yetişebildiğim için bu ona 'seni seviyorum' veya 'günaydın sevgilim' demenin farklı bir yoluydu. 
''Gece üstünü değiştirirken bana çok zorluklar yaşattın bebeğim.'' dedi sırıtarak. Şaşkınlığımı gizlemeden ilk Chanyeol'a uzun uzun bakıp sonra üstüme baktığımda yanaklarımdaki kızarmalara engel olmadım. Üzerimde sadece Chanyeol'ün V yaka, lacivert tişörtü  vardı. 
''C-Chan. Sen... Nasıl?'' kelimeleri toparlayamadan söylediğim şeyleri anlamaya, utancımı gizleyemeyip; kırmızı yanaklar ile ona bakındığım için de kendime kızmaya devam ediyordum. 
''O kısacık şort ve kazak ile yatınca benimde içim el vermedi ve kalkıp, sakat ayağım ile seni güzelce soydum. Sonra da tişörtümü giydirdim.'' dedi sakin bir şekilde. 
''Peki ya bunun altı nerede?'' 
''Tişörtü giydirdikten sonra hareketlenmeye başlayınca bende giydiremedim. '' dedi ve yüzündeki gülümseme biraz daha büyüdü. '' Ama hakkını yiyemem bebeğim fiziğin mükemmelmiş.'' 
Ellerimi yumruk yaparak Chanyeol'ün karnına vurmaya başlayınca sevdiğim dev kahkahalar atmaya başlamıştı. Xo yurdunda bile hiçbir grup üyem beni yarı çıplak görmemişken, sevdiğim adam dün akşam üstümdeki her şeyi çıkartıp beni izlemişti. Ona vurmayı kesip sırtımı döndüm. 
''Hadi ama bebeğim. Seninle uyanmak o kadar güzel bir şeydi ki; sanki cennetin meyvesinin tadına bakmış kadar mutlu, hayal etmiş olduğum her şeyin bir mucize sonucu gerçekleşmesi kadar da mükemmeldi. Her günün sabahında bu şekilde uyanmayı istiyorum artık.'' dedi uzun kollarını ince belime dolarken. Utanmam biraz azalsa da onun bu şekilde üstümü değiştirmesi aklıma geldikçe yanaklarımın kızarmasına engel olamıyordum. 
''Ayrı eve çıkalım mı Mi?'' dedi omzuma öpücükler konduran sevgilim. 
''Ne? '' dedim tekrar şaşırarak.
''Şirketten izin alıp ayrı bir eve çıkalım iki yurda da yakın olan bir eve çıkalım.'' 
''Ama bu olmaz ki. İnsanlar...'' 
''İnsanlar yanlış anlar çünkü biz evli değil sadece ne zaman ayrılacağı belli olmayan iki kişiyiz.'' dedi kollarını belimde ayırıp yatakta doğrulurken. Dedikleri şey kalbimi acıtsa da ona doğru dönüp yüzünü avuçlarımın içine aldım. 
''Hayır. Biz kalpleri bir alan ve ikimizden birinin de kalbi atmayı kesinceye kadar birbirlerini sevecek iki salak aşıktan başka bir şey değiliz.'' dedim gözlerine odaklanarak. 
Gözlerimiz birbirine odaklanmış bir haldeyken dudaklarımız birbirine hasret ile buluşmuştu. 

**Flashback End

Chanyeol neden kızardığımı anlayınca gülümsemesi büyümüştü ve peşinden de Suho oppadan kafasına bir tokat yemişti. Onun her gülümsemesine, her kelimesine ve her hareketine aşık olmayı tekrar başarmışken hafif gülümseyerek şarkı listesini tekrarlayan D.O ve Chen oppaya döndüm. 
''Kızlar Man ve Whistle çalışırlar. Bizde Call me baby, Overdose ve Love me right'a çalışırız. Daha sonra da solo şarkılara falan odaklanırız ne dersin?'' dedi D.O oppa dikkatini elinde not aldığı minik kağıtlara vererek. 
''Ben tavuk diyorum! '' dedi Kai midesini ovarak yanımıza geldiği sıra. 
''Bende sevgilim diyorum ama istediğimiz her zaman yanımızda olmuyor değil mi Kai?'' diye laf atınca Chanyeol, Suho oppa onu tekrar azarlamaya başlamıştı bile. Gülümseme engel olamayarak fazla büyük olmayan odaya sığan on iki kişilik aileme bakındım. Sehun ve Lay oppa aynanın karşısına geçmiş Lisa unni ile birlikte dans ediyor, Suho oppa hala Chanyeol'ü azarlıyor, Kai, Baek ve Xiumin oppa yere yatıp karınlarına yavaş yavaş vurarak aç olduklarının şikayetlerini dile getiriyor, Jisoo unni meditasyon yapıyordu ve Jennie unni de ısınma hareketlerini yapıyordu. Herkes farklı işlerle uğraşsa bile prova yapmaya başlayınca veya yemek yemeğe başlayınca bir bütün oluşturuyorduk. 
Büyük ailenin küçük farklı grupları birleşerek bütünlük sağlıyorduk. 
''Gelecek ay iki grup da çıkış yapacak. Japonya'dan döndükten sonra boş günümüz dahi olmayacak ve Chanyeol ile Mihi özel konser verecekler. '' dedi Chen oppa sakinliğini koruyarak. 
''Her birimiz meşgul olacağız desene oppa.'' dedim yere bağdaş kurarak. 
''Meşgul bile olsak her pazar günü yaptığımız film gecelerimize engel olmayacak ufaklık.'' diye karşılık verdi. Gülümsedim. 
Kocaman bir aileye sahip olmak bu demekti; içinde ablalarımın, ağabeylerimin ve geleceğime sahip olan adamın bulunduğu. 


-Merhaba Xo'lar; 
Heart Stage hikayesinin mutlu ve müziklerle dolu, bir zaman göz yaşlarının aktığı dünyasına girdin. 

Hayal etmekten vazgeçme!
-xoxo

Heart Stage ✔ | ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin