Düzeltilme tarihi; 21.12.2020
İnstagram Adresi; p.phoenix_girl
Medya kim tahmin edin cmfmfmf baş harfi Karl!!⚔⚔⚔
Ciara LION
Umutsuzluk ya da hayal kırıklığı... Belki de her ikisi.
Ben Abros öldüğünde tam olarak bu duyguları hissetmiştim. Üzüntü ve öfke duyguları da tabi ki vardı ancak asıl hissettiğim şey umutsuzluk be hayal kırıklığıydı. Onunla doğru düzgün zaman bile geçiremeden ellerimin arasında küle dönüşmüştü... hem de iki kere.
Boşluktaydım ve bunu daha kendim bile sindiremezken Nick'e nasıl anlatacaktım ki? Yine yalan mı söylemeliydim? Bir yere gittiğini ve tekrar döneceğini söyleyip onu belki de asla gerçekleştiremeyeceğim bir hayale ortak mı etmeliydim? Ya da acı gerçekleri söyleyip onu da ikinci kere babasından mı ayırmalıydım?
Düşüncelerimi toparlayacak bir vaktim olmadığının da ayrıca farkındaydım. Çoktan Nick'in kaldığı yerin önüne gelmiştim, gerçi tamamen şansa bulmuştum onu. Meğer hala Abros ile onların kalması için verdiğim evdeymiş. Buraya gelirken hiç onu bahçede bir çardağın içinde yünlü bir yorgana sarılı, emekliye ayrılmış dedeler gibi oturmasını beklemiyordum. Bu haliyle aşırı komik durmasının yanında yüzümde tek bir mimik oynatacak halim kalmamıştı. Zaten buraya gelene kadar aklımda ki düşünceler tüm ruhumu kemirmişlerdi.
Daha fazla ruhuma ve beynime işkence yapmamak için altın renkli tokmağı olan bahçe kapısını gürültü çıkarmamaya özen göstererek yavaşça açtım. Ev, daha doğrusu bu bölgedeki tüm evler her ne kadar benim olsalar da bir kere bile içlerini gezmemiş veya herhangi bir tanesinde kalmamıştım. Ya da kalacak gücü kendimde bulamamıştım...
"Ciara! Burada ne işin var senin?" Ben saçma düşüncelerimde boğuşurken Nick çoktan yanıma doğru hızlıca gelmiş, güleç bir suratla beni süzüyordu. O beni süzerken istemsiz bende onu ağır ağır süzdüm. Doğrusu iyi gözüküyordu??
"Ah yoksa evden çıkmam mı gerek? Tabi sende haklısın burada kaç aydır para bile vermeden kalıyorum!" dedi bu sefer Nick ve üstünde ki yorgan benzeri şeyi katlayarak koltuğunun altına sıkıştırıp ihtiyatlı bir şekilde iç çekti. "Evim normalde okula uzak olduğu için burada kalmak işime gelmişti ama gitme vaktim gelmiş anlaşılan..."
"Hayır! Dur! Ne?!"
Nick'in dediklerinden bir gram bile anlamayıp beynimde dönen onca kelimenin içinden sadece bu üç kelimeyi söyleyebilmiştim ki Nick'in bana arkasını dönüp gitmesini saniyelikte olsa durdurabilmiştim. "Ben buraya Abros hakkında konuşmak için gelmiştim Nick." Sesimde ki durgunluk ona ne kadar yansıyordu emin değilim ama onda ki yüz ifadesi kesinlikle değişmemişti. Gülümsemeye ve o alık alık bakışlarını üzerimde tutmaya devam ediyordu. Acaba beyin travması mı geçiriyor?
"Şöyle ki Abros, şey-"
"Ah söylemene gerek yok Ciara zaten biliyorum!"
Nick diyeceklerimi ağzıma tıkarken elini önemsiz bir şekilde havada sallayıp üç dört adım uzağımızda ki evin kapısına doğru adımlayıp, beni şok eden bir mutlulukla kapıyı açarak beni içeri davet etti!? Tamam kesinlikle travma geçiriyor... "Nick neyi biliyorsun? Yani bak bence şu an iyi değilsin-" bir kez daha cümlemi tamamlayamadan Nick, evin tam ortasında duran ve kocaman tamamen ağaçtan yapılma masanın üstünde duran bir zarfı elime tutuşturdu. Simsiyah parlak gözleri sevinçle bana bakarken kaşlarımı çatmadan edemedim.
Elime tutuşturduğu zarfı derin enfesler eşliğinde ellerim titreyerek açtım. İçinde ki yazı... Abros'a aitti.
"Oğlum benim bir görevim var bu görev hem Ciara hem de Winta halkı için çok önemli o yüzden beni anlayacağını ve saygı duyacağına eminim. Görevim biter bitmez yanına geleceğim, ayrıca Ciara'yı koru ve her zaman yanında dur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA KIZ (ASKIDA)
Fantasy#1 Kehanet #23 Bilim Kurgu #2 Anka #13 Tarihsel Anka, Anka Kuş, Anka Ölüm ve Anka Kız bu isimler sadece tek bir kişiye aitti, herkesin korktuğu fakat savaşmaktan çekinmedi tek bir kişiye aitti. Ölümsüz olmasına rağmen onu öldürmeye uğraşanlar, kendi...