Hayatta bazı kararlar veririz. Doğu yâda yanlış olduğunu anlamadığımız ama aniden verdiğimiz kararlar. Kim için doğru kim yanlış ya da neye göre olduğunu bilmediğimiz kararlar… Ve bir süre sonra onları sorgulamaya başlarız. Hatalarımızı doğrularımızı göz önünde bulundurur ve en sonunda kendimize göre hakkı çıkmaya çalışırız. Ama başarabilir miyiz? Asıl hedef noktamız buydu. Baranın teklifini- yani çakma da olsa- evlenme teklifini kabul etmekle birlikte bir savaşa girmiştim. Neyin doğru yâda neyin yanlış olduğunu bilmediğim bir savaşın içindeydim. Barana hayallerini vermiştim ama Hulusi amcanın güvenini kaybedecektim. O bana bu şirketi vermekle en doğrusunu yaptığın düşünürken ben Barana vermekle belki de en yanlış olanını yapmıştım. Ama yapmıştım. İçimde bir huzursuzluk olsa da bir dinginlikte vardı. ikilemdeydim. Neyin doğru ya da neyin yanlış olduğunu sorgulayan iki melek vardı beynimde ve ben sürekli onları dinlemekle meşguldüm. Sürekli sorular vardı kafamın içinde. Acaba ya da keşke! Binlerce kelime uçuşuyor binlerce soru türetiyordum. Ona güvenmekle hata mı yapmıştım emin değildim. Tek bildiğim bir girdaba daha sürükleniyordum.
Bu sefer bile isteye.
Baranın tam yanında sessizce eve doğru ilerlerken sesimi bile çıkartmaya halim yoktu. Ne konuşacağımı ya da ne söyleyeceğimi kestiremiyordum. Bir haftaya kalmadan evleneceğimiz gerçeğiyle yüz yüzeydik biz. Bir hafta sonra Baran Atahan’ın karısı olacaktım. Trabzon’dan kaçarken tek sebebim Ali abimle evlenmekten kaçmamdı ama şimdi gidip de Baranla evlenecektim yanlıştı bu. Saçmalıktı ama yapıyordum. İstemeden de olsa yapmam gerekiyor diye düşünüyordum. Ona karşı bir güven besliyordum. Beni ne kadar istemediğini bilsem de ona güveniyordum. Babam Hulusi amcama güvenmemi söylemişti ben oğluna güveniyordum. Ne saçma ama. Harun’a ya da yunusa karşı duyduğum güvenden farklıydı bu. Hem şüpheler içinde kıvranıp hem de güveniyordum ben. Kendimi babalarının kucağımdaki ufak kız çocuklarına benzetiyordum. Babasının onu her zaman koruyacağına inandığı ama babasının elini bırakıp caddeye koşmak isteyen bir kız çocuğu. Acaba o da babanın kızını koruduğu gibi beni korur muydu? Bu soru beynimde yankılanıyordu. Baranın beni korumasını yanından bir dakika bile ayırmasını istemediğimi düşünürken bir taraftan da saçmalığına gülüyordum. Ben neden ona bu kadar güveniyordum ki zaten.
Arabanın hızı yavaşlayana kadar içimde dolaşan sorulara engel olamadım. Bir anda her şeyden vazgeçmek istemiştim ama yapamayacağımı da biliyordum. vazgeçemezdim ben. Ona bir söz vermiştim. Ben ona hayallerini vermiştim. Ben ilk defa Baranın mutlu olmasını dilemiştim. Araba büyük bahçeye girene kadar barana bakmamaya çalıştım. Sanki bakarsam o an her şeyin doğru olduğuna inanacak ve içimdeki huzursuzluğu silecektim. Yaptığımın doğruluğunu kabullenip mutlu olacaktım ama istemiyordum. Barana bakıp hatamın farkına varmak istemiyordum. Araba garajda durunca kemerimi çözüp hızla arabadan inip eve doğru ilerlemeye başladım. Biliyordum arkamdan geliyordu. Hem de büyük bir mutlulukla geliyordu. Ama ben neden mutlu olamıyordum ki.
“ Hayat”
Adımın onun ağzından çıkışıyla bir anda kalbimin hızlandığını fark ettim. Neden bu hale geliyordum sesini suyunca. Hatalarımı mı hatırlıyordum yoksa.. Sesini duymak hoşuma mı gidiyordu? Omzumun üzerinden ona bakınca ellerini cebine koymuş bir şekilde bana baktığını gördüm. Olduğu yerde duruyor ve bana mahcup biraderle bakıyordu.
“ pişman mısın ?”
Sorduğu soru içimdeki kaleleri yıkmaya yetmişti. Küçük bir çocuk gibi gözlerini kırpıştırıp sevimli bir ifadeyle bana bakarken pişman olmak istemiyordum ama kahretsin ki o “kabul” kelimesi ağzımdan çıktığından beri pişmandım. Yutkunarak sesimi çıkarmadan ona baktım. Ne diyeceğimi bilememiştim. Birkaç adımda yanıma gelirken ellerini omzuma koydu. Güven vermek istercesine bana bakarken gözlerindeki o sıcaklıkta eridiğimi hissettim. Deniz insanı üşütmez miydi? Ben neden yanıyordum? Dudaklarını yalarken uzun boyu yüzenden başını öne doğru eğip bana bakmaya devam etti. Biliyordum cevap beklediğini ama sesimi bile çıkaramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK
RomanceBU HAYATTA NELERİ BİZ SEÇERİZ? OKUDUĞUMUZ OKULU.. YEDİĞİMİZ YEMEĞİ.. VE HATTA EVLENECEĞİMİZ KİŞİYİ? PEKİ YA SEÇEMEZSEK! YA YILAR ÖNCE VERİLEN BİR SÖZ BİZİ EVLENECEĞİMİZ KİŞİYLE KARŞI KARŞIYA GETİRİRSE.. YA DA KADER HİÇTE UMMADIĞINIZ ANDA AŞK DENİLEN...