FULL BARANDAN BÖLÜM :) UMARIM OLMUŞTUR :)
Çocukluğumdan beri hep tek bir noktada buluştu fikirlerim. “büyük adam olmak” babamın beni karşısına aldığı ve konuştuğu o günden itibaren tek bir şey hayalim olmuştu. Büyük adam olmak. Dün gibi hatırladığım anıydı bu. Babamın bana sarılıp beni kucağına alması ve gülümseyerek burnuma bir öpücük kondurması. Gülerek beni daha sıkı sarması. Daha altı yaşındaydım. Ve hiç bir şeyden haberim yoktu. Aldığımız bir bilet vardı. Son paramızla aldığımız bilet. Babamın bana çektirdiği ve “senin şansın” dediği bilet. Ve sonrası.. Babamın sevinçle gülmesi. Yeni bir ev. Yani arkadaşlıklar. Harun'un Ayten teyzenin Temel amcanın gelişi. Ve bahçede oturduğumuz bir gün babamın siyah saçlarını geriye doğru yatırarak yanıma gelip beni kucağına alması.
“ büyük adam olacaksın sen Baran!”
Bu söz yankılanırdı hep kulağımda. O zamandan beri düşünürdüm. Büyük adam olmak ne demek diye. Atatürk, Sakıp Sabancı, Neil Armstrong. Büyük adamlardı. Güçlü, kararlı adamlar. Onlar gibi olmam gerekiyordu. Ama nasıl? Çocukluğumdan beri sorularıma cevap bulamıyordum. Ama bir gün şirketin önünde dururken aklıma gelmişti. Ben eğer bu şirketin başında olursam babamın dediği gibi büyük adam olacaktım. Ve o zamandan beri çalıştım. Sınavlarımdan geçmek ya da babamın gözüne girmek için uğraştım. Şirketin başına geçip büyük adam olacaktım. Babam gibi olacaktım. Önümdeki, engelleri kaldıracaktım. Babamın gözüne girecektim. O benim tek sığınağımdı. Annemin olmayışını kaldırmama tek sebepti. Annesiz oluşumu anlayan tek kişiydi. Ayten teyzenin sıcak tavırlarına alışsam da bir annemin olmaması canımı çok yakıyordu. Anne istiyordum bende. O kokuyu hissetmek. Harun’un annesine sarıldığında yüzündeki mutluluğu istiyorum. Ama yoktu. Yılar önce giden bir hediyeydi o. Kaybedilen oyuncaktı. Yâda yere düşen bir şeker. Annem yoktu benim. Bende bu yüzden biraz düşmüştüm babama. Ama onu da paylaşıyordum şimdi. Yıllarca paylaştığım gibi. Annemin gidişinden sonra tek yanımda kalan kişi olan babamı hep meçhul kişi olan Hayatla ve Harun’la paylaşmıştım.
Babamın bana gösterdiği sevginin daha çok olmasını istiyordum. Babamın benim kalmasını istiyordum. Benim olmalıydı.
Ama Hayata eskisi kadar kızıyor muydum emin değildim. Hele de o halinden sonra. Ağlamsından sonra eskisi gibi kızamıyordum ona. Küçük bir kız gibi burnunu çekerek elleriyle oynaması… her aklıma geldiğinde gülümsüyordum. Ufak bir kız gibiydi Hayat! Gülümsemesini seviyordum bu kızın. Güldüğü zaman enerji yayıyordu. Yâda öyle hissediyordum. Bilmiyordum. Çok gülmediği için bu kadar gülmesini istiyorum belki de. Ama sadece bana karşı gülümsemesini saklamasına kızıyordum. Bir tek bana gülümsemiyordu Hayat. Bir tek bana soğuktu. Harun’a baktığındaki enerji bana baktığında kayboluyormuş gibi oluyordu. Ya da o okuldaki şebek olan çocuk.. Onur. Onunlayken bana baktığı gibi bakmıyordu. Soğuk. Buz gibi. İnatçı bir bakış. Huysuz.. Kesinlikle onun için yazılmış kelimeydi bu. Huysuzdu. Hiç bir şeyden memnun olmuyor sürekli bana kızıyordu.
Kızılacak neyim varsa!
Gayet sevimli bir yüze sahiptim yakışıklıydım. İnsanlara kolayca anlaşabilirdim. Hayatla da anlaşırdım aslında ama o huysuz tavırlarıyla bana kızmasaydı gayet iyi birer arkadaş olabilirdik. Ama o aksine bana sürekli soğuktu. Onu kızdıracak ne yapmıştım ki sanki. Hiç. Ama o illa ki bana soğuk davranacaktı. Ama ben onunla inatlaşmayacaktım. Ben gayet anlayışlı birisi olarak gardımı indirmiştim. Ona karşı bile olsa.
Okulun kapısına bırakırken hala sessizdi. Bazen bana öyle bir yaklaşıyordu ki onunla yakın olmayı sevdiğimi düşünüyordum ama sonra beni sanki itmek için programlanmış gibi üzerinden itiyordu. Ona yaklaşmaktan korkuyordum. Onunla olmaktan da korkuyordum. Çelişiyordum ona bakarken. Onunlayken. Harun’la olduğu benimle olmayacak olmasına kızıyordum. Ben iyi biriydim. Beni neden sevemiyordu ki? Onunla konuşmaya çalıştıkça benden kaçmasını yoksa soğuk ifadesi mi beni çekiyordu bilmiyordum ama onunla konuşmak için çırpınmaktan yorulmuştum. Ama onunla konuşmak bana iyi geliyordu. Acaba mazoşist miydim ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK
RomanceBU HAYATTA NELERİ BİZ SEÇERİZ? OKUDUĞUMUZ OKULU.. YEDİĞİMİZ YEMEĞİ.. VE HATTA EVLENECEĞİMİZ KİŞİYİ? PEKİ YA SEÇEMEZSEK! YA YILAR ÖNCE VERİLEN BİR SÖZ BİZİ EVLENECEĞİMİZ KİŞİYLE KARŞI KARŞIYA GETİRİRSE.. YA DA KADER HİÇTE UMMADIĞINIZ ANDA AŞK DENİLEN...