16. Bölüm (DÜZENLENDİ)

8.8K 698 485
                                    

Düzeltilme tarihi; 25.04.2020

Medya Ciara Lion (Gözleri çok güzel gözüküyor😁)

İnstagram adresimiz: anka_kiz_

İnstagram adresimiz: anka_kiz_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


⚔️⚔️⚔️

"Siz kafayı yemişsiniz!"

"Kız ben kime diyorum girmesenize oraya!"

"Ulan bir kere de dinleyin be bir kere de dinleyin! Renkli kafa sen tak beni ya bari!?"

En sonunda dayanamayıp arkamızdan homurdanan Abros'a ters bir bakış atıp dil çıkardım ve Marta'nın koluna asılarak yürümeye devam ettim. Marta da arkamızda deliye dönmüş meleze omuz silkerken Abros'un kükrediğini işittim ama çok geçti, Marta ile çoktan geçitten içeriye süzülmüştük. Diğer geçitlerden farklı olarak duvarları fazlasıyla nemliydi hatta yürüdüğümüz yol bile yosun tutmuştu ki yürümekte zorlanıyorduk. Her iki adımda bir düşme tehlikesi yaşarken girişte daha fazla bekleyememiş olan Abros, küfürlerini yağdırarak geçide hızlı bir giriş yaptı.

Marta, tutunmadan hızla gelen Abros'a yan bir bakış atıp benden önce davranarak onu uyardı."Abros dur dikkat et!" Ama çok geçti aptal Abros geçide girer girmez yerdeki yosunlar yüzünden kaydı ve popo üstünde bize doğru kayarak gelirken gözlerim olabildiğince açtım. "Lanet olsun sen ve koca popon hiç rahat durmuyorsunuz!" dedim sinirle bağırdım buna rağmen Abros kendini durduramadı ve bize çarpmaması için hızlıca Marta'yı diğer duvara ittirip kendimi karşı ki duvara yasladım. Abros kalın sesiyle çığlık ata ata kayarken bize çarpmayarak tam ortamızdan geçidin aşağısına doğru son sürat kaymaya devam etti.

Onu durdurmamızı bekliyor olacak ki ortamızdan geçerken kollarını savurdu tutmamız için ama bilin bakalım tuttuk mu? "Ulan alacağınız olsun! Götüm ıslandı lan!" Abros bağırarak kaymaya devam ederken arkasından Marta ile aynı anda kahkahamızı salı verdik. Abros kıvrılarak ilerleyen geçitten bir süre sonra görünmezken ardından sadece çığlık sesleri kalmıştı.

Abros'un sesi iyice uzaklaşırken hala kıkırdamaya devam eden Marta'ya dönüp yüzümü buruşturdum. "Yalnız o şu an vardı bile biz hala düşe kalka gidiyoruz." dedim ve benimle beraber Marta da gülmeyi kesip yüzüne ciddi bir ifade takındı ardından kaşlarını çatıp az önce kayarak giden Abros gibi yere oturdu. "O zaman ne duruyoruz!? Hadi tüm eğlenceyi şu salak Abros'a bırakmayalım!" Dediğinde çoktan onun arkasında ki yere oturmuş pis pis sırıtıyordum. Sırıttığımı görmeyen Marta kendini kaymak için hazırlarken dudağımın kenarı kıvrıldı.

Marta'nın ince ama dik olan omuzlarına ellerimi koyup at kuyruğu yaptığı kahverengi saçlardan dolayı açıkta kalan kulağına doğru eğildim, "O zaman önden cadılar!" Dediğim an onu hızla ittirdim, ittirir ittirmez tiz bir çığlıkla duvarları titreten Marta bana küfür ederek hızla kaymaya başladı. Arkasından gülüp bir kaç saniye sonra kendimi de ittirip ıslak taşlara sürterek aşağıya doğru kaydım, yamuk yumuk taşlar kalçamı acıtsa da bunu umursamayıp kollarımı eğlenerek havaya kaldırdım. Yüzümde aptal bir sırıtmayla bir yandan bağırıp bir yandan da yamulan geçitte saçma salak hareketler yaparak duvarlara çarpmamaya uğraştım, sonuç: çiziklerle dolu bir çift kol!

ANKA KIZ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin