Dumanlı mı karlı mı olduğunu anlayamadığım yolda yürüyordum. Korktuğumdan arkama bile bakamadım. Sanki bir olay yaşamış gibi içim cız ediyordu. Arkamdan gelen ayak sesleri hızlanmaya başlamıştı ve ben korkuyordum. Bi an cesaretlenip arkama baktım ama kimseler yoktu . Belki de hayal gücüm fazlaydı. Sonra aklıma Burak geldi. Geçirdiğimiz onca güzel zamanlar ve sonra onun beni sevmesinin yalan olduğu gerçeği geldi aklıma. Buz tutmuş olan ellerimle hakim olamadığım gözyaşlarımı sildim. Kafamı kaldırıp aya baktım. Ne güzel parıldıyordu. Nedense bütün yıldızlar benden uzaktaydı. Evrenin bir oyunu işte. Üşümeye başladığımı anlayınca üstüme baktım. Burak'ın kazağı vardı. Sinirle çıkardım ve yaktım kazağı. Artık hayatımda onun gibi birinin eşyası olsun istemiyordum. Bir dal sigaranın işe yarayacağını düşünerek ciğerlerime kadar çektim havasını. Tekrardan kalktım ve ilerledim. Galiba kaybolmuştum. Isınabilmek için ellerimi birbirine sürttüm. O anda sanki biri bana dokunmuş gibi hissettim, tam kaçacakken ayağım takıldı ve aşağıya doğru kaydım. Ne olduğunu anlayamadan gözlerim kapanmıştı bile. Uyandığımda burnuma ağır bir parfüm geldi. Nedense bu koku bana tanıdık geliyordu. Kocaman sarıldım yastığıma bırakmak istemedim. Burak'ın yaşattıklarından sonra kim olsa bırakmak istemezdi. Hafifçe doğruldum yatağımdan. Gözlerimi aralayıp kapıya doğru ilerledim. Gözlerimi ovuşturarak ilerlerken "dang" diye kafamı kapıya çarptım. Bu sayede tamamiyle uyanmış oldum. İçeriden yemek kokuları geliyordu. Biraz daha ilerledim. Sanki biri bana bağırıyormuş gibi hissettim ve o rüya yakışıklımı göremeden uyanmama neden oldu. Kalktığımda annem yanımdaydı ve yastığımın neden ıslak olduğunu sordu,bende geçiştirmeye çalıştım. Saatin 9:30 olduğunu gördüğüm anda direk kıyafet dolabıma uçtum. İşte en zayıf noktam kıyafet seçmekti. Acaba bu mu yoksa şu mu? Yok o olmaz fazla süslü, o zaten olmaz onu çok giydim, seni saymıyorum bile. Ha bu arada ben Deniz. 19 yaşındayım, üniversite 1. Sınıf öğrencisiyim. kahverengi saçlı ve mavi gözlüyüm. Pek şatafat seven biri değilim ama giymesini de iyi bilirim. Neyse fazla gecikmeden bir siyah Jean üstüne sıradan beyaz t-shirt, ayakkabı olarak da siyah nikelarımı giydim ve evden hızlıca çıktım. Minicooper'ıma bindim. Yol boyunca gördüğüm rüya aklıma geldi. Burak beni aldatmıştı nedense, ilk defa böyle bir rüya gördüm. Oysaki ben sevgilime her zaman güvenirim. O bana öyle bir şey yapmaz. Bir anda arkadan korna sesleri artmaya başladı. Trafik lambalarına baktığımda yeşil ışıkların yandığını ve tüm kornaların bana olduğunu anladığımda direk gaza bastım. Amann neyse rüyalar tersine çıkar zaten dedim ve yoluma devam ettim. Okulun park alanına giriş yaptım. Arabadan indiğimde ileride duran iki genç ilgimi çekti. Biri burak'a benziyordu. Diğeri ise kızdı. Aklımdan yok ya o Burak değil dedim ama yüzünü tamamiyle gördüğümde herşey değişti. Kız anlam veremediğim hareketler yaparak Burak'ı güldürüyordu. Belli ki hoşuna gidiyordu. Burak kızı belinden tuttuğu gibi dudaklarına yapıştı. O an bütün dünya başıma yıkıldı. Ne yapacağımı bilemedim. Sadece istemsizce çığlık attım "Allah belanı versin Burak" diyebildim. Koşarak arabama atladım ve hızlı bir manevra yaparak okuldan çıktım. Genelde böyle olaylarda erkek kızın peşinden gelirdi ama Burak bunu yapmadı, hiç takmamıştı bile beni. Bunu nasıl kaldıracağımı bilmiyordum. Son gaza bastım, buradan bu şehirden kurtulmak için. Gözlerim dolu halde olduğundan etrafı pek göremiyordum. Belki bundan sonra da tam olarak göremeyecektim...
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. İlk deneyimim olduğu için bir sorun olursa yorum yaparak belirtebilirsiniz.Eğer beğendiyseniz vote ve yorumlarınızı bekliyorum.Öpüldünüz....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİNİM | DÜZENLENİYOR
Teen Fiction- 'Savaş benden romantiklik bekleme odunum ben.' - 'Bende odunum ama sana yanıyorum be güzelimm...' - 'Galiba kalbime birşey oluyor.' - 'Benim için atıyor korkma...' Bir doktor bu kadar deli gibi sevebilir miydi?