Sevgiye çeyrek var! aşka ise yarım

2.8K 102 94
                                    

.. Mutluluk ne demekti?

Mutluluk. Sekiz harf. Üç hece. Beşi sessiz üçü sesli. Terim anlamı. Saadet. Halk içi terimi. Hoşnut olmak. Bir şeylerden keyif almak. Bir çocuğa göre en sevdiği oyuncağın alınması. Ağlayan bir kıza göre bir kutu çikolata. Bir erkeğe göre doyasıya maç izlemek. Bir anneye göre evladına sarılmak. Bir babaya göre evladının başarısıyla guru duymak. İş adamına göre ihalesini kazanmak. Herkese göre değişen bir terim mutluluk..

Her insanda başka bir anlamda. Mutluluk başka bir yerde herkese göre. Sevmekte sevilmekte: ağlamakta gülmekte. Mutluluk apayrı başka bir dünyaya geçmiş yapmak. Acıdan arınmak. Hayatı sevmek. Mutluluk sekiz harfin içine sığdırılmış başka bir dünya demek.

Bana göre mutluluk demek Baran demekti artık. Eskiden belki bir satır daha fazla kitap okumak derdim bu soruya. Ama şimdi aklım kalbim hatta vücudumun her köşesi tek bir ad  sayıklıyordu mutlu olmak deyince. Baran. Mavi gözleri sarı saçları o ukala tavrı. Yağmur kokusu. Mutluluğun benim için eş anlamıydı. Sözlüğümdeki mutluluk kelimesini  karşısında yazan isimdi. Hayat gözlüklerimi taktığım da pembe tarafta olan yüzdü Baran. Kalemimin mutluluk yerine yazdığı isim. Baran.. Adının anlamı bana göre mutluluk olan adam..

Gözlerim yeni güne aralanırken kendimi huzurlu hissediyordum. Bu ev bana huzuru vermişti. Artık korkularımın olmadığını biliyordum. artık mutlu olacağımı biliyordum. Gülümseyerek sol tarafıma dönerken kolu belime sarılı adama bakmaya başladım. Hala uyuyordu güneş ışıkları yüzüne düşmüş ve sarı saçları parlamaya başlamıştı. Yüzü o kadar güzeldi ki. O kadar huzur dolu. Elimi yanağına getirmek istedim bir anda. Onu doyasıya okşamak. Benimdi bu adam. Benimleydi. sevdiğini söylemişti.  Benimle olmak istediğini söylemişti ama yine de korkmuştum. Sanki ona dokunursam kaybolacak gibi gelmişti parmağının tersiyle yanağına dokunurken dudağımı ısırmadan edemedim. Bu adam. Bu sıcaklık. Bana o kadar iyi gelmeye başlamıştı ki. Kendimi kış soğuğunda kalan bir kedi gibi hissetmiştim. Ve ona sokulmuştum sanki o beni koruyacakmış gibi. Parmağımı yüzünden çekerken bu defa da elimi koydum yanağına. Onu daha çok hissetmek istercesine. Huzurlu uykusunda gülümserken derin bir nefes aldı. Ama uyanmadı. Yanağına daha fazla dokunurken onu uyandırmak istedi bir yanım uyansın ve o gözlerindeki denizi gör dedi. Ama diğer yarım uyandırmamam gerektiğini söylüyordu. Onu böyle izlememi. Uykusundaki huzuru içime delicesine çekmemi istiyordu. Kararsızdım. Âmâ bu kararsızlığım bana iyi geliyordu. Kötü bir yanım değildi ilk defa. Ne karar verirsem vereyim onu hissedecektim.

Dün gece yanımda uyumak için ısrar eden adamı kırmamamın en iyi yanını yaşıyordum şuan. Ona dokunarak, onu hissederek, onu okşayarak. Baran beni değiştiriyordu.. Başka biri haline dönüştürüyordu.. Kim derdi ki ben Baranla aynı yatakta uyuyacaktım. Kim derdi ona böyle sarılacağımı. Baran bir iki kez daha kıpırdanırken aklımdan geçen şeytani fikirle  gülümsedim. Birazdan Ayten sultan uyandırma servisi olarak gelebilirdi. Onu uyandırmalıydım. Ama bunu biraz değiştirebilirdim. Saçımın bir tutamını elime alırken Baran’ın burnuna doğru tuttum. Baran’ın burnu hafiften kırışsa da uykusunu bölmedi. Tekrar yapınca bu sefer eliyle itmeye çalıştı. Huylandığı belli oluyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıkken  tekrar aynı şeyi yaptım. Ama bu defa daha fazla yapınca Baran sinirle gözlerin yumdu. Saçımı burnundan çekerken  elini burnuna götürdü ve huysuzca homurdanmaya başladı.

“ şu kediyi atıcam odadan! Ulan uykumda bile rahat vermedi pire torbası”

Kıkırdayarak elimi ağzıma kapatırken Baran arkasını bana dönmüş ve tekrar uykuya dalmıştı. Ah hadi ama. Bunu cidden o minik hayvanın yaptığını mı düşünüyordu

“ Baraaan”

Yataktan kalkıp diğer tarafa geçerken saçımı bu defada alnına ve yanaklarına sürmeye başladım. Daha çok huylanırken sinirle gözlerini açtı. Ama karşısında benim olduğumu görünce şaşkınlıkla gözlerini kapatıp tekrar açtı.

SALINCAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin